Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Cevap dilekçesi: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; mehir senedinde yazılı eşya ve altınların davalı Yaşar tarafından alındığını ,dolayısıyla mehir senedinden kaynaklı sorumluluğun yerine getirildiğini, mehir senedindeki eşya ve altınların davacıda kaldığını, düğünde takılan ziynet eşyalarının ise davalı Muhammet tarafından alındığı iddiasının doğru olmadığını, zira bu altınların davacı tarafından kullanıldığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davanın reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; davanın kabulü gerektiğinden bahisle İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etmiştir....

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; mehir senedinde taahhüt edilen ancak davacıya hiç teslim edilmeyen 250 gr. altının davalıdan alınarak davacı müvekkile aynen teslimine, nişan/düğünde mehir senedinden ayrı olarak takılan ve davacı müvekkile iade edilmeyen 4 adet tam altın, 3 adet yarım altın, 25 adet çeyrek altın, 9 adet bilezik ile üçlü bilezik şeklinde olan 1 adet kelepçenin bozdurulması suretiyle elde edilen 2 adet KALIN bilezik olmak üzere toplam 11 adet bilezik, 1 adet tuğralı kolye, 1 çift küpe, 1 adet tektaş, 1 adet alyans ve bir miktar nakit paranın davalıdan alınarak davacı müvekkile aynen teslimine, yargılama giderleri ile ücreti vekâletin davalıya tahmiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Cevap ve karşı dava dilekçesi: Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; mehir alacağı yönünden görev itirazının bulunduğu görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmiştir....

Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; dava konusu "evlenmeden mütevellit çeyiz ve mehir" başlıklı 24.06.2012 tarihli sözleşme incelendiğinde; sözleşmenin, dava konusu tarafların resmi evlilik tarihinden sonra düzenlendiği, sözleşmenin davalı olan eski eşin babası tarafından imzalandığı, mehir senedinde yazılı bulunan dava konusu altının " Kalan 680 gram altın takı ise gelinimiz Emine'nin talep ettiği zaman ödenmek üzere borcumuzdur" şeklindeki taahhütle ileriye yönelik olarak davacı kadına bağışlanacağı sözünün verildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda; davacının talebi, bağışlama vaadi şeklinde (mehri müeccel) niteliğinde, mehir senedinden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir. Dava konusu bağışlama vaadi yazılı yapılmakla geçerlidir....

Aile Mahkemesinin 2015/948 Esas 2016/1152 Karar sayılı kararı ile boşanmalarına karar verildiği, boşanma kararının 14/11/2016 tarihinde kesinleştiği, davacı ve T1 resmi olarak evlenmeden iki gün önce 26/07/2007 tarihinde mehir senedi düzenlendiği, bu mehir senedine göre davacıya 400 gram 22 ayar altın verileceğinin taahhüt edildiği, iş bu mehir senedinin davalı T4 tarafından imzalandığı, davacı taraf her ne kadar evlilik gerçekleştikten sonra mehir senedinde korusu geçen 400 gram 22 ayar altının söz verildiği gibi kendisine verilmediğini iddia etmiş ise de davalı tarafça mehir altını teslimi başlığıyla dosyaya delil olarak sunulan belgeye göre davacıya mehir senedi ile vericeleği taahhüt edilen 400 gram 22 ayar altının verildiği, davacının da bu belgeyi imzaladığı, davacı tarafça bu belge üzerindeki imzanın davacıya ait olmadığı yönünde itirazda bulunulması üzerine Konya 4....

Bu itibarla davacının sunduğu yazılı belge geçerlidir ve tarafların açık iradelerini ifade etmektedir.Bu yönde belgenin varlığını mehir alacağı olduğunu belirten davacı ispat etmiştir. Taraflar arasında düzenlenen ancak dini nikah merasimi sırasında yapıldığı belirlenen 05/09/2013 tarihli, tarafların ve tanıkların imzalarının yer aldığı yazılı belge ile davalı tarafından davacıya mehri müeccel olarak 1.5 kg şart koşulan altın ödenmesininin kararlaştırıldığı anlaşılmıştır." şeklindeki gerekçeyle; "Davanın KISMEN KABULÜNE, Davacının Mehir senedinden kaynaklanan alacağı olan 1,5 Kg (1500 gram) altının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, aynen iadenin mümkün olmaması halinde bedeli olan 217.500- TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine," karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı hükmün tamamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur....

Davacı vekilinin mehir senedinden kaynaklanan alacağına ilişkin temyiz itirazlarına gelince, davacı 21.11.2008 tarihli mehri müeccel senedinde belirtilen ziynet eşyalarının kendisine verilmediğini iddia etmiştir. Mehir, kocanın evlenme sözleşmesi anında ya da devamı sırasında bazen de sona ermesi halinde kadına belirli bir mal, para veya ekonomik değeri olan bir şeyi armağan etmesidir. Mehri müeccel ise ileriye (evliliğin boşanma ya da ölümle son bulunması haline kadar) yönelik bir bağışlama vaadidir. Somut olayda davacı tarafından imzalanan 21.11.2008 tarihli senette kararlaştırılan altınların davacıya verilmediği davalının savunması ve tanık beyanları ile sabittir....

    K A R A R Davacı, davalıların murisi olan Hulusi Badem ile evlenirken düzenlenen 22.12.1996 tarihli mehir senedi ile murisin kendisine 500 gram 22 ayar altın bilezik bağışlamayı taahhüt ettiğini, zaman içersinde nakit para bularak bu altınları temin edemediği için murisin kendisine ait olan taşınmazının ½ payını tapuda satış göstermek suretiyle kendisine devrederek borcunu ifa ettiğini, ancak murisin ölümünden sonra mirasçıları olan davalılar tarafından açılan muvazaa nedeniyle tapu iptal davası sonucu adına olan ½ payın iptal edildiğini, bu durumda mehir senedinden dolayı alacağı olan altınlardan mahrum kaldığını, murisin borcundan dolayı mirasçılarının sorumlu olması gerektiğini, diğer davalı ... ...’ın ise mehir senedini kefil olarak imzaladığını ileri sürerek 500 gram 22 ayar altın bilezik olarak belirlenen alacağının davalılardan müteselsilen ve müştereken tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir....

      Davacı (kadın) vekili istinaf dilekçesinde, mehir taleplerinde hangi mahkemenin görevli olduğu hususunun somut olayın özelliklerine göre ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiğini, koca tarafından mehir tarafından kadına ait evlilik sırasında erkek eş tarafından bozdurulan altınların iadesi talep edildiğinde bu davada Aile Mahkemelerinin görevli olduğunu, ancak kendilerinin dayandığı senette de görüldüğü üzere kadına alınacağı vaat edilen ancak alınmayan altınların iadesi ya da bedeli talep edildiğinde uyuşmazlığın aile hukukundan kaynaklanmadığı genel hükümlere dayalı alacak istemi niteliğinde olduğunu, davalının mehir senedinde yazılı altınları davacıya bağışlayacağı taahhüdü altına girdiğini, bu nedenle görevin Asliye Hukuk Mahkemesinde olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın esastan görülmesi için mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı taraf, istinafa cevap vermemiştir. Dava, mehir senedinden kaynaklı alacak davasıdır....

      Aile Mahkemesinin 2018/844 Esas sayılı dosyasında görülen boşanma davasının dava dilekçesinde ise davacıya ait eşyaların müşterek evde kaldığını bu nedenle eşyalar ile davalı ve babası tarafından imzalanan mehir senedinden kaynaklanan talep ve dava haklarının saklı tutulduğunun belirtildiği, dosya kapsamı ile dinlenen tanık beyanlarına göre de mehir senedindeki eşyaların düğün sırasında alınarak müşterek haneye konulduğunun anlaşıldığı, buna göre mehir senedinde belirtilen eşyaların evlilik sırasında alınması sebebi ile davacının talebinin mehir olarak ödenmiş bir alacağa ilişkin olduğu, bu talebin TMK 226 maddesi gereğince kişisel malın iadesi niteliğinde olup davaya aile mahkemesi tarafından bakılması gerektiği anlaşılmakla davacının istinaf talebinin kabulü ile TMK 353/1- a-3 maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak yargılamaya devam etmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....

      Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; dava konusu mehir senedi başlıklı sözleşme incelendiğinde; sözleşmenin, dava konusu tarafların evlilik tarihinde düzenlendiği, davalı koca tarafından, mehir senedinde yazılı bulunan dava konusu eşyalar ile altının ileriye yönelik olarak davacı kadına bağışlanacağı sözünün verildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda; davacının talebi, bağışlama vaadi şeklinde (mehri müeccel) niteliğinde, mehir senedinden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir. Dava konusu bağışlama vaadi yazılı yapılmakla geçerlidir. Davalı koca, mehir senedinde yazılı bulunan eşyalar ile altını vermeyi taahhüt etmiş olup somut delillerle davacıya teslim ettiğini ispat edememiştir. Senet metninden de davalının bahsi geçen eşya ve altınları teslim ettiği anlaşılamamaktadır. Ne var ki, davalı taraf delil listesinde yemin deliline dayanmış, mahkeme tarafından yemin delili hatırlatılmadan hüküm kurulmuştur....

        UYAP Entegrasyonu