Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mahkemesi Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 19.01.2015 tarih ve 8 sayılı Kararı'nın dayanağı olan 2797 sayılı Yargıtay Yasası'nın 6545 sayılı Kanun'un 31. maddesi ile değişik 14/2-a bendinde, daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirme de gözetilerek temyizin kapsamının esas alınacağı öngörülmüştür. Mahkemenin nitelendirmesi ve temyiz kapsamına göre, uyuşmazlık; kefalet sözleşmesinden kaynaklı rucuen alacak istemine ilişkin olup, hükmün temyiz incelemesi Yüksek ... Hukuk Dairesi'nin görevi kapsamındadır. Bu durumda, 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Kanunu ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda değişiklik yapılması hakkındaki 6644 sayılı Kanun gereğince dosyanın ... gönderilmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın, Hukuk İş Bölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 07.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Davalılar vekili, murisin 2007 yılında vefat ettiğini, iki yıl sonra işyerine ihtarname gönderildiğini ancak vefat sebebiyle iade olunduğunu, murisin vefatına rağmen muris aleyhine takip başlatıldığını, bu takibin de sürüncemede bırakıldığını, takibin düşmemesi için yılda bir kez işlem yapıldığını, icra dosyasında sürekli mirasçılık belgesi için yetki belgesi istenildiğini, son olarak takibin ölü kişi hakkında takip yapılamayacağından iptaline karar verildiğini, mirasçılar aleyhine başlatılan takipte açıklanan nedenlerle faiz talep edilemeyeceğini, temerrüdün gerçekleşmediğini, belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, yapılan yargılamaya toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; 974,96 TL asıl alacak, 2.274,37 TL faiz, 113,72 TL BSMV olmak üzere toplam 3.363,05 TL davacı bankanın alacağının bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir....

      Şu halde açıklanan yasa hükümleri gereğince, murisin temsilcisi olduğu limited şirketin, şirketin malvarlığından tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan vergi borcundan temsilcisi olarak da şahsi sorumluğu söz konusudur. Murisin yasal mirasçısı olan davacılar hakkında, amme alacaklısı tarafından henüz takibe geçilmemiş olması, yasal mirasçıların borç tehdidi altında olmadıkları anlamına gelmez....

        Buna göre, alacaklı mirasçılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan icra takibinin tüm mirasçılar tarafından birlikte yapılması gerekmektedir. Takip itiraza uğradığında da tüm mirasçılar tarafından birlikte itirazın iptali davası açılması veya terekeye temsilci tayini yoluna gidilerek davanın takibi gerekir. Davaya konu icra takibi bir kısım mirasçılar tarafından yapılmış olup takip yapmayan mirasçı olduğuna göre usulüne uygun olarak yapılmış icra takibi bulunmadığından aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir....

          Mahkemece, toplanan delillere göre, davanın kısmen kabulü ile 3.477,06 TL. asıl alacak üzerinden davalının itirazının iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, fazla istemin reddine, ... verilmiş; hüküm, davalılardan ... ve davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1- Davacının temyiz itirazları yönünden; Dava, TTK' nun 1301. maddesine dayanılarak itirazın iptali şeklinde açılan rucuen tazminat istemine ilişkindir. Somut olayda,3.604,83 TL.nın tahsili istemiyle dava açılmış ve mahkemece davanın 3.477,06 TL olarak kısmen kabulüne ... verilmiştir. Temyize konu ..., kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir ... verilebileceği gibi 01.06.1990 gün, 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca ...’ca da temyiz isteminin reddine ... verilebilir. 2- Davalılardan Polat ... ve ... 'a velayeten ... 'ın temyiz itirazları yönünden; Murisin haksız fiili sebebiyle uğranılan zararın mirasçılardan rucuen tahsili istenmektedir....

            verdiğinden davalı şirketin bu kapsamda da tazminat ödeme borcu bulunmadığını belirterek davadan önce arabuluculuk dava şartı sağlanmadığından davanın usulden reddine, bu davada sigortalı murisin mirasçılarının tümü hak sahibi olduğundan tüm mirasçılar tarafından açılmayan davanın usulden reddine, T.C....

              Etap 507 ada 24 no’lu konutun ...’ye tahsis edildiğini, ancak ...’nün 2002 ve 2003 yıllarına ait ortak gider ve yakıt borcunu ödemediğini, bunun üzerine toplu yapı yönetimi tarafından konut alıcısı ve davalıların murisi ... ile tapuda kayden maliki görünmesi nedeniyle kendisi aleyhine icra takibi yapıldığını, kendilerinin borcu ödediğini, davalılar murisinin vefat etmesi nedeniyle mirasçıları olan davalılar aleyhine ödenen ortak gider ve yakıt masrafların rucuen tahsili için icra takibi yaptığını, ancak haksız yere itiraz edildiğini belirterek itirazın iptali ile %40 oranında inkar tazminatının tahsilini istemiştir. Davalılar, murisin 2002 yılında öldüğünü, ortak gider ve yakıt paralarının ödendiğini savunarak davanın reddini dilemişlerdir....

                Külli halefiyet ilkesi gereği, mirasçılar, miras bırakanın ölümü ile mirası bir bütün olarak, Kanun gereğince kazanırlar ve miras bırakanın borçlarından kişisel olarak sorumlu olurlar (TMK.m.599). Tereke borcundan sorumluluk; dış ilişkide (üçüncü kişilere karşı) müteselsil, iç ilişkide (mirasçılar arasında) miras payı oranındadır. Dava mirasçılar arasında açılmış ve bu nedenle iç ilişkileri söz konusudur. Davacının hem terekeden alacaklı, hem de mirasçı olarak sorumluluğu sebebiyle borçlu sıfatı mevcuttur. Mirasçılar arasında görülen alacak davasında, terekeden olan alacağın bir bölümü için davacıda alacaklı ve borçlu sıfatı birleşmiştir. Davacı eş/mirasçının katılma alacağı dışında bir tereke borcunun varlığı taraflarca ileri sürülmediğine göre, terekenin paylaşılmasına gerek duyulmamalıdır....

                  İhbar olunan vekili, Garanti Emeklilik ve Hayat A.Ş., murisin mirasçılarının murisin vefat tarihinden itibaren 5 gün içerisinde başvuruda bulunmadığını, davalıların talebinin teminat dışında kaldığını, murisin kronik kalp ve şeker hastalığı tanısının sigorta tarihinden önce konulduğunu davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

                    CEVAP Davalı cevap dilekçesinde, taşınmazı 270.000,00 TL bedeli elden ödeyerek satın aldığını, değerin tapuda az harç ödemek için düşük gösterildiğini, bedeli ödemek için arkadaşından ve ağabeyinden borç aldığını, kendi birikimlerini de kullandığını, murisin kendisine bağış yapmasını gerektirecek bir yakınlıkları olmadığını, yüksek bir maaş ile mühendis olarak çalıştığını, taşınmazı alacak ekonomik durumunun olduğunu, murisin ölümünden sonra davacıya ekonomik olarak yardımda da bulunduğunu, davacıdan mal kaçırmak isteyen murisin başka bir taşınmazını da davacıya temlik etmesinin mümkün olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesince, temlikin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, davalı tarafın istinafı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2....

                      UYAP Entegrasyonu