DAVALI KARŞI DAVACI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı karşı davacı vekili tarafından verilen istinaf dilekçesinde özetle; asıl davanın adi ortaklıktan kaynaklı alacak davası olduğu, taşınmazın aynından kaynaklı bir dava olmadığı, bu nedenle taşınmaz üzerine tedbir konulması doğru olmadığı gibi davacının haklılığını da yaklaşık olarak ispat edemediğini ileri sürerek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir....
Dairenin teslimi koşullarının dahi oluşmadığının görüleceğini bu zeyilname ile işlerin tamamlanması için karşı tarafa 40 gün süre verildiğini belirterek; davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığını ve fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla; 19.11.2019 tarihli Alt Yüklenicilik Sözleşmesi gereği işin zamanında ve ayıpsız teslim edilmemesinden kaynaklı fiili zararlar, işin yapımından kaynaklı nakit ödemeler, işin gecikmesinden kaynaklı olarak yapılması zorunlu olan yapı denetim, proje vb....
DAVA : Alacak DAVA TARİHİ : 28/03/2024 KARAR TARİHİ : 29/03/2024 K.YAZIM TARİHİ : 02/04/2024 Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; Müvekkili kooperatifi ile davalı şirket arasında mülkiyeti müvekkili kooperatife ait olan .... parsel üzerinde kain arsa ile ilgili olarak .... Noterliğinin 08.06.2018 tarih ve ...yevmiye sayılı “Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi Ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi" akdedildiğini, taraflar arasında akdedilen .... Noterliğinin 08.06.2018 tarih ve ...yevmiye sayılı “Düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin inşaatın paylaşılması başlıklı 3....
'de bulunan taşınmaz davalı tarafından kiralandığını ve bu sebeple taraflar arasında kira ilişkisi başladığını, her kira dönemi için müvekkil tarafından kiracı adına fatura kesildığını ve kiracı tarafça düzenli olmayan şekilde kira borcunun ödendiğini, kiraya konu taşınmaz müvekkil tarafından satılmış olduğunu ve bu sebeple taraflar arasında bulunan kira ilişkisinin sona erdiğini, kira ilişkisinin sona ermesinin ardından son dönem kirası için de müvekkil tarafından faturanın kesildiğini, ancak gerekli ödemeler davalı tarafından yapılmamış ve davaya konu faturaya itirazın da edilmediğini, işbu alacak sebebi ile davalı borçlu adına ...2....
ne birlikten herhangi bir personel, nakit ve taşınmaz mal varlığının devredilmediği gerekçesiyle davanın ... yönünden husumetten reddine, davalı ... yönünden ise kısmen kabulüne karar verilmiştir. D) Temyiz: Kararı davalı ... Belediye Başkanlığı vekili temyiz etmiştir. E) Gerekçe: 1- Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6360 sayılı Kanun ile ... Grup Köyleri İçme Suyu Birliği'nin tüzelkişiliği kaldırılması sonucunda Birliğin nezdinde çalışan işçilerin işçilik alacaklarından hangi kurumun sorumlu olduğu noktasında toplanmaktadır. ... Kaymakamlığı'nın 12.06.2014 tarihli yazısında; ... Grup Köyleri İçme Suyu Birliği'nin personel, taşınır, taşınmaz, hak ve alacaklarının ... Belediyesine devredildiği bildirilmiş olup ancak 6360 sayılı Kanun gereğince birliğin her türlü hak, alacak, borç, taşınır, taşınmaz, personel ve kanunda belirtilen tüm varlıklarının Büyükşehir Belediyesinin bağlı kuruluşu ...'...
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; hesap kat ihtarnamesine göre kredi borcundan doğan nakdi ve gayrinakdi kredi ile çek yasasından doğan çek yaprağı garanti bedelinin talep edildiği, ancak taraflar arasındaki sözleşmede çek garanti bedelleri ile ilgili hüküm bulunmadığı, kat ihtarnamesinden sonra yapılan kısmi ödeme ve borçluların temerrüt tarihlerine göre alacağın mevcudiyeti ve miktarı yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle doğrudan borçlandırma kredisinden doğan miktar ile kat ihtarnamesi dışında talep edilen temerrüt faizine ilişkin talebin reddine, bu miktarlar düşüldükten sonra kalan alacak için ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmiştir. Kararı, ihtiyati haciz talep eden (alacaklı) vekili temyiz etmiştir. Talep, genel kredi ve teminat sözleşmelerinden kaynaklı alacak nedeniyle ihtiyati haciz kararı verilmesi istemine ilişkin olup, mahkemece, yazılı şekilde, ihtiyati haciz talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir....
görünen kefaletinden dolayı yani bizzat kendisinin (muteriz iş bu şirketin ) kefaletinden kaynaklı borcunun da teminatı için verilmiş ipotekler olup olmadığı,verilmişse ipotek miktarı ile ihtiyati haciz istenen alacak miktarının karşılaştırılması.muteriz şirketin kendi kefaletinden kaynaklı yani kefalet borcunun da ipotek ile teminat altına alınıp alınmadığı (yoksa sadece asıl borçlunun borcu için mi ipotek verildiği),alınmışsa ihtiyati haciz istenen miktara göre ipotekle karşılanmayan bir alacak miktarının olup olmadığı tespit edilerek buna göre ve yine bu ipoteklerin muterizin bizzat kendi kefaletinden kaynaklı borcu yönünden de teminat amaçlı verilmemiş ise rehinle temin edilmemiş bir alacak olarak nitelendirilerek ihtiyati haciz talebinin ve dolayısıyla ihtiyati haciz kararına bu yönden yapılmış itirazının mahkemesince incelenip değerlendirilmesi ise sonucuna göre iş bu itirazı yönünden bir karar verilmesi gerekir....
işin zararla sonuçlanmasından kaynaklı olarak 413.000 TL, Ödeme vadelerinde oluşan gecikmeler neticesinde alt yüklenicilerin işlerinde ilerleme sağlanamaması dolayısı ile bir üst yüklenicinin işine başlayamamasına bağlı olarak iş süresinin uzaması kaynaklı genel gider artışından kaynaklı olarak 311.850 TL olmak üzere toplamda 2.519.225,20 TL zararının bulunduğundan, şimdilik 10.000,00TL ticari alacağının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacı müvekkiline ödenmesi talep edilmiş olup, Somut olayda, dava konusu edilen alacak, eser sözleşmesinden kaynaklı olarak dava dilekçesinde kalem kalem alacak miktarı belirtilerek, gerçekte belirli bir alacak olduğu, bu alacağa ilişkin davacı tarafından davalı şirkete, karşı belirsiz alacak davası olarak şimdilik 10.000,00.TL üzerinden ticari alacak davası açıldığı, dava dilekçesinde belirtildiği gibi alacak belirli olduğundan dolayısıyla belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceği anlaşılmakla...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Eldeki dosyada; Her ne kadar dava adı tevziden alacak (Cari Hesap veya Ticari Kredi Sözleşmesi kaynaklı) olarak belirtilmiş ise de ; mahkeme hakimliğince dosyanın incelenmesi neticesinde dosyanın Cari Hesap veya Ticari Kredi Sözleşmesi kaynaklı olmadığı, bu gerekçeyle dosyanın genel tevziye gönderilmesi gerektiği , davanın UYAP sistemi üzerinden açıldığı ve dava açarken dava adının alacak (Cari Hesap veya Ticari Kredi Sözleşmesi kaynaklı) olarak seçilmesi sebebiyle sehven mahkememize tevzi edildiği görülmekle, bu çerçevede işbu dosyanın genel esasa tevzi edilmek üzere idari bir kararla esasın kapatılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Alacaklı borçluya karşı alacak davası açtıktan veya icra takibi yaptıktan sonra da aynı alacak için ihtiyati haciz isteyebilir. Borçluya karşı takip yapmış olan alacaklı takip kesinleşmeden önce hakkını tehlikede görüp, aynı alacak için borçlunun mallarına ihtiyati haciz koydurma hakkına haizdir....