Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Aksi halde terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler ve tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Ayrıca TMK'nin Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına ilişkin Tüzüğün 39/2. fıkrası gereğince mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunulması zorunludur....

    Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, murisin davalıya ait bakım evinde kaldığı sürede davalı ile imzaladığı sözleşme uyarınca yaptığı sağlık giderlerden kaynaklı alacak istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun "Miras ortaklığı " başlıklı 640 ıncı maddesi şöyledir: "Birden çok mirasçı bulunması halinde, mirasın geçmesiyle birlikte paylaşmaya kadar, mirasçılar arasında terekedeki bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklık meydana gelir. Mirasçılar terekeye elbirliğiyle sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere, terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler. Mirasçılardan birinin istemi üzerine sulh mahkemesi, miras ortaklığına paylaşmaya kadar bir temsilci atayabilir. Mirasçılardan her biri, terekedeki hakların korunmasını isteyebilir. Sağlanan korumadan mirasçıların hepsi yararlanır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki kooperatifin ihyası davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı kooperatif tasfiye memuru Ali Aydın tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Davacı vekili, davalıların tasfiye memuru oldukları...Konut Yapı Kooperatifine karşı ... Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi'nin 2001/740 esas sayılı rucuen alacak davası açtıklarını, dava derdest iken kooperatifin tasfiye edilerek terkin işlemi yapıldığını öğrendiklerini ileri sürerek, alacak davasına devam edebilmeleri için davalı kooperatifin tüzel kişiliğinin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        -TL borç para verdiğini, murisin sağlığında dava konusu taşınmazı satarak alacağını satış bedelinden almasını istediğini ancak taşınmazın satılamadığını, zaman içerisinde muris ve eşinin vefat ettiğini, mirasçılar Şevket ve Havva'nın taşınmazı satmasını ve murislerinin borcunu satış bedelinden almasını istediklerini, mirasçıların yaptıkları toplantıda murislerinin borcundan 10.000,00 TL’lik kısmı Hamza'nın, 10.000,00 TL’lik kısmı ise davacının üstlendiğini, buna göre davacıya satış bedelinden 25.000,00 TL verdiğini ancak davacının bunu kabul etmediğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini dilemiştir....

          DOSYA NO : 2019/79E2019/61K,SakaryaBAM1.HD2020/319E2020/334K,AnkaraBAM17.HD2019/2141 KARAR NO : 2023/1340 Kararın Kaldır T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ÇARŞAMBA 2.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2023/43 ESAS, 2023/36 KARAR DAVA KONUSU : Alacak (Altsoyun Denkleştirmesinden Kaynaklı) KARAR : Çarşamba 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2023/43 esas, 2023/36 karar sayılı dava dosyasında verilen alacak (altsoyun denkleştirmesinden kaynaklı) talebinin reddine karşı, davalı T4 tarafından istinaf yoluna başvurması üzerine, dosyanın yapılan inceleme sonucunda; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : İDDİA: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Muris Mustafa Özcan'ın 05/01/2022 tarihinde vefat ettiğini, müvekkili davacı ile davalılar Şenol ve Sebati'nin murisin sağ çocukları olduğunu, diğer davalılar Emine ve Gürhan, murisin 2000 yılında vefat eden oğlu Şeref Özcan'ın...

          Şu halde açıklanan yasa hükümleri gereğince kamu borçlarının murisin; "ortağı" ve "temsilcisi" olduğu şirket borcundan kaynaklandığının tespit edilmesi halinde ilgili şirketlerin, şirketin malvarlığından tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan kamu borcundan, şirket ortağı olarak "koyduğu sermaye hissesi oranında" doğrudan doğruya; "temsilcisi" olarak da şahsi sorumluğu olacağı gözetilerek, mahkemece uzman bilirkişi veya bilirkişiler eliyle murisin, "ortağı" ve "yasal temsilcisi" olduğu şirketlerin defter, kayıt ve belgeleri üzerinde inceleme yaptırılarak şirketin aktif ve pasifinin saptanması ve murisin şirketin kamu borcundan dolayı sermaye hissesi oranında şahsen sorumlu olacağı miktarın bu suretle belirlenmesi, amme alacağının şirketin malvarlığından tamamen tahsili mümkün ise bu halde davacıların kamu borcundan dolayı terekenin borca batıklığının tespitini istemekte hukuki yararlarının bulunmayacağı gözetilerek isteğin reddedilmesi, aksi halde murisin ölüm tarihi itibariyle...

          Dava, hayat sigorta sözleşmesine dayalı alacak istemine ilişkindir. Davacı vekili, murisin bankaya olan bakiye kredi borcunun 10 taksitinin müvekkilleri tarafından ödendiğini, ödenen kredi miktarının hayat sigorta poliçesi kapsamında davalıdan tahsilini talep etmiş, mahkemece rehin hakkı sahibinin muvafakat etmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Davaya konu hayat sigorta poliçesinde dava dışı ... T.A.Ş. lehine dain mürtehin kaydı yer almaktadır. Mahkemece anılan bankadan davaya muvafakati olup olmadığı sorulmuş, banka tarafından verilen cevabi yazıda toplam alacaklarının 19.06.2015 tarihi itibarıyla; 28.000,00 TL olup kredi borcu kapatılmadığından davaya muvafakat etmedikleri bildirilmiş, mahkemece bankanın muvafakat etmemiş olması nedeni ile davanın reddine karar verilmiştir. Karar, aşağıda anlatıldığı üzere hatalıdır....

            Dosya içeriği ve toplanan delillerden Saniye Melek Yaşlı'nın 21/12/2014 tarihinde vefat ettiği, geriye mirasçı olarak davacılar Necmi ve Doğan ile, davalı Hülya ve davaya muvafakatleri alınan diğer mirasçılar Nermin ve Yaşar'ın kaldığı, davacıların dava dilekçesi ile ehliyetsiz, muris muvazaası ve vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenlerine dayalı olarak öncelikle muris adına ve terekeye iade istemli tapu iptali tescil, olmazsa bedelin tahsili isteminde bulundukları, ATK 4. İhtisas Kurulunun 27/11/2017 tarihli raporunda murisin satış ve vekalet tarihinde fiil ehliyetinin olmadığının tespit edildiği, ATK 1. Üst Kurulunun 08/01/2019 tarihli raporunda ise murisin vekalet tarihinde fiil ehliyetinin olduğu, devir tarihinde ise fiil ehliyetinin olmadığının tespit edildiği anlaşılmaktadır. Hemen belirtmek gerekir ki, mirasbırakanın ölüm tarihine göre terekesi elbirliği mülkiyetine tabidir....

            in 28.07.2010 tarihinde, ...,... şubesinden uzun vadeli konut kredisi kullandığını ve birlikte 2319649 nolu hayat sigortası yapıldığını, kredi kullanımından 5 ay sonra 22.12.2010 tarihinde vefat ettiğini, vefat sonrası mirasçıların banka aracılığı ile davalı ...ye müracaat ettiklerini, ancak sigorta şirketinin ölenin başvurusundan önce kroner damar bozukluğu tanısı ile ameliyat olması ve bu hastalığın başvuru formunda beyan edilmemesi nedeniyle talebin reddedildiğini, davalının tazminat talebini reddetmesinin yasaya ve sözleşme kapsamına aykırı olduğunu, murisin damar ve kalp ameliyatından 2-3 gün sonra konut kredisinin talep edildiği ve ameliyatlı olması sebebi ile banka çalışanın bizzat murisin adresine gelerek hasta ve ameliyatlı olduğunu görerek başvuru ve beyan formunu imzalattığını belirterek 122.800,00 TL'nin faizi ile birlikte davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsilini, bunun mümkün olmaması halinde bu miktardaki konut kredi borcundan dolayı murisin davalıya borçlu olmadığının...

              Murisin, borcundan mirasçıların sorumluluklarını düzenleyen 4721 Sayılı TMK'nun ilgili hükümlerini inceleyecek olursak; 4721 Sayılı Türk Medenî Kanunu’nun 599. maddesine göre; “Mirasçılar, miras bırakanın ölümü ile mirası bir bütün olarak, kanun gereğince kazanırlar. Kanunda öngörülen ayrık durumlar saklı kalmak üzere mirasçılar, miras bırakanın aynî haklarını, alacaklarını, diğer malvarlığı haklarını, taşınır ve taşınmazlar üzerindeki zilyetliklerini doğrudan doğruya kazanırlar ve miras bırakanın borçlarından kişisel olarak sorumlu olurlar. Atanmış mirasçılar da mirası, mirasbırakanın ölümü ile kazanırlar. Yasal mirasçılar, atanmış mirasçılara düşen mirası onlara zilyetlik hükümleri uyarınca teslim etmekle yükümlüdürler”. 605. maddeye göre “Yasal ve atanmış mirasçılar mirası reddedebilirler. Ölümü tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır”. 606.maddeye göre; “Miras, üç ay içinde reddolunabilir....

                UYAP Entegrasyonu