Mahkemece, toplanan delillere göre davacının ticari şirket olduğu, 4077 sayılı Tüketici Kanunun 15. maddesinden yararlanmasının mümkün olmadığı, monitöre ait yedek parçanın bulundurulmaması sebebiyle satılan malın ayıplı olduğunun kabulunun mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı şirket tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı şirketin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 16.10.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı vekili, müvekkilince satılan malın ayıplı olmadığını ve ayrıca davacının süresinde ayıp ihbarında bulunmadığı gibi davasını da süresinde açmadığını bildirerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda, satıma konu yattaki ayıpların gizli ayıp niteliğinde ise de davacının süresinde ayıp ihbarında bulunmadığı gibi, davasını da 6 aylık zamanaşımı süresinde açmadığının saptandığı gerekçesiyle zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 09.12.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi. ......
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/43 Esas, 2021/4 Karar sayılı ve 15/01/2021 tarihli kararı ile; " Davacı Faiz Atıcı'nın davalı şirketten 27/01/2016 tarihinde 945,00 TL bedelle 10089 adet domates fidanı satın almış olduğu, satış bedelinin toplamda 50.510,00 TL olduğu, satılan malın davacıya teslim edildiği hususunda taraflar arasında uyuşmazlık yoktur....
Mahkemece, "...Dava, ayıplı maldan kaynaklı alacak talebine ilişkindir. TBK.'nun 223. Maddesi " Alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır. Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır." şeklindedir. TBK.'nun 219....
TBK m. 227 hükmünde, satıcının ayıplı maldan sorumlu olduğu hallerde 6502 sayılı kanundaki düzenlemeye benzer seçimlik haklar öngörülmüştür. TBK m. 227 hükmünde yapılan düzenlemede, satıcı malın ayıpsız benzerini hemen vererek ve alıcının zararlarını gidererek seçimlik hakların kullanılmasını önleyebilir. Aynı şekilde sözleşmeden dönmenin haklı görülemeyeceği hallerde hakim onarım veya bedel indirimine karar verebilir." (KARA, İlhan; Tüketici Hukuku, Engin Yayınevi, Mart - 2015, Ankara, sf. 756) "Malın ayıplı olması durumunda tüketici sözleşmeden ve kanundan kaynaklanan haklarını herhangi bir sınırlamaya tabi olmadan serbestçe kullanabilir. Ancak istisnai hallerde işin niteliği gereği malın ayıplı olan kısmının basit bir müdahale ile değiştirilmesi veya yenisinin takılması durumunda ayıp tümüyle ortadan kaldırılabiliyorsa MK 2'de düzenlenen dürüstlük kuralı uyarınca ayıplı parçanın değiştirilmesi yeterli olabilir....
Davalı tarafın cevapları nazara alındığında sözleşmenin varlığı ve malın teslim edildiği, bedelinin de davacı tarafından ödendiği ispat edilmiş ve uyuşmazlık konusu olmaktan çıkmıştır. Artık eldeki davada malın ayıplı olup olmadığı, bu ayıbın gizli ayıp niteliği, ayıp ihbarının zamanında yapılıp yapılmadığı ve ayıp varsa bu ayıbın alıcı yönünden semen tenzilini talep etmek için yeterli gerekçe teşkil edip etmediği tartışılmalıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup , düşünüldü. K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalıya ait internet sitesinden ultrason cihazı satın aldığını, 1 gün sonra cihazın arıza yaptığını, bu durumun davalı şirkete bildirildiğini, davalı tarafından gönderilen kişilerin de cihazı çalışır hale getiremediğini, malın ayıplı olduğunu belirterek, cihazın iadesine ve satım bedelinin faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Buna göre, malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmesi gerektiği, açıkça belli değilse alıcının malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde inceleyip veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlü olacağı, diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanunu'nun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının uygulanacağı düzenlenmiştir. Türk Borçlar Kanunu'nun 223/2 maddesinde ise alıcının gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal etmesi halinde, satılanı kabul etmiş sayılacağı ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hükmün uygulanmayacağı, bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmesi gerektiği; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılacağı düzenlenmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki dava, satılan malın ayıplı olması nedeniyle bedelin tahsili istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın niteliğine ve tarafların sıfatına göre, dosyanın temyiz incelemesi, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin görevine girmektedir. SONUÇ : Yukarıdaki açıklanan nedenlerle, dosyanın görevli Yargıtay 13. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 17/06/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Ayıplı malın neden olduğu zarardan dolayı birden fazla kimse sorumlu olduğu takdirde bunlar müteselsilen sorumludurlar. Satılan malın ayıplı olduğunun bilinmemesi bu sorumluluğu ortadan kaldırmaz. Değişik fıkra: 21.2.2007 t. 5582 s. K. M.22 Bu madde ile ayıba karşı sorumlu tutulanlar, ayıba karşı daha uzun bir süre ile sorumluluk üstlenmemişlerse, ayıplı maldan sorumluluk, ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile malın tüketiciye teslimi tarihinden itibaren iki yıllık zamanaşımına tabidir. Bu süre konut ve tatil amaçlı taşınmaz mallarda beş yıldır. Ayıplı malın neden olduğu her türlü zararlardan dolayı yapılacak talepler ise üç yıllık zamanaşımına tabidir. Bu talepler zarara sebep olan malın piyasaya sürüldüğü günden başlayarak on yıl sonra ortadan kalkar. Ancak, satılan malın ayıbı, tüketiciden satıcının ağır kusuru veya hile ile gizlenmişse zamanaşımı süresinden yararlanılamaz....