nun 617/2.maddesi uyarınca yalnızca reddi iptal edilen mirasçı T1'e düşen miras payının resmi tasfiyeye tabi tutulması gerekir. Tereke, murisin ölümü anında mirasçılara intikal eder. Bu durumda mirasın reddi iptal edilen mirasçı T1 miras payı murisin ölüm tarihi olan 09.10.2011 tarihine göre belirlenmelidir. Bu tarihte muris T9in eşi Gülümser Ruhşen sağ olup mirasın 3/8 payının T1'e intikal etmesi gerektiği anlaşılmaktadır. O halde mirasın T1'e intikal edecek 3/8'i resmi tasfiyeye tabi tutulacaktır. Geriye kalan 5/8 pay yönünden yapılan değerlendirmede; T9in diğer mirasçıları sağ kalan eşi Gülümser Ruhşen ve T9'dir. Gülümser Ruhşen'in yasal miras payı 2/8, T9'in yasal miras payı 3/8'dir. T1 mirası reddinin iptali mirasın reddini baştan beri yok hükmünde ve herkes için geçersiz kılsa idi bu durumda T9'in mirası reddetmesi nedeniyle bu miras payının TMK.'nun 611/1.maddesi uyarınca kendi altsoyuna geçeceği kabul edilebilirdi. Ancak, TMK.'...
Değerlendirme 1. 12.03.1987 tarihli miras payının devri sözleşmesinde elbirliği maliklerinden davalı ... Ekici'nin miras payını davacıya sattığı anlaşılmaktadır. Davada da bu satış sözleşmesine dayanılarak tapu iptali ve tescil istemi bulunduğundan diğer mirasçıların davada taraf sıfatı bulunmamaktadır. Bu kişiler yönünden davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerekir. 2. 12.03.1987 tarihli miras payının devri sözleşmesine yönelik davalı ...'nin bir itirazı bulunmamaktadır. Ancak sözleşme kapsamında satışa konu taşınmazlar sınırlarıyla gösterilmiştir. Mahkemece senette satıldığı belirtilen taşınmazların tam ve denetime elverişli olacak şekilde belirlenmemesi doğru değildir. 3. O halde mahkemece, mahalli bilirkişiler ve tanıkların da hazır bulunduğu keşifte sözleşmeye konu taşınmazların sınırları okunmak suretiyle hangi parsellere isabet ettiğinin tespiti sağlanmalıdır....
Temyize konu davanın açılmasından sonra (2011 yılında) davacı (müteveffa) ...’ın da katılımıyla tapuda yapılan intikal işlemi ile taşınmaz paylı mülkiyete dönüştürülmüş; böylece miras ortaklığı bu taşınmaz yönünden sona ermiştir. Bu işlem tarafların oybirliğiyle miras payının devrine ilişkin 22.03.1991 tarihli sözleşmeden dönme niteliğindedir. Buna göre miras payının devri sözleşmesinin bozulduğunun ve artık hukuki sonuç doğurma özelliğini kaybetmiş olduğunun kabulü gereklidir. Bu nedenle bu sözleşmeye dayanılarak hak istenemez. Hal böyle olunca, Mahkemesince (22.03.1991 tarihli sözleşmeye dayanılarak) 149 parsel sayılı taşınmaza yönelik açılan davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Mahkemece, davalılar ..., ... ve ... dışındaki davalılara yönelik davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalılar ..., ... ve ...’e yönelik davanın kabulüne, dava konusu 378 ada 2 parsel ile 406 ada 165 parsel üzerindeki davalı ... payının iptaliyle davacı ... adına, aynı parseller üzerindeki davalılar ... ve ... payının iptaliyle davacı ... adına tapuya tesciline karar verilmesi üzerine; hükmün kabule ilişkin bölümleri, davalılardan ... vekili ve ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu taşınmazlar, 1992 yılında kadastro yoluyla tarafların ortak miras bırakanı ...adına tespit ve tescil edilmiştir. Dava; TMK.nun 677. maddesine dayalı miras payının devrine ilişkin pay iptali ve tescil isteğine ilişkindir....
ın mirası 16 pay kabul edilerek (4) payının murisin eşi ...'a, (3) payının murisin oğlu ...'a, (3) payının murisin oğlu ...'a, (3) payının murisin oğlu ...'a ve (3) payının murisin kızı ...'a ait olduğuna karar verilmiştir. Muris ...'ın evlatları ..., ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 16.08.2012 tarihli ve 2012/841 Esas, 949 sayılı Kararı ile ... ise ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 23.05.2012 tarihli ve 2012/555 Esas, 737 sayılı Kararı ile mirası reddetmişlerdir. Mahkemece, mirasçılık belgesinde muris ...'ın mirasçılık belgesi talep edilmiş, ..., ..., ..., ... ve ...'a ait miras payları belirtmek suretiyle hüküm kurulmuştur. Bu kararda mirası redden bahsedilmemiştir. Uyuşmazlık, muris ...'ın mirasçılarını gösterir mirasçılık belgesinde mirası reddeden kişilerin paylarının akıbetinin gösterilip gösterilemeyeceği noktasında toplanmaktadır. Mirasçılık belgesi verilmesi hususu TMK'nın 598. maddesinde düzenlenmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 11.09.2012 gün ve 291/316 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi müdahil davacılar ile davalı ... ve davalı ... taraflarından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına, davacı ... kardeşleri ve mirasçılardan ... ve ...’dan 12.07.1999 tarihli miras payının devri sözleşmesiyle miras paylarını devraldığına, TMK’nun 677/1. maddesi gereğince mirasçılar arasındaki miras payının devrinin geçerli olabilmesi için adı yazılı şekilde yapılmasının da yeterli görüldüğüne, bu nedenle hükmü temyiz eden davalı ...’ın kendi miras paylarına yönelik temyiz itirazları yerinde olmadığına, mirasçılardan ... ile ... arasında yapılmış bir miras payı devri sözleşmesinin olmadığı dosya kapsamıyla belirlendiğine ... ile ... arasında 04.04.1998 tarihli miras taksim sözleşmesi yapılmış...
Taraflar arasındaki asıl davada miras payının devri sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil ile araç tescili; birleştirilen davada miras payının devri sözleşmesinin muvazaa nedeniyle iptali olmadığı takdirde tenkis davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kısmen kabulüne, birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir. Kararın asıl davada davacı birleştirilen davada davalı vekili ve asıl davada davalılar birleştirilen davada davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kabulü ile yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kararın asıl ve birleştirilen davalar yönünden kaldırılmasına karar verilmiştir....
Taşınmazın temlikinden kaynaklanan alacak davalarında yetki konusunda özel bir düzenleme bulunmadığına göre, yetkili mahkeme genel yetki kuralı gereği davalının yerleşim yeri mahkemesidir. HMK'nın 6/1. maddesi gereğince genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Bu yetki kuralı kesin olmadığından HMK'nın 19. maddesinde belirlenen süre ve yöntemle yetkisizlik itirazında bulunulmaz ise davanın açıldığı mahkeme yetkili hale gelir ve mahkemece kendiliğinden yetkisizlik kararı verilemez. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 19/2. maddesi uyarınca yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2024/443 Esas KARAR NO : 2024/434 DAVA : Sigorta (Sigorta Edilen Şeyin Temlikinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 29/02/2020 KARAR TARİHİ : 13/06/2024 Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Sigorta Edilen Şeyin Temlikinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, davalının ... tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasından ötürü ihbar talep edilen ... nolu sigorta şirketi ...'nin sigortalısı bulunan ... plaka sayılı aracın ve ... nolu sigorta şirketi ...'...
miras payının devri konusunda mirasçılar arasında mirasçılar arasında yapılan sözleşmelerin geçerliliği yazılı şekle bağlıdır."...