Noterliği'nin 26.04.1993 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile ... ili ... ilçesi ... köyü 117 ada 4 parsel(eski 132 parsel) sayılı taşınmazdaki hak ve hisselerinin tamamını davacıya satış vaadinde bulunmuşlardır.Bu satış vaadi sözleşmesini taraflar aynı noterlikte düzenlenen 11.04.1995 tarihli düzenleme şeklindeki fesihname ile feshetmişlerdir.Bu durumda davacının dayandığı 26.04.1993 tarihli satış vaadi sözleşmesinin hüküm ve kuvveti kalmamıştır.Davacı ise 11.04.1995 tarihli fesihnamenin gerçek iradesini yansıtmadığını muvazaalı olduğunu ileri sürmüştir. 6100 sayılı HMK 'nun 201.maddesine göre senede bağlı olan ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikteki her türlü iddianın aynı güçte delille ispatlanması gerekir.Davacı tarafın 11.04.1995 tarihli fesihnamenin aksini gösterir aynı kuvvette bir yazılı bir delili bulunmamaktadır....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2020/130 ESAS, 2021/67 KARAR DAVA KONUSU : Elatmanın Önlenmesi (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda ilk derece mahkemesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde istinaf edilmiş olmakla Dairemizce HMK'nın 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil ile davalı T3 arasında, İstanbul ili, Yakuplu Mahallesi, G21A04D1D pafta, 787 ada, 6 parselde bulunan 420/3780 arsa paylı, C5 blok kat:1’de bulunan ve İstanbul ili, Yakuplu mahallesi, G21A04D1D pafta, 787 ada, 6 parselde bulunan 420/3780 arsa paylı, C6 blok kat:1’de bulunan mesken vasfına haiz gayrimenkuller için ileride şekil şartlarına uygun olarak akdedilmek üzere ön sözleşme niteliğinde garimenkul satış vaadi sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye göre davalı T3'ın müvekkili...
Davalı vekili, satış vaadi sözleşmesi gereği bankanın mülkiyetinde bulunan ... mevki, 111 ada 13 parselde yer alan arsa vasfındaki taşınmazın 80.000,00 TL bedel üzerinden, 20.000,00 TL peşin, bakiye aylık %1 faiz ilavesiyle 48 ay vadeli olarak davacıya satışının vaadedildiğini, ödenmesi gereken taksit tutarlarının ödenmemesi nedeniyle satış protokolünün ilgili maddeleri gereğince tek taraflı olarak sözleşmeden kaynaklanan hak ve yetkisi gereği fesih hakkını kullandığını, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davanın reddine dair verilen karar 14....
Noterliği’nin 11 Aralık 2012 tarih ve..... yevmiye nolu gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin iptaline,davacının tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş;hüküm,davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, eldeki davada davalı alıcının aralarındaki satış vaadi sözleşmesine rağmen sözleşme gereğini yerine getirmediğini sözleşmede kararlaştırılan peşinat va taksitleri ödemediğini aralarındaki sözleşmeye istinaden sözleşmenin iptalini ve cezai şartı davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davalının satış vaadi sözleşmesi gereğince üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediği gerekçesiyle ... 7. Noterliği’nin 11 Aralık 2012 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin iptaline karar vermiş, davacının tazminat talebini ise sözleşmede belirlenen tazminat ve cezai şartın sözleşmenin yürürlükte olduğu halde geçerli olacağı, sözleşmenin feshine karar verildiği, davacının sözleşmeye göre tazminat hakkı bulunmadığı ve davacı tarafından ... 8....
Asıl davada davalılar-karşı davada davacılar vekili, davacı tarafın sözleşmeden kaynaklanan borçlarını süresi içinde ve usulen yerine getirmediğini, sözleşme tarihinin 26.12.2006 olduğunu, sözleşmenin 4. maddesine göre taşınmaz üzerinde bulunan yapının 2 yıl içerisinde tamamlanması ve iskân ruhsatının alınması gerektiğini, buna karşın davacı tarafça yapının 27.06.2012 tarihinde bitirildiğini, sözleşmenin 19. maddesinde, yüklenicinin gecikme halinde rayiç kira bedeli ödeyeceğinin belirtildiğini, müvekkillerin yaklaşık 3,5 yıllık kira kaybının bulunduğunu, müvekkiller ile davacı taraf arasında Ankara Mamak Bostancık Mahallesi 37075 ada 40 parsel sayılı taşınmaza ilişkin olarak, 20.06.2007 tarihli düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve daire karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiğini, davacı tarafın sadece 37343 ada 6 parsel sayılı taşınmaz için dava açmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, müvekkillerin 40 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan yapıdan kaynaklanan 3 yılı aşkın...
Noterliğinde imzalanan 11.04.2005 tarih 2331 yevmiye sayılı “Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Mal Satış Vaadi Sözleşmesi” başlıklı sözleşmenin ifasının mümkün olmadığı iddiasıyla taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 16.01.2016 tarih ve 1 sayılı kararı ile kabul edilen İş Bölümü Kararı ile Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin temyiz inceleme görevi(1. Madde); "Kararı veren mahkemenin sıfatına, nitelendirmesine ve sözleşme ilişkisi bulunup bulunmadığına bakılmaksızın, geçersiz sözleşmeden kaynaklanan (sebepsiz zenginleşmeden) (TBK m. 77 ila 82) davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar" olarak düzenlenmiştir. Davanın açıklanan bu niteliğine göre, temyiz inceleme görevi Yüksek Yargıtay 13. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla, dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek Yargıtay 13. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 25.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 26/11/2013 NUMARASI : 2012/657-2013/767 DAVACILAR : DAVALILAR : _ K A R A R _ Dava, tapu iptali, tescil değil, satış vaadi sözleşmesinin tarafları arasında sözleşmeden kaynaklanan tazminat isteğine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununa 6572 sayılı Kanunun 27. maddesi ile eklenen geçici 14. maddesi gereğince Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 19.01.2015 tarihli ve 2015/8 sayılı Kararına göre ve davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 13. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60. maddesinde 6644 sayılı Kanunla yapılan değişiklik gereğince görevli Dairenin belirlenmesi için dosyanın Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna sunulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, görevli Dairenin belirlenmesi için dosyanın Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 03.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Nolu 23 nolu bağımsız bölümün satış bedeli 1.700.000,00 TL olan düzenleme şeklinde satış vaadi sözleşmesinin sözleşmeden dönme ihtarı ile hükümsüz olduğunun tespitine ve hükümsüz olan sözleşmenini tapu kaydındaki şerhini hükümsüz olduğunun tespitine ve şerhin tapu kayıtlarından kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İDM'ce "...Somut olayda davacı ile davalı arasında akdedilen ve noterde düzenlenen taşınmaz satış vaadi sözleşmesi resmi şekilde yapılmış olmakla geçerli olup taraflar açısında bağlayıcı olduğu hususunda bir duraksama bulunmamaktadır. İmzalanan düzenleme şeklinde noter satış vaadi sözleşmesinde iş bu satış vaadi sözleşmesinden evvel ön protokol mahiyetinde imzalanmış 18/12/2020 tarihli ön ödemeli konut satış sözleşmesinin iş bu sözleşmenin ayrılmaz bir parçası olduğu ve bu sözleşmede hüküm bulunmayan hallerde iş bu dayanak sözleşmenin uygulanacağının taraflarca kabul ve beyan edildiği anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 27.05.2009 gününde verilen dilekçe ile tapuya satış vaadi şerhi konulması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne ve bir kısım davalılar yönünden davanın reddine dair verilen 28.12.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, davalı arsa sahibi ile davalı yüklenici ... arasında yapılan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince yükleniciye bırakılan dava konusu B-blok 4 no'lu daireyi 27.06.2006 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığını belirterek bu sözleşmenin tapu kaydına şerh verilmesini istemiştir....
CEVAP VE BİRLEŞTİRİLEN DAVA Davalı-birleştirilen davada davacı vekili; satış sözleşmesinin geçerli bir sözleşme olmadığını, iptalinin gerekmekte olduğunu, müvekkilinin yapılan sözleşmeden ve işlemlerden haberinin olmadığını, müvekkilinin sözleşmeden haberdar olduktan sonra Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı 2017/6293 soruşturma sayılı dosyasıyla hem kızından hem de davalıdan şikayetçi olduğunu, taşınmazların gerçek değerinin satış değerinin çok üstünde olduğunu, yapılan işlemlerin muvazaalı olduğunu belirterek; asıl davanın reddini, birleştirilen davada ise 24.07.2015 tarihli gayrimenkül satış vaadi sözleşmesinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla birleştirilen davanın ispat edilemediği gerekçesiyle asıl davanın kabülüne, birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....