Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda, davacı taraf, ticari plaka satış sözleşmesinin iptali ile trafik sicil kaydının miras payı oranında adına tescilini, olmadığı takdirde araç ve ticari plaka hat bedelinin tespiti ile miras payına isabet eden bedelin faizi ile birlikte tahsilini ayrıca, dava konusu aracın temlik tarihinden itibaren davalı tarafça işletilmesinden kaynaklı kazanç kaybı nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000,00 TL’nin devir tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte tahsilini talep ederek davayı açmıştır. Dava konusu aracın ve ticari plaka hat bedelinin dava tarihindeki değeri mahkemece yapılacak bilirkişi incelemesine bağlı olabileceğine göre, dava değerinin dava açarken tam ve kesin olarak davacı tarafından belirlenmesi mümkün bulunmadığından, davanın belirsiz alacak davası olduğunda tereddüt bulunmamaktadır. Ne var ki mahkemece bu yönde bir işlem yapılarak dava değeri belirlenmediği gibi harçta ikmal edilmeden sonuca gidilmiştir....

    ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 14/12/2021 NUMARASI : 2018/568 E - 2021/884 K DAVA KONUSU : Alacak KARAR : Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı dava dilekçesinde özetle;Müvekkilinin davalı ile anne bir baba ayrı kardeş olduğunu, anneleri T7 05.12.2016 tarihinde vefat ettiğini, müvekkili ile davalının eşit paylı mirasçı olduğunu, ancak davalının muris olan annenin şahsi borçlarının ödenmesi konusunda bir katkısının olmadığını, bu davada ise annenin müvekkiline olan borçları ve miras payı oranında sorumlu olduğu alacakların tahsilini istendiğini, Davalının T7 hesabındaki 6.170,49 TL’yi ve diğer hesabındaki 950,00 TL’yi vefattan sonra kendi hesabına aktardığını ve müvekkilinin miras payı olan 3.085,00 TL’yi ve 475,00 TL’yi müvekkiline ödemediğini, Müvekkilinin, muris olan annesine, 2 yıl önce Yalova İli Çınarcık...

    maddesine uygun olmayan ve infazda tereddüt yaratacak şekilde veraset ilamı belirtilerek davacının miras payı oranında tapu iptali ve tescile karar verilip, kalan payın davalı üzerinde bırakılması ile yetinilmesi gerekirken, davalının edinme sebebini değiştirecek şekilde onun adına da tescil hükmü kurulması doğru değil ise de; anılan bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden ilk derece mahkemesi hükmünün 1. bendinin hükümden çıkarılarak yerine 1. bent olarak “Davanın Kısmen Kabulü İle; Dava konusu ... ili Kaynarca ilçesi Şeyhtımarı mahallesinde kayıtlı 106 ada 159 parsel, 132 ada 92 parsel, 133 ada 63 parsel, 133 ada 74 parsel, 146 ada 26 parsel ve 146 ada 60 parsel sayılı taşınmazların davalı Hilmi oğlu ... adına kayıtlı olan tapu kaydının Geyve Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/848 Esas – 2017/843 Karar sayılı mirasbırakan ...’e ait veraset ilamındaki davacıların miras payı oranında iptali ile 2/6 payı davacı Necati oğlu ..., 1/6 payı davacı...

      Ancak, davacılar, dava dilekçesinde açıkça davaya konu taşınmazın miras payları oranında iptali ile adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir. Bu durumda davacıların payı oranında iptal-tescile karar verilmesi gerekirken, talep aşılmak suretiyle davada taraf sıfatı bulunmayan mirasçılar lehine de hüküm kurulması doğru değildir.” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir....

        Öte yandan, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davalarda dava değeri taşınmazın tümünün değeri üzerinden davayı açan mirasçı veya mirasçıların payına isabet eden değerdir. Somut olayda, dava 10.000,00 TL değer gösterilmek ve harçlandırılmak suretiyle açılmış, yargılama aşamasında 16.12.2015 ve 20.01.2016 tarihli bilirkişi raporları doğrulsutunda taşınmazın dava tarihi itibariyle toplam değeri 334.993,5 TL olarak belirlenmiş olup temlik konusu ½ payın değeri 167.496,75, davacıların miras payları oranındaki (2/4) dava değeri de 83.748,37 TL’dir. Yargılama sırasında keşfen belirlenen değerlere göre noksan harç ikmal edilmemiş, harç hüküm ile 55.832,23 TL üzerinden ikmal edilmiştir....

          Hemen belirtilmelidir ki, pay oranında açılan muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davalarında davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayıp, ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan, dava değerinin davayı açan mirasçı veya mirasçıların her birinin miras payına isabet eden değer olacağı kuşkusuzdur. Bununla birlikte, tapu iptal ve tenkis talebi aynı taşınmaza ilişkin bulunduğundan tenkis hukuki sebebiyle istenebilecek tazminatın üst sınırı tapu iptal isteğindeki payı geçemez. Somut olayda, çekişme konusu taşınmazın dava tarihi itibarıyla keşfen saptanan değeri olan 386.113,30 TL’den, davası kabul edilen ve davalı tarafından temyiz konusu yapılan davacılar ..., ..., ... ve ...’ün 1/16’şar miras payına ayrı ayrı isabet eden 24.132,08 TL’nin, 2020 yılı itibarıyla temyiz kesinlik sınırı olan 72.070,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmaktadır....

            den gelen 20/160'ar miras payı nispetinde iptali her bir davacı adına ayrı ayrı olmak üzere tapuya kayıt ve tesciline geri kalan hissenin ise davalılar murisi ... üzerinde ipkasına karar verilmiş; karar, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Bilindiği üzere; 6100 sayılı HMK.'nın 362. maddesinde bölge adliye mahkemelerinin temyiz olunamayan kararları düzenlenmiş, 1/a bendinde de, "miktar veya değeri kırkbin Türk lirasını (bu tutar dahil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar" hükmüne yer verilmiş, 2022 yılı itibariyle HMK'nın 362/1-a bendinde belirtilen 40.000.00 TL’lik kesinlik sınırı 107.090,00 TL olarak uygulanmaya başlanmıştır. Hemen belirtilmelidir ki, pay oranında açılan muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali-tescil davalarında davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayıp ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan, dava değerinin davayı açan mirasçı veya mirasçıların her birinin payına isabet eden değer olacağı kuşkusuzdur....

              Hemen belirtilmelidir ki, pay oranında açılan muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptal-tescil davalarında davacılar ve davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayıp ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan, dava değerinin davayı açan mirasçı veya mirasçıların her birinin payına isabet eden değer olacağı kuşkusuzdur. Somut olayda, davacının miras payı 1/8’dir. Davaya konu 42 ada 53 parseldeki 4 ve 67 nolu bağımsız bölümlerin dava tarihi itibariyle keşfen saptanan toplam değerleri 505.000.00 TL dir. Kararı temyiz eden davacının payına isabet eden toplam değer 63.125.00 TL dir. Davacının miras payına karşılık gelen 63.125.00 TL’nin, 2020 yılı itibarıyla temyiz kesinlik sınırı olan 72.070.00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmaktadır....

                -KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesinin, davanın kabulüne ilişkin olarak verdiği kararın davalılardan ... tarafından istinaf edilmesi üzerine, karar Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince esas bakımından benimsenerek usul yönünden yeniden kabul hükmü kurulmuş; karar, bu kez tüm davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Hemen belirtilmelidir ki, İlk Derece Mahkemesinin davanın kabulüne ilişkin kararına karşı istinaf yoluna başvurmayan davalılar ..., ... ve ...'ın Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararı temyiz etme hakları bulunmadığından, adı geçen davalıların temyiz isteklerinin reddine. Davalı ...'ın temyiz isteğine gelince: Bilindiği üzere; 6100 sayılı HMK.'...

                  -KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesinin, davanın kabulüne ilişkin olarak verdiği kararın davalılardan ... tarafından istinaf edilmesi üzerine, karar Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince esas bakımından benimsenerek usul yönünden yeniden kabul hükmü kurulmuş; karar, bu kez tüm davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Hemen belirtilmelidir ki, İlk Derece Mahkemesinin davanın kabulüne ilişkin kararına karşı istinaf yoluna başvurmayan davalılar ..., ... ve ...'ın Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararı temyiz etme hakları bulunmadığından, adı geçen davalıların temyiz isteklerinin reddine. Davalı ...'ın temyiz isteğine gelince: Bilindiği üzere; 6100 sayılı HMK.'...

                    UYAP Entegrasyonu