Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İNCELEME VE GEREKÇE Dava, simsarlık sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe yönelik menfi tespit istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne, karar verilmiş; bu karara karşı, davalı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK'nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davalı tarafından simsarlık sözleşmesinden kaynaklı 50.000 TL alacağın 40.000 TL'sinin tahsili amacıyla davacılar hakkında takip başlatılmış, takibin kesinleşmesi üzerine, davacılar tarafından menfi tespit talepli dava açılmıştır. TBK'nın 520/son maddesi uyarınca, taşınmazlar hakkındaki simsarlık sözleşmelerinin yazılı yapılması geçerlilik koşuludur. Tarafların sözleşmeye ne ad verdiklerinin önemi yoktur. TBK'nın 521/1.maddesi uyarınca simsar, ancak yaptığı faaliyet sonucunda sözleşme kurulursa ücrete hak kazanır....

    MAHKEMECE: " Dava, simsarlık sözleşmesinden kaynaklı alacak davasıdır. Tarafların delilleri toplanmış olup, somut olayda taraflar arasında her ne kadar tellalık sözleşmesi yapılmış ise de; davacı tanığı Erdem Yanıkloğlu'nun yeminli anlatımlarına göre davacının, dava dışı taşınmazı satan müteahhit ile davalıyı karşılaştırdığını, pazarlık yaptıklarını, davalı alıcının pazarlığa yanaşmadığını, daha sonra davalının kahan gayrimenkul sirketine gittiğini, aradan zaman geçtiğinde davalıyı aradığında sözü edilen şirketle dava konusu dubleks daireyi satın almak için anlaştığını, ertesi gün tapuya gideceğini söylediği belirtmiş, tanığın işbu anlatımı karşısında satıcı ile alıcı arasında geçerli bir satış sözleşmesinin kurulmadığı sonucuna varılmıştır....

    CEVAP: Davalı vekili; şartları bulunmadığı halde davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının mümkün olmadığını, taraflar arasında adi yazılı bir simsarlık sözleşmesi akdedilmediğinden davacının simsarlık ücretine hak kazanabilmesinin hukuken mümkün olmadığını, müvekkili şirket ile davacı arasında yazılı bir biçimde akdedilmiş herhangi bir simsarlık sözleşmesinin mevcut olmadığını, kanunda simsarlık sözleşmesi için öngörülen yazılı şeklin ispat değil, geçerlilik şartı olduğundan davacının simsarlık ücretine hak kazanabilmesinin söz konusu olmadığını, taraflar arasındaki elektronik posta yazışmalarının da simsarlık sözleşmesinin unsurlarını kapsamadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

      Bu durumda dosya içeriğine, temyiz isteminin kapsamına göre; uyuşmazlık, ticari simsarlık sözleşmesinden kaynaklı olup, temyiz itirazlarını inceleme görevi Yargıtay Kanunu'nun 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu Kararı uyarınca Yargıtay 11. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Yukarıdaki yasal düzenleme de dikkate alındığında dosyanın görevli Yargıtay 11. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 02.11.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi....

        İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; simsarlık sözleşmesinden kaynaklı alacak isteminden ibarettir....

          İcra Müdürlüğünün 2016/26040 Esas sayılı dosyasında 16.08.2016 tarihli olarak 50.000 TL, 7.500 TL asıl alacak ile birlikte ferileri toplamı 59.070,68 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, takip konusu alacağın 50.000 TL'lik kısmının komisyon sözleşmesinden doğan komisyon alacağı 7.500 TL'lik asıl alacak kısmının ise 10.07.2016 tarihinde satıcı adına alıcı tarafa ödenen komisyon sözleşmesinden doğan kapora alacağı şeklinde açıklandığı, davalı tarafça icra takibine karşı yasal süre içerisinde itiraz edildiği, davacının ise İİK 67. maddesi gereğince bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde işbu davayı açmış olduğu anlaşılmıştır....

          Mahkemece, 6502 sayılı kanunun 3/k maddesi uyarınca davalının tüketici konumunda olduğu, davacının ise aynı kanunun 3/ı-i maddesi uyarınca satıcı ve sağlayıcı konumunda olduğu, dava konusu tellallık sözleşmesinin 6502 sayılı kanunun 3/L maddesi kapsamında bulunduğu, dava konusu sözleşmenin matbu ve tek taraflı olarak düzenlendiği, davacı lehine hükümler bulunduğu, sözleşmenin aslı incelendiğinde yazı puntolarının küçük ve silik olduğu, bu haliyle taraflar arasındaki sözleşmenin 6502 sayılı kanun kapsamında geçersiz olduğu ve davalı yönünden bağlayıcılığı bulunmadığı, davacının masraf yaptığına ilişkin her hangi bir belge sunmamış olduğu anlaşıldığından davanın reddine davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 520. maddesinde tanımı yapılan simsarlık sözleşmesinden kaynaklı alacak isteğine ilişkindir....

            Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 520/1. maddesinde simsarlık sözleşmesi, simsarın taraflar arasında bir sözleşme kurulması imkânının hazırlanmasını veya kurulmasına aracılık etmeyi üstlendiği ve bu sözleşmenin kurulması hâlinde ücrete hak kazandığı sözleşme, olarak düzenlenmiştir. TBK'nın 520/son maddesinde ise taşınmazlar hakkındaki simsarlık sözleşmelerinin yazılı yapılması şartıyla geçerli olacağı düzenlenmiş olup TBK'nın 521/1. maddesinde ise simsarın ücrete hak kazanabilmesi için yaptığı faaliyet sonucunda sözleşmenin kurulmasının gerektiği düzenlenmiştir. Dosyada ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının simsarlık sözleşmesinden kaynaklı davalılar aleyhine başlattığı icra takibine davalıların itirazı sonucunda işbu davayı açtığı görülmüştür....

              DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 16/05/2022 KARAR TARİHİ : 30/09/2022 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 04/10/2022 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin ...'da Gayrimenkul alım satımına ilişkin simsarlık işi yaptığını, müvekkili şirket danışmanları... arsa paylı 2 numaralı meskeni aracılık ederek satmak üzere davalı tüzel kişi yetkilisi ... ile telefonla görüşerek alıcı bulup satışı gerçekleştirmesi durumunda simsarlık ücreti almaya hak kazanacağı konusunda anlaşmaya vardıklarını, müvekkili şirketin bahse konu taşınmazı internet ortamında ilan yoluyla satışa çıkardığını akabinde diğer davalı ...'...

                Bu durumda dosya içeriğine, temyiz isteminin kapsamına göre, uyuşmazlık, simsarlık sözleşmesinden kaynaklı olup, somut olaydaki önceki kanun yolu denetimlerinin Yargıtay 13. Hukuk Dairesi(kapanan)'nce yapılmış olmasına göre; temyiz itirazlarını inceleme görevi Yargıtay Kanunu'nun 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'ne aittir. SONUÇ: Yukarıdaki yasal düzenleme de dikkate alındığında dosyanın görevli Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'ne GÖNDERİLMESİNE, 12.03.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu