Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mahkemesi ile Adana 2 Asliye Ticaret Mahkemesi arasındaki olumsuz görev uyuşmazlığının merci tayini yolu ile giderilmesi talebi sonucu Dairemize gelen dosyanın incelenmesinde; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; Davacı ile davalı arasında 03/03/2017 tarihinde 6006 sayılı yasa kapsamında taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzaladığını, bu sözleşmede davacının yanında bir kısım arsa malikleri de de sözleşmeye taraf olduğu sözleşme çok taraflı olarak oluşturulduğu davacı ile beraber sözleşmeye taraf olan Hayriye Erol, Leyla Arı, Nimet Yılmaz, Mehmet Karabulut aynı sözleşme kapsamında arsalarını kat karşılığı davalı müteahhide verdiğini, davalı taraflar arasında düzenlenen sözleşmeye aykırı hareket ederek inşaatı süresinde tamamlanmadığından davacı ile arsa malikleri sözleşmenin birinci maddesinin birinci bendi gereğince taraflar arasında kararlaştırılan cezai şart alacak hakları için Adana 5....

Asliye Hukuk Mahkemesi ile Adana 2 Asliye Ticaret Mahkemesi arasındaki olumsuz görev uyuşmazlığının merci tayini yolu ile giderilmesi talebi sonucu Dairemize gelen dosyanın incelenmesinde; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; Davacı ile davalı arasında 03/03/2017 tarihinde 6006 sayılı yasa kapsamında taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzaladığını, bu sözleşmede davacının yanında bir kısım arsa malikleri de de sözleşmeye taraf olduğu sözleşme çok taraflı olarak oluşturulduğu davacı ile beraber sözleşmeye taraf olan Hayriye Erol, Leyla Arı, Nimet Yılmaz, Mehmet Karabulut aynı sözleşme kapsamında arsalarını kat karşılığı davalı müteahhide verdiğini, davalı taraflar arasında düzenlenen sözleşmeye aykırı hareket ederek inşaatı süresinde tamamlanmadığından davacı ile arsa malikleri sözleşmenin birinci maddesinin birinci bendi gereğince taraflar arasında kararlaştırılan cezai şart alacak hakları için Adana 5....

Davacı vekili asıl davada; 1409 ada 13 parsel sayılı taşınmaz için davalı arsa malikleri ..., ..., ..., ... ve ... ile davalı yüklenici ... arasında 17.11.1998 tarihli gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, bu sözleşmeye dayanarak davacı ile yüklenici arasında 24.06.1999 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi imzalandığını ve 1. ... katta 3/100 arsa paylı girişe göre sağ ön taraftaki dairenin yükleniciden satın alındığını, satış bedelinin ödenmesine rağmen dava konusu taşınmazın tapusunun devredilmediğini belirterek dava konusu taşınmazın tapusunun iptali ile davacı adına tescilini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili birleştirilen ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/192 Esas sayılı dosyasında; dava konusu taşınmazın ... adına olan tapusunun iptali ile davacı adına tescilini talep ve dava etmiştir. Davalılardan ... vekili, ... ve ... davanın reddini savunmuş, diğer davalılar davaya cevap vermemiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 13.01.2009 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 20.07.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, davalı arsa malikleri ile davalı yüklenici arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca davalı yükleniciye bırakılan 18 parsel sayılı taşınmazdaki 3 numaralı bağımsız bölümü satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığını, yükleniciye karşı edimlerini yerine getirdiğini, taşınmaz tapusunun adına devredilmediğini ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemiştir....

      SAVUNMA: Davalı ----- şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacıların, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı icbar davası açma imkanları varken; salt taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin tapuya şerhi talepli dava ikame etmelerinde hukuki yararı bulunmadığını, tapu devir şartlarının oluşmaması sebebiyle davanın usulden reddedilmesi gerektiğini, Müvekkil ile diğer davalı ------ ve dava dışı ------ arasında ------ Noterliğinin ----- yevmiye nolu ve 26.03.2018 tarihli "Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi ve /Hasılat Paylaşım Esaslı İnşaat Sözleşmesi/Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi" imzalandığını, huzurdaki davanın doğru şekilde çözüme kavuşturulabilmesi için öncelikle bu sözleşmenin mahiyetinin doğru saptanması gerektiğini, sözleşmede taşınmazın bölümlerin satılamaması halinde, kalan bölümlerin fiziki paylaşımına gidileceğinin kararlaştırıldığı, buna göre sözleşme maddelerinin hep birlikte yorumlanmasından taraflarca akdedilen sözleşmenin müşterek amaç ve müşterek amaç için...

        nin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesiyle davacıların murisine bırakılan bağımsız bölümlerden olduğunu bildiğini veya bilebilecek durumda olmadığı, yüklenici ile el ve işbirliği içerisinde taşınmazı devraldığı kanıtlanmadığı anlaşılmakla yerel mahkemenin TMK 1023 maddesi de dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesinde bir hata bulunmadığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde; dava konusu Kocaeli .... Noterliğinin 24.10.2014 tarihli 17956 yevmiye no.lu “Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi” içeriğinden 1. kat 5 no.lu dairenin davacıların murisi arsa sahibi ...’e ait olduğunun kararlaştırıldığı, sözleşme gereği muris tarafından dava dışı yükleniciye Kocaeli .......

          CEVAP : Davalıya dava dilekçesi ve tensip zaptının usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, davalının cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır. YEREL MAHKEME KARARI : Antalya 1. Tüketici Mahkemesinin 15/02/2023 tarih ve 2021/16 E. 2023/60 K. Sayılı kararı ile; "...Döşemealtı Belediyesi tarafından mahkememize verilen cevabi yazı ekinde dava konusu taşınmazın Şantiye Şefliği Hizmet Sözleşmesinin ve Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesinin gönderildiği, Şantiye Şefliği Hizmet Sözleşmesinde imzası bulunan Yapı Müteahhidinin Durali Kara olduğu, yine Antalya 10....

          Kısaca, her iki satış vaadi sözleşmesi de yüklenicinin yaptığı birer temlik işlemidir. Gerçekten, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri yükleniciye kişisel hak sağlar. Yüklenici, kazanacağı kişisel hakkını doğrudan sözleşmenin diğer tarafı arsa sahibine ileri sürebileceği gibi, Borçlar Kanununun 162.maddesinden yararlanarak bu hakkını üçüncü kişilere de temlik edebilir. Ne var ki, yapılan temlik işleminin tarafı olmayan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin tarafı arsa sahibi, bu temlike vakıf olduğu zaman Borçlar Kanununun 167.maddesine dayanarak temlik işleminde bulunan yükleniciye karşı ne gibi hakları varsa, onun temlik ettiği kişilere (davacılara) karşı da ileri sürebilir. Dolayısıyla bu gibi davalarda, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin arsa sahibi olan tarafına husumet düşer. Zira, alacağa hak kazanıldığının ispatı, ifanın talep edildiği arsa sahibinden istenecektir....

            Noterliğinin 9034 yevmiye numaralı 16/04/2014 tarihli düzenleme şeklide satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereği yüklenici müvekkili şirket adına kaydedilmesi gereken bazı dairelerin arsa sahibi adına tapuda kaydedildiğini, ancak müvekkilinin arsa sahibinin verdiği taşınmaz satış vekaletnamesi ile bunları satın alan 3....

            Davaya konu olayın, temlik işleminin hukuki niteliği ve arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmelerinde yüklenicinin borçlarının neler olduğunun arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmesi hükümleri çerçevesinde incelenip değerlendirilmesi gerekmektedir. Arsa sahibi ile arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmesi bulunan yükleniciden sözleşmesinde ona bırakılması kararlaştırılan bağımsız bölümü temlik alan üçüncü kişinin, arsa sahibini (borçluyu) ifaya zorlayabilmesi için öncelikle temlik işlemini ve işlemin sıhhatini kanıtlaması gerekir. Fakat temlik işlemi kanıtlanmış olunsa da yukarıda açıklandığı üzere ifa talebinin muhatabı olan arsa sahibi ifaya derhal uymak zorunda değildir. Gerçekten, Borçlar Kanununun 167. maddesine göre “Borçlu temlike vakıf olduğu zaman temlik edene karşı haiz olduğu defileri, temellük edene karşı dahi dermeyan edebilir....

              UYAP Entegrasyonu