Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki hayat sigortasından kaynaklanan alacak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ...Ş....

    Murisin ölümü ile birlikte tüm mirasçılar tereke üzerinde elbirliği halinde mülkiyet hakkına sahip olur. Terekeye iade istemli davaların tüm mirasçılar tarafından birlikte yürütülmesi veya terekeye temsilci tayini suretiyle yargılamaya devam edilmesi gerekir. Ne var ki eldeki davada davacı, alacağın terekeye iadesini talep etmeyip miras hissesi oranında tahsil talebinde bulunduğundan ve elbirliği hükümlerinin geçerli olduğu terekeye ilişkin bir mirasçının miras payı oranında alacak talep etme hakkı bulunmadığından davanın aktif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 2017/2596 Esas- 2019/1665 Karar sayılı ilamı ve Yargıtay 11....

      Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davalı taraf istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesi ile davalının, babasının borcundan dolayı sorumlu tutulmasının hukuken mümkün olmadığını iddia ederek ilk derece mahkemesi kararının bozulmasını talep ettiğini, ancak davalı tarafın işbu itirazı yerinde olmadığını, TMK m.599 da, “mirasçılar, miras bırakanın ölümü ile mirası bir bütün olarak, kanun gereğince kazanırlar.” denildiğini, kanun maddesinden de anlaşılacağı üzere; murisin ölümü ile beraber mirasçılar, mirası tüm hak, alacak ve borçlar ile kazandıklarını, miras kanundan ötürü bir bütün halinde, yani bir kül olarak mirasçılara intikal ettiğini, mirasın mirasçılara intikal edebilmesi için mirasçıların mirası kabul ettiklerine dair bir beyanda bulunmalarına ihtiyaç olmadığı gibi, mirasçı olduklarını bilmeleri de gerekmediğini, miras açılınca tereke, bütün hakları ve borçlarıyla birlikte mirasçılara kendiliğinden intikal ettiğini, buna hukukumuzda “külli halefiyet ilkesi” adı verildiğini...

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü....

        İcra Müdürlüğünün 2015/6238 esas sayılı takibin iptali yönünde bir talebi olmadığı, taleplerinin mirasçılar tarafından vefattan sonra yapıldığı ve beyan edilen ve asıl alacak toplamı 2.680,12.-TL olan ödemenin iadesi olduğu, 2016 senesinde hakem heyetleri parasal sınır İl tüketici hakem heyetleri için 3.480,00.-TL, İlçe tüketici hakem heyetleri için 2.320,00.-TL olarak tespit edildiğini, davacı tarafından dava konusu yapılan asalı alacak miktarının 2.680,14.-TL olduğunu, dava konusu miktarın 2016 yılı itibariyle tüketici hakem heyetine başvuru sınırı olan 3.480,00....

        KARŞI OY YAZISI Tereke ile ilgili olup konusu para alacağı olan davaların bütün mirasçılara karşı açılması zorunlu değildir; bir mirasçıya karşı da alacak davası açılabilir. Aynı şekilde bir mirasçıya karşı ilamsız takip yapılabilir ve itirazı halinde ona karşı itirazın iptali davası da açılabilir. Çünkü mirasçılar murisin borçlarından müteselsilen sorumludur. (TMK’nun 641. maddesi) ve alacaklı müteselsil borçluların herhangi birinden borcun tamamını isteyebilir. ( TBK’nun 163. maddesi) Hal böyle olunca murisin borcundan tek başına müteselsilen sorumlu olan ve hakkında bu bağlamda takip yapılan her bir davacının da tek başlarına menfi tespit davası açabilecekleri kabul edilmelidir. Bu durumda işin esası hakkında karar verilmek yerine yazılı şekilde bozma yapan saygıdeğer çoğunluğun görüş ve kararına muhalifim. 05/02/2018...

          Aksi halde terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak, bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler, ./.. 2015/18137 - 2017/369 -2- tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerekir. Somut olayda, murisin aktif malvarlığı araştırmasının ölüm tarihi itibariyle yapılmaması, muris adına kayıtlı araç bulunup bulunmadığının sorulmaması, murisin ...'...

            Sayılı 26.12.2005 Tarihli kararı gereği murisin herhangi bir T1 almakta olduğu maaşı terekesine dahil değildir denildiği, dava konusu icra takibinin dayanağı olan alacak da maaş alacağı olup murisin terekesine dahil olmadığından mirasçılar mirası reddetseler dahi borçtan hukuken sorumlu oldukları, kararın usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek,kaldırılması istenmiştir. HMK.nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; dava , sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talebine ilişkindir....

            Aksi halde terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler, tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerekir. Ayrıca, TMK’nın 610/2. maddesine göre terekeyi sahiplenen mirasçının, mirası reddetme hakkı bulunmadığından, davacı mirasçıların mirası kabul anlamına gelen davranışlarda bulunup bulunmadıkları da araştırılmalıdır. Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince; mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş ise de bozma gerekleri yerine getirilmemiştir. Murisin ölüm tarihi olan 14.12.2007 tarihi itibariyle hak, alacak ve borcunun bulunup bulunmadığı bankalardan sorulmamıştır....

              Hukuk Dairesinin 2007/2486 Esas - 2008/2819 Karar sayılı ilamı) -Murise ait taşınmazların 26.11.2011 tarihinde murisin sağlığında ölünceye kadar bakma sözleşmesi gereğince mirasçılardan Hacı Mehmet ASLANHAN’ a devredildiği, bu bakımından taşınmazların terekeye dahil olmadığı ve taşınmazların devredilmesinin terekeyi sahiplenme anlamına gelmeyeceği açık olduğu gibi, murisin aboneliğinin olduğu ve murisin ölümünden sonraki dönemde trafonun mirasçılar tarafından kullanılmasından doğan elektrik borcunun murise ait borç olduğu düşünülemeyeceği için elektrik trafosunun mirasçılar tarafından kullanılarak elektrik borcunun devam etmesi terekenin sahiplenmesi anlamına da gelmez. (Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 2016/7836 Esas - 2018/11 Karar sayılı ilamı) -Murisin ölüm tarihi 27.09.2012 olup, murisin ölümünden sonra Aydın ili Efeler ilçesi Efeler Mahallesi 6302 ada - 14 parseldeki taşınmazdaki murise ait payın 31.03.2014 tarihinde mirasçılar tarafından satıldığı anlaşılmaktadır....

              UYAP Entegrasyonu