Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu alacak hakkı, alacaklı ile asıl borçlu arasındaki asıl borç ilişkisindeki alacak hakkından bağımsız, rücu eden ile edilen arasındaki ilişkiden doğan yeni bir haktır. Başkasına ait borcu ifa ederek, mal varlığında kayba uğrayan kişiye mal varlığındaki söz konusu eksilmeyi talep edebilmek için hukuk düzeni rücu hakkını tanımıştır. Bunun sonucu olarak da rücu hakkı bu hakka sahip olan kişinin şahsında doğduğu anda muaccel olur. Bu nedenle, rücu hakkı için hakkın doğduğu andan itibaren zamanaşımı süresi işlemeye başlamaktadır. Halefiyette ise; halef olan kişi alacaklıyı tatmin ettiği anda yeni bir hak elde etmemekte, alacaklıya ait olan hakkı kanundan dolayı olduğu gibi devralmaktadır. Bu nedenle, böyle bir alacak için de daha önce zamanaşımı işlemeye başlamış ise, alacak halef olan kişiye intikal etmesine rağmen işlemeye devam eder. Zira, daha önceden muaccel olmuş alacağın yeniden muaccel olması ve yeni bir zamanaşımının işlemeye başlaması mümkün değildir....

    tazminat davasına konu ettiği ödeme belgesi sunulmadığından rücu şartlarının gerçekleşmediği, davalı sigortalının rücuen tazminattan sorumlu olmadığı anlaşılmakla, davacının rücuen tazminat davasına konu ettiği, alacağın dava tarihi itibari ile ödemediği, rücu şartının dava tarihi itibari ile gerçekleşmediği, HMK 114/1-h maddesine göre davacının rücuen tazminat/alacak davası açmasında hukuki yararının bulunmadığı anlaşılmakla, davanın Usulden Reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

      tazminat davasına konu ettiği ödeme belgesi sunulmadığından rücu şartlarının gerçekleşmediği, davalı sigortalının rücuen tazminattan sorumlu olmadığı anlaşılmakla, davacının rücuen tazminat davasına konu ettiği, alacağın dava tarihi itibari ile ödemediği, rücu şartının dava tarihi itibari ile gerçekleşmediği, HMK 114/1-h maddesine göre davacının rücuen tazminat/alacak davası açmasında hukuki yararının bulunmadığı anlaşılmakla, davanın Usulden Reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

        tazminat davasına konu ettiği ödeme belgesi sunulmadığından rücu şartlarının gerçekleşmediği, davalı sigortalının rücuen tazminattan sorumlu olmadığı anlaşılmakla, davacının rücuen tazminat davasına konu ettiği, alacağın dava tarihi itibari ile ödemediği, rücu şartının dava tarihi itibari ile gerçekleşmediği, HMK 114/1-h maddesine göre davacının rücuen tazminat/alacak davası açmasında hukuki yararının bulunmadığı anlaşılmakla, davanın Usulden Reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

          Davalı vekili, uyuşmazlık ticari iş niteliğinde olduğundan mahkemenin görevli olmayıp, Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğunu, takibe konu edilen ve davacı tarafça ödendiği iddia olunan kredilerin davadışı ... adına alınan ve yine aynı şirketçe ödenen krediler olduğunu, davacıya bir borçlarının olmadığını, zira kredilerin şirket tarafından ödendiğini, anılan şirketin hukuken sona ermediğini, yasal tasfiye süreci olmaksızın şirket ortaklarının birbirlerinden rücuen alacak talebinin mümkün olmadığını beyanla, davanın reddine ve davalı aleyhine tazminata karar verilmesini talep etmiştir....

            Rücuen alacağa dayanak olan Gaziantep 1. İdare Mahkemesi'ndeki davanın davacısı olan ... ... bu sözleşme çerçevesinde üçüncü kişi konumunda olup İHDS'nin 7.4 ve 7.6 maddeleri gereğince davacının ödediği bedeli davalıdan rücuen talep ve dava hakkı bulunmaktadır. Rücuen alacağa dayanak davadaki uyuşmazlığın dağıtım tesislerinin mülkiyetine ilişkin olmaması karşısında sözleşmenin 7.2 maddesi uyarınca davacının ihbar yükümlülüğü de bulunmamaktadır. Bu nedenle davacı icra dosyasına ödediği tüm bedelin rücuen tahsilini davalıdan talep edebileceğinden davalı vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 23/03/2016 tarih 2015/13510 esas 2016/3219 karar sayılı emsal içtihadı)....

              DAVA : Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 22/02/2019 KARAR TARİHİ : 26/02/2019 KARARIN YAZ. TARİH : 11/3/2019 Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda: GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İddia ve savunmaların özeti; Davacı vekili 22/02/2019 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; 03/06/2017 tarihinde ... numaralı ZMSS poliçesi ile müvekkili sigorta şirketine sigortalı ... plakalı araç ile sürücü ...'ın sevk ve idaresindeki araç arasında yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, kaza sonrası tutulan kaza tespit tutanağında sigortalı araç sürücüsü ...'in ehliyetsiz olduğunu ve kazanın sigortalı araç sürücüsünün asli kusurundan kaynaklandığını, ...'a yapılan 54.413,00-TL'lik ödemenin rücuen tahsil için Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2018/833 esas sayılı dosyası üzerinden dava açıldıktan sonra, ...'...

                Davalı tarafın kazada %100 kusurlu olması, rücuen tazminat talebinin kabul edilmesi için tek başına yeterli olmamakla birlikte, aracın kaza anındaki istiap haddinin aşıldığının ve kazanın münhasıran istiap haddi aşılması nedeniyle meydana geldiğinin tespiti gereklidir. Mahkemece hükme esas bilirkişi raporunda istiap haddinin 1 kişi aşılmasının kazanın oluşuna etkili etken olmadığı belirtildiğine göre rücuen tazminat koşulları oluşmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken kazada davalı tarafın %100 kusurlu olduğu gerekçesiyle rücuen tazminat davasının kabulü ile itrazın iptaline hükmedilmesi isabetli olmamıştır. SONUÇ; Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 10.5.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ALACAK Dava, sigortalının ölümünden kaynaklanan rücuen alacak isteğine ilişkindir. Davanın açıklanan bu niteliğine göre Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 21.01.2013 gün ve 1 sayılı kararı ile kabul edilen Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 10. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Bu nedenlerle dosyanın görevli Yargıtay 10. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE 05.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    Madde kapsamında rücuen tazmini için öncelikle davalılara rücu mektubu gönderildiği ancak ödeme yapılmaması nedeniyle arabuluculuk başvurusunda bulunulduğu ve anlaşma sağlanılamadığını, açıklanan sebeplerle iş bu alacak davası talebinde bulunmuştur. CEVAP: Davalıya dava dilekçesi tebliğ edilmediğinden cevap dilekçesi sunulmamıştır. Dava, TTK'nın 1472. maddesine dayalı rücuen alacak davasıdır. .... . sayılı ilamında, "...Sigortacının, sigortacılık mutlak bir ticari muameledir diye kanuni halefiyetine istinaden açacağı rücu davası için dava ikamesi icap eder, denecek olursa, menşei, mahiyeti ve illeti aynı olan ve haksız fiil faili için tecezzisi mümkün bulunmayan bir borç için, iki ayrı kaza merciinde birden dava açılmış olabileceği kabul edilmiş olur. Bu ise kanuna ve hukuka uygun düşmez....

                      UYAP Entegrasyonu