Sözleşme konusunun aynen yerine getirilmemesi durumunda ise satış vaadi sözleşmesinin vaat alacaklısı olan taraf tazminat isteyebilir. Davadaki ikinci kademedeki istemin nedeni budur. Somut olayda; satış vaadi sözleşmesi geçerli olduğundan sözleşme alacaklısı davacı satış vaadine konu payın dava tarihindeki değerini isteyebilir. Ancak davacının satış vaadi sözleşmesinde kararlaştırılan bedelin sadece 4.000,00 TL sini ödediği anlaşılmaktadır. Mahkemece satış vaadine konu payın dava tarihindeki değeri hesaplatılarak, bu bedel davacının ödediği 4.000,00 TL ye oranlanmalı ve hebaplanacak bu değer hüküm altına alınmalıdır. Açıklanan hususlar bir yana bırakılarak, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir....
Davalı ise; Satış vaadi sözleşmesi karşılığında kendisine 2000 TL ödeme yapıldığını ancak davacının daha sonra vazgeçtiğini, davacının ödediği para karşılığında davacıya 2000 TL lik senet verdiğini, davacının bu senedi İslahiye İcra Müdürlüğünün 2008/669 sayılı dosyasında 8.000-TL olarak tahrif ederek takibe koyduğunu, borcu 2000 TL olduğundan icra hukuk mahkemesine başvurduğunu, mahkemenin kendisini haklı bulduğunu, 2000 TL borcunu kabul ederek ödediğini, davacının icra dosyasına verdiği 30.12.2009 tarihli beyanında alacağının kalmadığını bildirerek kendisini ibra ettiğini, belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece kira sözleşmesinin sebebinin satış vaadi sözleşmesi ve bu sözleşmeden dolayı düzenlenen bono olduğu ve buna dayanarak yapılan takibin de ......
Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 08/11/2004 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayanan tapu iptali ve tescil, davalı ... ve davalı ... arasında yapılan satış vaadi sözleşmesinin iptali, davalı ... lehine verilen satış vaadi sözleşmesi şerhinin terkini talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 01/10/2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, sonraki tarihli satış vaadi sözleşmesinin iptali, satış vaadi sözleşmesi şerhinin terkini istemlerine ilişkindir. Davacı vekili; davalı ...'...
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 28/12/2021 NUMARASI : 2021/30 E - 2021/511 K DAVA KONUSU : Alacak KARAR : Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalılar arasında Babaeski Noterliği' nin 03.09.1997 tarih ve 08907 yevmiye numarasına kayıtlı alarak gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi düzenlenmiş olduğunu, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi bağlayıcı bir anlaşma olmakla birlikte, vaat borçlusuna, ileride sözleşme konusu taşınmaz ile ilgili olarak taşınmaz satış sözleşmesi yapma borcu yükleyeceğini, ayrıca taşınmaz satış vaadi sözleşmesi, kural olarak tam iki tarafa borç yükleyen bir sözleşme olup, sözleşme gerekleri doğrultusunda, vaat borçlusu, taşınmaza ilişkin satış sözleşmesini yapmakla, vaat alacaklısı da taşınmazın satış bedelini ödemekle yükümlü olduğunu, müvekkili ile...
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde; Dava; taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Dava konusu olayda davalı arsa sahibinin dava dışı Karatay Belediyesi ile yapmış olduğu arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi kapsamında kendisine verilecek bağımsız bölümü davacıya resmi şekilde düzenlenen satış vaadi sözleşmesi ile satmayı vaad ettiği, Karatay Belediyesi tarafından davalıya ait taşınmazda bulunan eski evin henüz yıkılmadığı, davalının yıkılmayan evden elde ettiği kira gelirinin satış vaadi sözleşmesi kapsamında davacı tarafından talep edildiği anlaşılmakta olup çözülmesi gereken hukuki sorun taraflar arasındaki satış vaadi sözleşmesinin kapsamının belirlenmesi ve kira bedelinin tahsilinin talep edilip edilemeyeceği noktasında toplanmaktadır....
Davalı %2 komisyon tahsilini ticari teamüle dayandırmış, İstanbul Ticaret Odası tarafından gayrımenkul satış veya satış vaadi sözleşmelerinde böyle bir teamül bulunmadığı bildirilmiş, ... A.Ş de bir kısım projelere ait sözleşmelerde %1-3 arasında ilk devirlerden devir komisyonu alacağına ilişkin madde bulunduğunu ve sözleşme hükmüne göre komisyon tahsil ettiğini bildirmiştir. Sözleşmedeki devir yasağına rağmen davacı tarafından ...'a, ... tarafından da ...'ye sözleşmenin devredildiği ve tapu devrinin de ...'ye yapıldığı anlaşılmaktadır. Davacı şirket 01/02/2016 tarihli başvuru dilekçesi ile alıcının tüm yükümlülükleri yerine getirmek kaydıyla satış vaadi sözleşmesini ...'a devretmek istediğini beyan etmiştir....
Davalı Bedrettin Gelgin'in 09/06/2011 tarihli duruşmadaki imzalı beyanında: "Bana sorduğunuz satış vaadi sözleşmesi doğrudur, satış bedelini aldığım halde 10 yıllık devir yasağı nedeniyle tapuyu devredememiştim ancak daha sonra davacı T1 ile bir araya gelerek söz konusu sözleşmeden döndük, sözlü olarak döndük ve aldığım satış bedeli karşılığı olarak 7.000 USD'den de fazla olacak şekilde döviz karşılığını TL olarak ödedim, aslında satış bedeli 6.000 YTL olduğu halde sözleşmede 8.000 YTL gösterildi, satış bedeli 6.000 YTL'yi esas alarak bir kısmını nakit olarak bir kısmını çekle ödedim, her ne kadar sözleşme döviz üzerinden değil ise de ve ödemem de TL üzerinden ise de, hesap yaparken USD üzerinden karşılaştırma yapmıştık, 2007 yılındaydı ve hatırladığım kadarıyla Haziran ayı içindeydi, hatırladığım kadarıyla çek tarihi 11/06/2007 idi, daha sonra Yasa değişikliği olduğu için 10 yıllık yasağı koyduran belediye bu yasağı tapudan kaldırttı ancak sözleşmeden döndüğümüz için tapu hala benim üzerimedir...
CEVAP VE SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkiline ait aracın araç satış vaadi ile davacıya devredildiği yine bu aracın davacıdan kiralandığı, sözleşmenin müvekkili tarafından fesh edilmediğini, davacının sözleşmeye uygun olarak yükümlülüklerini yerine getirmediğini, bu nedenle aracın davacıdan geri alındığını, sözleşme uyarınca düzenlenen bononun teminat senedi olmadığı, ifa amacıyla düzenlendiği belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. DAVA: Asıl dava, araç satış vaadi ve soförlü araç kiralama hizmet akdinden kaynaklanan alacak davasıdır. Birleşen dava araç satış vaadi ve soförlü araç kiralama hizmet akdinden kaynaklanan ve kambiyo senedinin bedelsiz olduğu iddiasına dayalı menfi tespit davasıdır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Asıl ve birleşen dosya davacısı ile davalısı arasında Bornova 1....
CEVAP VE SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkiline ait aracın araç satış vaadi ile davacıya devredildiği yine bu aracın davacıdan kiralandığı, sözleşmenin müvekkili tarafından fesh edilmediğini, davacının sözleşmeye uygun olarak yükümlülüklerini yerine getirmediğini, bu nedenle aracın davacıdan geri alındığını, sözleşme uyarınca düzenlenen bononun teminat senedi olmadığı, ifa amacıyla düzenlendiği belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. DAVA: Asıl dava, araç satış vaadi ve soförlü araç kiralama hizmet akdinden kaynaklanan alacak davasıdır. Birleşen dava araç satış vaadi ve soförlü araç kiralama hizmet akdinden kaynaklanan ve kambiyo senedinin bedelsiz olduğu iddiasına dayalı menfi tespit davasıdır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Asıl ve birleşen dosya davacısı ile davalısı arasında Bornova 1....
Naterliği’nde 05.10.2006 tarih, 16484 yevmiye nolu düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi imzalanmış, bu sözleşmede ferağı takririnin 30.09.2007 tarihinde verileceği, şart gerçekleşmesine rağmen tapuyu vermezse alıcının ödediği anaparayı, sözleşmenin yapıldığı tarih ile tapunun verildiği tarih arasındaki süre için hesaplanacak Merkez Bankası reeskont faiziyle geri ödeyeceğini kabul ve taahhüt etmiştir. Söz konusu olan ve noterde düzenlenen bu satış vaadi sözleşmesi, 03.10.2006 tarihli adi yazılı “makbuz” başlıklı satış vaadi taahhüdünden sonra olup, arsa sahibinin imzası bulunmadığı gibi ilk satış taahhüdünde gecikme halinde reeskont faizi ödenmesi kararlaştırıldığı halde noterde düzenlenen satış vaadi sözleşmesinde tapunun verilmemesi durumunda satış bedeli ile reeskont faizinin ödenmesi hususu kararlaştırılmıştır....