Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalının yargılama ve temyiz aşamasında sunduğu belgelere göre, davacı mirasçılar adına davalı idareye verilen 03/08/2012 tarihli dilekçe ile 149 günlük yıllık izin ücretinin ödenmesinin talep edildiği, davalı tarafından talep gibi murisin çalışmasından kaynaklı 149 günlük izin süresi karşılığı olarak hesaplanan 11.745,67 TL brüt yıllık izin ücretinin davacı mirasçılara dava tarihinden önce ödendiği anlaşılmaktadır. Davalı tarafından sunulan söz konusu belgeler dikkate alınmaksızın, davacılar murisinin kadroya geçtiği 2001 öncesi dönemde mevsimlik çalıştığı 11 ay ve üzerinde çalışarak yıllık izine hak kazandığı süre olmadığı, kadroya geçtiği 2001 yılı sonrası dönemde ise işyerinde uygulanan TİS’e göre 280 gün yıllık izine hak kazandığı, sunulan yıllık izin belgelerine göre 180 gün izin kullandırıldığı belirtilerek bakiye 100 günlük izin süresi karşılığı yıllık izin ücretini hesaplayan bilirkişi raporunu esas alarak yıllık izin ücretinin hüküm altına alınması hatalıdır....

    , ancak davalı alacaklının yalnızca müvekkillerine (diğer eşten olan çocuklar) takip başlattığını, her ne kadar mirasçılar, murisin borcundan dolayı müteselsilen sorumlu olup, borcu ödeyen mirasçının, diğer mirasçılara hisseleri oranında rücu hakkı varsa da yargıtay içtihatlarına göre murisin alacaklılarından biri aynı zamanda mirasçısı ise bu şekilde icra takibi başlatamayacağını, miras bırakanın borçlarından dolayı mirasçıların müteselsil sorumluluğu mirasçılar dışındaki alacaklılar için geçerli olduğunu, miras bırakanın alacaklıları arasında bir mirasçı da varsa bu mirasçının miras bırakandan olan alacağına ilişkin olarak diğer mirasçıların müteselsil sorumluluğu olmadığını, mirasçıların hisselerinden mahsup edilmek veya tereke mallarından tahsil edilmesi gerektiğini, davalı alacaklının alacağının sebebinin, müvekkillerinin babası ile davalı arasında görülmüş olan boşanma davası nedeni olduğunu, ilgili karar kesinleşmeden icraya konduğunu, takibin tedbiren durdurulmasına, davanın kabulüne...

    Şu halde açıklanan yasal düzenleme gereğince, murisin; “ortağı” olduğu limited şirketin, şirketin malvarlığından tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan vergi borcundan, şirket ortağı olarak “koyduğu sermaye hissesi oranında” doğrudan doğruya sorumluğu söz konusudur. Murisin yasal mirasçısı olan davacılar hakkında, amme alacaklısı tarafından henüz takibe geçilmemiş ise de bu durum yasal mirasçıların borç tehdidi altında olmadıkları anlamına gelmez....

      TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının murisi Hasbi Zeyrek ile davacı avukat arasındaki vekalet sözleşmesinden dolayı davacının alacaklı olduğunu, mirası reddetmeyen her bir mirasçının murisin borcundan müteselsilen sorumlu olduğunu, bu nedenle mirasçılardan davalı T3 aleyhine bakiye 18.000,00 TL alacağın tahsili için başlatılan Ereğli Konya İcra Müdürlüğünün 2020/1977 Esas sayılı dosyasında ilamsız icra takibi yapıldığını, davalının bora itirazı üzerine takibin durduğunu, borcun 3000,00 TL'sinin haricen tahsil edildiğini ileri sürerek, davalının Ereğli Konya İcra Müdürlüğünün 2020/1977 Esas sayılı dosyasında 15.000,00 TL alacağa yaptığı itirazın iptalini ve %20'den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir....

      Şu halde açıklanan yasal düzenleme gereğince, murisin; “ortağı” olduğu limited şirketin, şirketin malvarlığından tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan vergi borcundan, şirket ortağı olarak “koyduğu sermaye hissesi oranında” doğrudan doğruya sorumluğu söz konusudur. Murisin yasal mirasçısı olan davacılar hakkında, amme alacaklısı tarafından henüz takibe geçilmemiş ise de bu durum yasal mirasçıların borç tehdidi altında olmadıkları anlamına gelmez....

        GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacılar vekili ilk derece mahkemesine verdiği dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin murisi T6'ın 06/11/2018 tarihinde vefat ettiğini, murisin sağlığında Halk Bankası ile olan kredi ilikisi nedeniyle bankaya karşı borçlu olduğunu öğrendiklerini, banka tarafından mirasçılar aleyhine yasal takip başlatıldığını, murisin ölüm anında terekesinde iki adet trafik aracı gözüktüğünü, araçlardan 34 XX 517 plakalı aracın hurda vaziyetinde olduğunu, piyasa hurda değerinin 3.000 TL olduğunu, 34 XX 574 plakalı aracın ise piyasa değerinin 20.000- 25.000 TL civarında olduğunu, murisin aktiflerinin borcunu karşılayacak nitelikte olmadığını, murisin terekesinin borca batık olduğunu ileri sürerek, terekenin borca batık olduğunun tespiti ile mirasın hükmen reddine yönelik karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili ilk derece mahkemesine verdiği cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

        İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesince, murisin hastalığı nedeni ile davalı olan eşi tarafından bakımının yapıldığı, ağır hastalığı süresince eşinin yanında olmasından kaynaklı minnet duygusu ile murisin taşınmazın devrini yaptığı, diğer mirasçı ile herhangi bir husumetinin bulunmadığı, mal kaçırma kastı ile hareket etmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF 1....

          Dahili davalılar ... ve ... vekili ibraz ettiği cevap dilekçesinde özetle; dahili davalıların murisin çocukları olduğunu, murisin sağlığında uzun süre görüşmediklerini murisin alacak ve borç ilişkileri konusunda bilgi sahibi olmadıklarını, bu nedenle dava konusu alacağı kabul etmediklerini, murisin mal varlığıyla ilgili bilgi sahibi olmadıklarından Urla Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/20 esas sayılı dosyasında tereke tespiti talebinde bulunduklarını, tereke tespit davasının derdest olup dahili davalıların mirasçı olup olamayacaklarının belli olmadığını belirterek Urla Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/20 esas sayılı terek tespiti dosyasının bekletici mesele yapılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiş, 07/03/2019 tarihli duruşmadaki beyanında ise terekenin borca batık olduğu tespit edilir ise mirası hükmen red davası açacaklarını beyan etmiştir....

            Dahili davalılar T5 ve T4 vekili ibraz ettiği cevap dilekçesinde özetle; dahili davalıların murisin çocukları olduğunu, murisin sağlığında uzun süre görüşmediklerini murisin alacak ve borç ilişkileri konusunda bilgi sahibi olmadıklarını, bu nedenle dava konusu alacağı kabul etmediklerini, murisin mal varlığıyla ilgili bilgi sahibi olmadıklarından Urla Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/20 esas sayılı dosyasında tereke tespiti talebinde bulunduklarını, tereke tespit davasının derdest olup dahili davalıların mirasçı olup olamayacaklarının belli olmadığını belirterek Urla Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/20 esas sayılı terek tespiti dosyasının bekletici mesele yapılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiş, 07/03/2019 tarihli duruşmadaki beyanında ise terekenin borca batık olduğu tespit edilir ise mirası hükmen red davası açacaklarını beyan etmiştir....

            İcra Dairesi'nin 2018/3913 Esas sayılı takip dosyasında murisin ölüm tarihi itibariyle borcunun 2.011,78 TL olduğu, Erbaa İcra Dairesi'nin 2016/3649 Esas sayılı dosyasında alacak takip çıkış miktarının 559,08 TL olduğu, Niksar İcra Dairesi'nin 2017/615 Esas sayılı dosyasında murisin ölüm tarihi itibariyle borç miktarının 52.969,48 TL olduğu anlaşılmış olduğundan murisin ölüm tarihi itibariyle pasifinin 55.540,34 TL olduğu, ayrıca murisin 60.573,73 TL ölüm aylığının iptal edilmesi sebebiyle borç çıkartılması sebebiyle davalı Sosyal Güvenlik Kurumu'nun Tokat Mali Hizmetler Sosyal Güvenlik Merkezi'ne bildirileceğine dair yazı cevabı da gözetilerek ve murisin aktifi sayılabilecek tek taşınmazdaki payına isabet eden bedelin 14.881,00 TL olduğu anlaşıldığından murisin ölüm tarihi 11.02.2020 tarihi itibariyle muris Nursel Yenigelen'in terekesinin borca batık olduğunun tespiti ile" gerekçeleri ile; 1- Davanın KABULÜ ile, Davacı T.C....

            UYAP Entegrasyonu