Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

sözleşmesinde hüküm olmayıp alt işverenlerin insiyatifine bırakıldığını, fazla çalışma yönünden muvazaa kabulü ile karar verilmesi gerektiğini, kısmen reddin hatalı olduğunu, muvazaa iddialarının kabulünün gerektiğini, kararın kaldırılarak davanın tam kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....

A.Ş. arasında hizmet alım sözleşmelerinin muvazaaya dayanmadığına ilişkin tespit ve buna dayalı olarak alacaklarla ilgili taleplerin reddine karar verilmesi yanında ve daha önemlisi Bakanlığın muvazaalı hizmet alım sözleşmesinin bulunduğu yönündeki tespitinin mahkeme nezdinde yapılan itiraz sonucu İzmir 8.İş Mahkemesinin yukarıda belirtilen ve muvazaa ilişkisinin bulunmadığı yönünde verilmiş bulunan Kesin hüküm sebebiyle davacının muvazaa iddiasına dayalı fark alacak taleplerinin reddine kararı verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” denilerek davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili, davacının üretim yapılan kısımlarında çalıştığını, yaptığı işin yardımcı iş olmayıp asıl işin bir parçası olduğunu ve bu nedenle asıl-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğunu, davacının baştan beri davalı şirketin işçisi sayılarak buna göre ücret ve diğer haklarının belirlenmesi gerektiğini iddia ederek alacak talebinde bulunmuştur....

    A.Ş. arasında hizmet alım sözleşmelerinin muvazaaya dayanmadığına ilişkin tespit ve buna dayalı olarak alacaklarla ilgili taleplerin reddine karar verilmesi yanında ve daha önemlisi Bakanlığın muvazaalı hizmet alım sözleşmesinin bulunduğu yönündeki tespitinin mahkeme nezdinde yapılan itiraz sonucu ... 8.İş Mahkemesinin yukarıda belirtilen ve muvazaa ilişkisinin bulunmadığı yönünde verilmiş bulunan Kesin hüküm sebebiyle davacının muvazaa iddiasına dayalı fark alacak taleplerinin reddine kararı verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” denilerek davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili, davacının üretim yapılan kısımlarında çalıştığını, yaptığı işin yardımcı iş olmayıp asıl işin bir parçası olduğunu ve bu nedenle asıl-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğunu, davacının baştan beri davalı şirketin işçisi sayılarak buna göre ücret ve diğer haklarının belirlenmesi gerektiğini iddia ederek alacak talebinde bulunmuştur....

      A.Ş. arasında hizmet alım sözleşmelerinin muvazaaya dayanmadığına ilişkin tespit ve buna dayalı olarak alacaklarla ilgili taleplerin reddine karar verilmesi yanında ve daha önemlisi Bakanlığın muvazaalı hizmet alım sözleşmesinin bulunduğu yönündeki tespitinin mahkeme nezdinde yapılan itiraz sonucu ... 8.İş Mahkemesinin yukarıda belirtilen ve muvazaa ilişkisinin bulunmadığı yönünde verilmiş bulunan Kesin hüküm sebebiyle davacının muvazaa iddiasına dayalı fark alacak taleplerinin reddine kararı verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” denilerek davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili, davacının üretim yapılan kısımlarında çalıştığını, yaptığı işin yardımcı iş olmayıp asıl işin bir parçası olduğunu ve bu nedenle asıl-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğunu, davacının baştan beri davalı şirketin işçisi sayılarak buna göre ücret ve diğer haklarının belirlenmesi gerektiğini iddia ederek alacak talebinde bulunmuştur....

        A.Ş. arasında hizmet alım sözleşmelerinin muvazaaya dayanmadığına ilişkin tespit ve buna dayalı olarak alacaklarla ilgili taleplerin reddine karar verilmesi yanında ve daha önemlisi Bakanlığın muvazaalı hizmet alım sözleşmesinin bulunduğu yönündeki tespitinin mahkeme nezdinde yapılan itiraz sonucu ... 8.İş Mahkemesinin yukarıda belirtilen ve muvazaa ilişkisinin bulunmadığı yönünde verilmiş bulunan Kesin hüküm sebebiyle davacının muvazaa iddiasına dayalı fark alacak taleplerinin reddine kararı verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” denilerek davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili, davacının üretim yapılan kısımlarında çalıştığını, yaptığı işin yardımcı iş olmayıp asıl işin bir parçası olduğunu ve bu nedenle asıl-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğunu, davacının baştan beri davalı şirketin işçisi sayılarak buna göre ücret ve diğer haklarının belirlenmesi gerektiğini iddia ederek alacak talebinde bulunmuştur....

          A.Ş. arasında hizmet alım sözleşmelerinin muvazaaya dayanmadığına ilişkin tespit ve buna dayalı olarak alacaklarla ilgili taleplerin reddine karar verilmesi yanında ve daha önemlisi Bakanlığın muvazaalı hizmet alım sözleşmesinin bulunduğu yönündeki tespitinin mahkeme nezdinde yapılan itiraz sonucu İzmir 8.İş Mahkemesinin yukarıda belirtilen ve muvazaa ilişkisinin bulunmadığı yönünde verilmiş bulunan Kesin hüküm sebebiyle davacının muvazaa iddiasına dayalı fark alacak taleplerinin reddine kararı verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” denilerek davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili, davacının üretim yapılan kısımlarında çalıştığını, yaptığı işin yardımcı iş olmayıp asıl işin bir parçası olduğunu ve bu nedenle asıl-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğunu, davacının baştan beri davalı şirketin işçisi sayılarak buna göre ücret ve diğer haklarının belirlenmesi gerektiğini iddia ederek alacak talebinde bulunmuştur....

            Davalı cevap dilekçesinde özetle; muvazaa nedenli tapu iptal davasında davacı T1 davacı sıfatının olmadığını, T1 T6'ın oğlu olmadığını, T1 Yakup Can'ın oğlu T6'ın torunu olduğunu, nüfusta yanlış tescil edildiğini dedesinin oğlu olarak göründüğünü, bu nedenle davanın davacı sıfatı yokluğundan reddedilmesi gerektiğini, iptali istenen taşınmazların gerçek bedelle tarafına satıldığını, herhangi bir muvazaanın söz konusu olmadığını, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olarak açılan davanın reddini savunmuştur....

            Hukuk Dairesi'nin 2014/97 esas ve 2014/1254 karar sayılı ilamı ile yapılan muvazaa tespitinin onanarak kesinleştiği, davacının sözü edilen davada muvazaa yönünden değerlendirilen son hizmet alım sözleşmesi kapsamında 17.09.2014 tarihine kadar çalıştığı anlaşılmaktadır. Şu halde; iş bu alacak davası kapsamında 17.09.2014 tarihine kadar olan dönemin muvazaalı kabul edilerek bu dönem için alacak hesaplanmasında kesinleşen dava sebebiyle bir isabetsizlik bulunmamaktadır. 18.09.2014-22.06.2015 tarihleri arasındaki dönem bakımından ise; davacı yeni hizmet alım sözleşmeleri kapsamında çalışmıştır. Dolayısıyla Dairemizin 23.02.2021 tarih 2020/7925 esas ve 2021/4678 karar sayılı kararında da ifade edildiği üzere bu dönem bakımından muvazaa değerlendirmesi ayrıca yapılmalıdır....

              Hukuk Dairesi'nin 2014/77 esas ve 2014/1234 karar sayılı ilamı ile yapılan muvazaa tespitinin onanarak kesinleştiği, davacının sözü edilen davada muvazaa yönünden değerlendirilen son hizmet alım sözleşmesi kapsamında 17.09.2014 tarihine kadar çalıştığı anlaşılmaktadır. Şu halde; iş bu alacak davası kapsamında 17.09.2014 tarihine kadar olan dönemin muvazaalı kabul edilerek bu dönem için alacak hesaplanmasında kesinleşen dava sebebiyle bir isabetsizlik bulunmamaktadır. 18.09.2014-22.06.2015 tarihleri arasındaki dönem bakımından ise; davacı yeni hizmet alım sözleşmeleri kapsamında çalışmıştır. Dolayısıyla Dairemizin 23.02.2021 tarih 2020/1048 esas ve 2021/4675 karar sayılı kararında da ifade edildiği üzere bu dönem bakımından muvazaa değerlendirmesi ayrıca yapılmalıdır....

                Asıl işverenin de kendi imkanlarıyla galeri açabilecek olması bu işin alt işverene verilmesine engel oluşturmaz.Muvazaa tesbitine dair kesinleşen müfettiş raporu ait olduğu sözleşme dönemi için bağlayıcı olup bu dönemde muvazaa tesbitine göre karar verilir. Ancak muvazaa tesbit edilen dönem öncesi ve sonrası için farklı sözleşmeler için yukarıdaki esaslara göre muvazaa denetimi yapılmalıdır. Herhangi bir işçinin açtığı davada kesinleşen alt işverenlik sözleşmesi kapsamında kalan diğer işçiler bakımından da muvazaa esaslarına göre karar vedrilir. Ancak muvazaa tesbiti dışında kalan sözleşmeler bakımından yukarıdaki esaslara göre muvazaa incelemesi yapılır.İşçinin alt işverene bırakılan işler dışında çalıştırılması ise muvazaa niteliğinde olmayıp sadece o işçi bakımından asıl işveren alt işveren ilişkisinin unsurlarının oluşmaması hali söz konusudur....

                  UYAP Entegrasyonu