WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, davacının dava dışı şirketten "Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi Sözleşmesi" ile aldığı iddia edilen bağımsız bölümün satış vaadi sözleşmesi kapsamında tapu iptal tescil istemine ilişkindir. Dava konusu taşınmazın tapuda villa niteliğinde olduğu ve 1 adet villa nitelikli taşınmaz satışına ilişkin sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlığın dava edildiği anlaşılmaktadır. 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsamaktadır. Konut satış sözleşmeleriyle devre tatil ve uzun süreli tatil hizmeti sözleşmeleri de kanun kapsamına alınmıştır. Söz konusu taşınmazın da konut satış sözleşmesiyle satın alındığı belirtilerek bu dava açılmıştır....

ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2023/91 Esas KARAR NO : 2023/118 DAVA : Alacak (Sözleşmeden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 30/09/2019 KARAR TARİHİ : 01/02/2023 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 07/03/2023 Mahkememizde görülmekte olan Alacak ( Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili davacı şirket ile davalılar arasında 14.02.2015 tarihinde adi yazılı şekilde konusu, mülkiyeti davalılara ait ... İli, ... İlçesi, ... Mahallesi, ......

    Fakat elbirliği ortaklığına dahil paydaşlar arasında gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapılmışsa iştirak bozulmamak kaydıyla satıcı elbirliği ortağının payının alıcı elbirliği ortağının payına ilave edilmek suretiyle satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı vardır. Kişisel borç doğuran bir sözleşme olması nedeniyle satış vaadi sözleşmesinin geçerli olması için vaat borçlusunun satış vaadinin yapıldığı tarihte tapuda kayıtlı taşınmazın maliki olması gerekmez. Bir başka deyimle, borç doğuran bir sözleşmenin geçerliliği hiçbir zaman satıcının satış tarihinde veya daha sonra o şeye malik olması şartına bağlı değildir. Vaatte bulunanın satış vaadinin konusunu oluşturan taşınmaz üzerinde tasarruf yetkisinin varlığını aramak da gerekmez. Satış vaadi sözleşmelerinde, satış vaat eden sözleşmede devir tarihi olarak belirtilen tarihte sözleşme konusu taşınmazı satış vaadedilene devretmekle yükümlüdür....

    Davalı borçlu T6 vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın gayrimenkul satış vaadi sözleşmesiyle diğer davalı şirketten satın alındığını ve aynı taşınmazın 21.11.2011 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesiyle dava dışı Eray Kömürcü'ye satıldığını savunarak davanın reddini istemiştir. Davalı Sinpaş vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesiyle satın alan borçlunun, müvekkili şirkete ve kredi veren dava dışı bankaya borçlu olduğunu, sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmeyen borçlu adına mülkiyet devrinin mümkün olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

    Gerçekten; çekişme konusu taşınmazın tapu kayıtlarının incelenmesinden satış vaadine konu payların elbirliği mülkiyetine tabi bulunduğu görülmektedir. Elbirliği mülkiyetinde hiçbir ortak için tasarruf edebileceği pay söz konusu değildir. Mülkiyet hakkı elbirliği ile ortaklara aittir. İşlemi yapan tarafın (ortağın) ortaklığa dahil bir mal üzerinde tasarruf yetkisi de olamayacağından işlem ancak borçlandırıcı işlem olarak (sözleşmeyi yapan ortaklar bakımından) hüküm ve sonuç meydana getirir. Bu nedenle mahkemece davacıların ilk kademedeki mülkiyet aktarımına ilişkin isteminin reddi yasaya uygundur. Davacıların ikinci kademedeki istemi olan alacak talebine ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Yukarıda vurgulandığı üzere satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davalarda mülkiyet aktarımına ilişkin talebin kabulü için sözleşmenin ifa olanağının bulunması zorunludur....

      Şti. gerekse davalı arsa sahiplerinin kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapmaya veya tapuya şerh ettirmeye yanaşmamaları nedeniyle bu davanın açıldığını ileri sürerek 18/06/2018 tarihli ön ödemeli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi gereğince A blok 3. Kat 313 nolu bağımsız bölümün müvekkiline devrinin gerçekleşmesini sağlamak amacıyla ayni hak teşkil edecek şekilde satış vaadi sözleşmesinin tapu siciline şerh verilmesine, 25.500,00 TL'nin kira gelirinden mahrumiyet tazminatının davalılardan tahsiline, bakiye satış bedeli için verilen 290.000,00 TL tutarlı 01.06.2020 vadeli senet nedeniyle borçlu bulunmadığının tespiti ile senedin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. CEVAP: Davalı Galata Rezidans Ltd....

      fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla müvekkilinin kira geliri kaybının tespit edilerek şimdilik 10.000,00TL maddi zararın gelir kaybının oluştuğu tarihten itibaren işletilecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.Daval------- vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkili şirket ile akdettiği sözleşme ile sözleşmeden doğan her türlü uyuşmazlığın hakem marifetiyle çözüme kavuşturulacağına ilişkin düzenleme yapıldığından iş bu davanın öncelikle tahkim ilk itirazları sebebiyle reddinin gerektiğini, davanın belirsiz alacak davası olarak kabul edilemeyeceğini, davacının maddi zarar ve tazminat talebinin usule aykırı olduğunu, talep edilen kalemlerin miktarı önceden belirlenebilir olup, belirsiz alacak davası olarak açılamayacağından davanın hukuki yarar şartı yokluğundan reddinin gerektiğini, müvekkili şirket ile diğer davalı arasında düzenlenme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı...

        fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla müvekkilinin kira geliri kaybının tespit edilerek şimdilik 10.000,00TL maddi zararın gelir kaybının oluştuğu tarihten itibaren işletilecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.Daval------- vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkili şirket ile akdettiği sözleşme ile sözleşmeden doğan her türlü uyuşmazlığın hakem marifetiyle çözüme kavuşturulacağına ilişkin düzenleme yapıldığından iş bu davanın öncelikle tahkim ilk itirazları sebebiyle reddinin gerektiğini, davanın belirsiz alacak davası olarak kabul edilemeyeceğini, davacının maddi zarar ve tazminat talebinin usule aykırı olduğunu, talep edilen kalemlerin miktarı önceden belirlenebilir olup, belirsiz alacak davası olarak açılamayacağından davanın hukuki yarar şartı yokluğundan reddinin gerektiğini, müvekkili şirket ile diğer davalı arasında düzenlenme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı...

          Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 08/10/2013 NUMARASI : 2010/255-2013/358 Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalıların hissedar olduğu taşınmazdaki hak ve hisselerini 12.6.2000 tarihli, noterde düzenlenen satış vaadi sözleşmesiyle satın aldığını, tapu devri yapılmadığını, 3.şahsa satıldığını ileri sürerek taşınmazın rayiç değeri karşılığının ödenmesine, bu talebi kabul görmezse ödediği bedelin 15.000,00 TL.nin ödemeden itibaren faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece, gayrimenkulün aynına yönelik olarak açılan davada taşınmazın bulunduğu yer olan Şebinkarahisar Asliye Hukuk Mahkemesi yetkili olduğundan yetkisizlik kararı verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir....

            Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz satış vaadi sözleşmesiyle amaçlanan ileride bir taşınmazın satış işleminin yapılmasıdır. Başka bir anlatımla taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesi yapılmakla vaad borçlusu ileride taşınmaz mal mülkiyetini vaad alacaklısına geçirme taahhüdünde bulunur. İleride yapılması taahhüt edilen akid ise taşınmaz mal satımıdır. Geçerli şekilde kurulmuş bir sözleşmede, tarafların sözleşmeye uygun hareket etmeleri, edimlerini sözleşmeye uygun olarak yerine getirmeleri, edimin ifasını imkansız hale getiren her türlü davranıştan kaçınmaları zorunludur....

            UYAP Entegrasyonu