Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Maddesinde, borçlunun ölümü halinde, mirası reddetmemiş mirasçılar hakkında da bu Kanun hükümlerinin tatbik olunacağı, borçlunun ölümünden evvel başlamış olan muamelelere devam olunacağı; 50. maddesinin 2. fıkrasında, borçlurun ölümü halinde terekenin borçlarından dolayı ölüm günü ile beraber üç gün için takibin geri bırakılacağı, üç günün bitiminde terekenin borçları için takibata devam olunacağı, 3. fıkrasında ise, mirasçılar, mirası kabul veya ret etmemişlerse bu hususta Medeni Kanundaki muayyen müddetler geçinceye kadar takibin geri bırakılacağı hükümlerine yer verildiğini, açıklanan Kanun maddeleri gereğince, mirasçılar murisin külli halefi durumunda olduğunu, külli halefiyette mirasçı, hak ve yüktümlülükleri itibariyle tamamen ölenin hukuki durumunu kazanmakta, diğer borçları gibi vergi borcundan da aslen sorumlu oldukları, mirasçılar, murisin yerine kaim olduklarından, vergiyi doğuran olay mirasçıların şahsında gerçekleşmiş sayılmakta olduğunu, mirasın hükmen reddi miras bırakanın...

Davalı vekili; kabul anlamına gelmemekle birlikte, müvekkilinin murisin borcundan kendisine kalan mallar oranında sorumlu olduğunu, bu nedenle davacı tarafından hazineye kalan mallar ispat edilmeden alacak davası açılmasının yasaya aykırı olduğunu ve müvekkilinin MK 'nun 501. maddesi uyarınca müteveffa ...'un imzaladığı sözleşmeden dolayı sorumluluğunun bulunmadığını, bu nedenle faiz, BSMV ve ihtarname masraflarına ilişkin talebin reddi gerektiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılamada toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre; TMK'nun 631. maddesine göre muris ...'tan miras yoluyla edindiği değerler ölçüsünde Devletin murisin borçlarından dolayı alacaklılara karşı sorumlu olduğu, miras bırakan ...'...

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Mirasın Hükmen Reddi istemine ilişkindir. Davacılar vekili, murisin terekesinin borca batık olduğunun ve bu nedenle mirasçı müvekkillerinin mirası hükmen reddetmiş sayıldıklarının tespit ve kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, usul ve yasaya aykırı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

    Şu halde açıklanan yasal düzenleme gereğince, murisin; “ortağı” olduğu limited şirketin, şirketin malvarlığından tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan vergi borcundan, şirket ortağı olarak “koyduğu sermaye hissesi oranında” doğrudan doğruya sorumluğu söz konusudur. Murisin yasal mirasçı olan davacı hakkında, amme alacaklısı tarafından henüz takibe geçilmemiş ise de bu durum yasal mirasçının borç tehdidi altında olmadıkları anlamına gelmez....

      Ölüme bağlı mal rejiminin tasfiyesi davaları sonucu belirlenecek mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı alacak, terekeye ait borç olup, mirasçıların miras paylaşımından önce ödenmesi gerektiği kabul edilmektedir. Terekeye ait borç ödendikten sonra kalan miktar, mirasçılar arasında miras payları oranında paylaşılır. Tereke borçlarından bu sıfatını kaybetmemiş tüm mirasçılar, kişisel olarak (4721 sayılı TMK mad. 599/2 ) ve müteselsilen (TMK mad. 641) sorumludurlar. Davacı mirasçı sağ eşin mal rejiminin tasfiyesi nedeniyle talep ettiği ve terekeye ait borç sayılan alacak miktarından, davanın mirasçılar arasında görülmesi nedeniyle, davacıda dahil bütün mirasçılar miras payları oranında sorumludurlar. Somut olayda, davacı temyize konu davayı terekenin alacaklısı sıfatıyla açmış ise de; davacı da dahil davanın tarafları, ortak mirasbırakan ...'ın mirasçısıdırlar ve tereke borçlarından yukarıda açıklanan kanuni düzenlemeler çerçevesinde hepsi de sorumludurlar....

        Ancak her ne kadar davacılar ile davalı mirasçılar arasında vekalet ilişkisi kurulmamış ise de, davalı mirasçılar murisin borçlarından müteselsilen sorumlu olduklarından, murisin davacıya karşı ödemekle yükümlü olduğu vekalet ücretlerinden de müteselsilen sorumludurlar. Bu itibarla davacı avukatların, murisin ölüm tarihi itibariyle kesinleşen davalar yönünden muris ile akdedilen 26.08.2009 tarihli avukatlık ücret sözleşmesine göre, murisin vefatından önce açılan ancak ölüm tarihi itibariyle devam edip henüz kesinleşmeyen dosyalar bakımından ise, sarf etmiş oldukları emek ve mesaiye, hak ve nesafete göre belirlenecek bir ücrete hak kazandığı kabul edilmelidir....

          Daha sonra vefat etmiş ölümünden sonra oğlu M.Hakan Kamiloğlu'nun borcundan dolayı alacaklısı davacı ... İcra Takibi yapmış ayrıca muris ... eşine yaptığı satışın iptalini taşınmaz kaydının mirasçılar ... ile... adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir. Anlaşılacağı gibi borçlu... herhangi bir tasarruf işlemi yapmış değildir. Tasarrufu yapan muristir. Murisin sağlığında satış gerçekleştirilmiştir. Satışın gerçekleştirildiği takdirde M.Hakan'ın alacaklısından mal kaçırma durumu anlaşılamamaktadır. Davacı sonuç talebinde de taşınmazın tapu kaydının iptali ile mirasçılar adına tescilini istemiştir. Yani icra takip yetkisi isteğinde de bulunmamıştır. Açıklanan talep şekline göre davacının isteği tapu iptali tescil veya tenkis talebini içermektedir. Bu durumda temyiz incelemesini yapma görevi Yüksek Yargıtay 2.Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE 12.5.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            TALEP : Yargı Yerinin Belirlenmesi KARAR TARİHİ : 02.12.2021 Taraflar arasındaki davada Ankara 23.Asliye Hukuk ve Ankara 7.Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya incelendi: GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, rucuen alacak istemine ilişkindir. Ankara 23.Asliye Hukuk Mahkemesince; davanın, rucuen alacak davası olduğu, davalı şirketin iflasına karar verildiği ve müflis olduğu anlaşılmakla, bu davaya bakma görevinin Asliye Ticaret Mahkemelerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir....

              Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2020/169 Esas, 2021/62 Karar sayılı ve 11/03/2021 tarihli kararı ile; "Davacı tarafın, davalıların murisi Mustan'ın dava dışı Cemal'e olan borçlarını ve Yapı Kredi bankasından kullandığı kredinin taksitlerini ödediğinden bahisle alacağın tahsili amacıyla mirasçıları olan davalılara karşı genel haciz yoluyla takip başlattığı, süresi içerisinde yapılan itiraz üzerine duran takibe yapılan itirazın iptali için açılan eldeki davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı, dosyaya sunulan veraset ilamına göre murisin mirasçılarının davalılar ve dava dışı Mustan Şimşek olduğu, murisin borçlarının ödenmesinden kaynaklı başlatılan icra takibinin ve eldeki davanın yalnızca murisin 3 mirasçısına yöneltildiği, muris öldüğünde tereke iştirak halinde mülkiyet hükümlerine tabi olup mirasçılar arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunduğundan icra takibinin tüm mirasçılara karşı yapılması gerektiği" gerekçesiyle; davacı tarafından açılan davanın usulüne uygun başlatılmış...

              in 11/08/2013 tarihinde vefat ettiğini, murisin Finansbank kullanmış olduğu konut kredisi nedeniyle hayat sigortası yaptırdığını, sigortalının vefat teminatının 50.000 TL olması nedeniyle murisin kullanmış olduğu konut kredisine kalan borcunun 37.000 TL olduğunu, bu borcun sigorta şirketi davalı ...tarafından karşılanması gerekirken banka şubesine başvurduklarında banka tarafından sigorta sözleşmesinde murisin imzasının bulunmaması sebebiyle bedelin karşılanmadığını bu nedenle 37.000 TL kredi borcunun bulunduğu söylediklerini, ancak murisin sigorta bedellerini yatırdığını ve sigorta poliçesinin halen geçerli olduğunu ileri sürerek, bankaya karşı 37.000 TL borçlu olmadığının tespitine, teminat tutarından 37.000 TL borcun mahsubundan sonra kalan 13.000 TL'nin murisin ölüm tarihi olan 11/08/2013 tarihinden işleyecek en yüksek banka faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemişlerdir. Davalı ... Finans Emeklilik ve Hayat AŞ vekili, davanın reddini savunmuştur....

                UYAP Entegrasyonu