Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davada, tapu kaydı davacı adına iken taşınmaz üzerine yapılan bina bedelinin tahsili, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre talep edilmektedir. Bu gibi hallerde masraf yapan kişinin talep hakkı, yapılan giderlerin taşınmaz malikinin mülkiyetine geçtiği zaman doğar. Taşınmaz malikinin mülkiyetine geçmeden ve onun mal varlığında bir artış olmadan yapılan giderler istenilemez. Bir hakkın dava edilebilme hakkı (alacak muaccel olmadan) doğmadan, alacak hakkında zamanaşımının işlemeye başlayacağı veya zamanaşımına uğrayacağı düşünülemez. Dava hakkı ancak, davacının yaptığını iddia ettiği binanın davalıya teslimi ile doğar....

    Talep edenin alacağı rehinle de temin edilmediğine göre borçlunun elinde veya üçüncü kişilerde bulunan taşınır ve taşınmaz malları ile alacak ve diğer haklarından uygun miktarının ihtiyaten haczine karar verilmesi gerekir. Mahkemece açıklanan yönler gözetilerek, davacının ihtiyati haciz isteminin kabulü yönünde karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile istemin reddedilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen ihtiyati haciz isteminin reddine ilişkin kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA 07/03/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Bu durumda, şikayetçi ipotekli taşınmaz maliki üçüncü kişinin sorumluluğu ipotek akit tablosunda belirtilen 500.000,00 TL ile sınırlıdır. Esasen bu husus mahkemenin de kabulündedir. Ne var ki, icra emrinde 540.615,73 TL alacak meblağının talep edildiği, ayrıca, çek taahhüt riski nedeniyle 42.970,00 TL'nin nakden depo edilmesi isteminde bulunulduğu görülmektedir. O halde, mahkemece, ipotekli taşınmaz maliki üçüncü kişi bakımından ipotek limiti olan 500.000,00 TL'yi aşan 40.615,73 TL miktarındaki alacak ve depo edilmesi isteminde bulunulan 42.970,00 TL kısım yönünden icra emrinin iptaline karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirmeyle, icra emrinin yalnız 40.615,73 TL meblağındaki alacak ile sınırlı olarak iptaline hükmedilmesi isabetsizdir....

        Taşınmaz üzerinde daha önce mevcut bir muhtesata yeni bölümler ilave edilmesi, muhdesatın tamamlanması veya mevcut muhtesatın bakım ve onarımının yaptırılması bağımsız bir muhtesat meydana getirme niteliğinde olmayıp mevcut muhtesatın daha kullanılır hale gelmesini, bir başka deyişle muhtesattan sağlanacak faydanın artmasını sağlayan işlerdir. Bu işler için harcanan giderler de muhtesatın değerini artıran faydalı ve zorunlu giderlerdendir. İyileştirici nitelikteki bu giderleri tek başına karşılayan taşınmaz malik ya da maliklerinin koşullarının varlığı halinde bu giderlerden paylarına düşen kısmını sebepsiz zenginleşme ../..kurallarına göre açacağı eda nitelikli bir alacak davası ile taşınmazın diğer maliklerinden isteyebileceği kuşkusuzdur....

          İyileştirici nitelikteki bu giderleri tek başına karşılayan taşınmaz malik ya da maliklerinin koşullarının varlığı halinde bu giderlerden paylarına düşen kısmını TBK’nin 77 ve devamı maddeleri hükmüne ve sebepsiz zenginleşme kurallarına göre açacağı eda nitelikli bir alacak davası ile taşınmazın diğer maliklerinden isteyebileceği kuşkusuzdur. İyileştirme giderlerini yapan malik ya da maliklerin yaptıkları giderler taşınmazın ortaklığının satılarak giderilmesi ve muhdesattan yararlanmalarının son bulması ile istenebilir hale gelecektir. Bu giderler için eda nitelikli alacak davası açma hakkı mevcut iken önceden bu iyileştirme giderlerinin tespitini dava etmekte hukuki yararı bulunduğundan söz edilemez....

            İpotek, kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır. İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasındaki anlaşmanın (rehin sözleşmesi) bulunması ve rehin sözleşmesinin Türk Medeni Kanununun 856. maddesi gereğince tapu siciline tescil edilmesi gerekir. Alacak sona erdiği halde alacaklı, terkin taahhüdünü iradesiyle yerine getirmezse, taşınmaz maliki ipoteğin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile isteyebilir. Borcun ifa edilmesi sebebiyle açılan ipoteğin kaldırılması davasında rehin verenin rehinli alacaklıya karşı borcunun bulunup bulunmadığı, yani kaldırma talebinin şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği hususu belirlenmelidir. Alacağın varlığı ve ödenip ödenmediğine ilişkin delillerin toplanıp sonucuna göre karar verilmesi gerekir....

            Nolu bağımsız bölümün satışı hususunda dava dışı taşınmaz maliki ... ile anlaştığını, davacının bahse konu taşınmazı, dava dışı ... A.Ş.' nden taşınmaz kredisi kullanarak satın almak istediğini ve genel banka uygulamaları kapsamında, dava dışı ... taşınmaz üzerinden kredi kullandırması için, bahse konu taşınmaz üzerinde ipotek olmaması gerektiğini belirtildiğini, davalı bankaya bahse konu taşınmaz üzerinde ki ipotekle ilgili olarak davalı bankaya ne kadar alacaklarının olduğunu ve bu miktarın ödenmesi halinde ipotek fekkini taahhüt edip etmediğini sorulduğunu, bunun üzerine davalı banka ... tarih, ... sayılı İpotek ... Konulu yazısı ile ve ... tarih, ... Sayı, ... Şartı konulu yazıları ile özetle; '' ...-TL' nin ... Şti.' nin ... nolu iban numaralı hesabına yatırılmasına müteakip ... yazısının ilgili tapu müdürlüğüne gönderileceğini kabul ve taahhüt etmiştir.''...

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı, 11.12.2003 tarihli dava dilekçesinde davalıya yapılan kira sözleşmesinin yenilenmediğini, sona erdiğini, davalının fuzuli şagil hale geldiğini ileri sürerek taşınmaz üzerinde ekili bulunan ürün bedelinin tahsilini istemiştir. İstek kira alacağına ilişkin değildir. Mahkemece dava el atmanın önlenmesi ve alacak olarak değerlendirilmiş ve hüküm yerinde el atmanın önlenmesi ve alacak isteminin reddine karar verilmiş olup, hüküm davacı ve birleşen dosya davalıları tarafından temyiz edilmiştir. Bu durumda temyiz inceleme görevi Dairemize ait olmayıp Yargıtay 1.Hukuk Dairesi'ne ait bulunduğundan dosyanın Yargıtay 1.Hukuk Dairesi'ne gönderilmesine, 26.12.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı, 11.12.2003 tarihli dava dilekçesinde davalıya yapılan kira sözleşmesinin yenilenmediğini, sona erdiğini, davalının fuzuli şagil hale geldiğini ileri sürerek taşınmaz üzerinde ekili bulunan ürün bedelinin tahsilini istemiştir. İstek kira alacağına ilişkin değildir. Mahkemece dava el atmanın önlenmesi ve alacak olarak değerlendirilmiş ve hüküm yerinde el atmanın önlenmesi ve alacak isteminin reddine karar verilmiş olup, hüküm davacı ve birleşen dosya davalıları tarafından temyiz edilmiştir. Bu durumda temyiz inceleme görevi Dairemize ait olmayıp Yargıtay 1.Hukuk Dairesi'ne ait bulunduğundan dosyanın Yargıtay 1.Hukuk Dairesi'ne gönderilmesine, 26.12.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Taşınmaz alım-satımından kaynaklı alacak K A R A R Dava dilekçesi ve mahkeme gerekçesine göre geçersiz sözleşmeden kaynaklanan (sebepsiz zenginleşme) alacak isteğine ilişkin bulunduğuna göre, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 14.01.2017 tarih ve 1 sayılı kararı ile hazırlanan, 20.01.2017 günlü ve 2017/1 sayılı Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilip 27.01.2017 tarihli ve 29961 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.02.2017 günü yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (3.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 31.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu