Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan ayıplı ifa iddiasına dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir. Dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir. Davalı ... Şirketi'nin cevap dilekçesinde derdestlik itirazında bulunmuş olması sebebiyle mahkememizce derdestlik itirazına konu .... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ...Esas sayılı dava dosyasının celbi ile incelenmesi neticesinde; işbu dosyada olduğu gibi; işbu dosya davacısı tarafından aynı davalılar aleyhine aynı sözleşme ve noter ihtarnamesine dayanılarak (Özel Entegratör Genel Sözleşme başlıklı sözleşme ve davacı tarafından davalılar adına keşide edilen ... 57....

    Çanakkale İş Mahkemesi ise, işbu davanın iş ilşkisinden kaynaklanan bir dava olmadığı, kişilik haklarının ihlali iddiasına dayalı manevi tazminat davası olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 5521 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 1. maddesinde, işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya İş Kanunu'na dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözüm yerinin iş mahkemeleri olacağı düzenlenmiştir. Somut olayda; 11.07 2009 tarihinde davalının haksız yere hakaret ettiği iddiası nedeniyle davacının kişilik haklarının ihlal edildiği iddiasıyla tazminat talebi ile dava açıldığı, davacının hastane çalışanı, davalının ise hastane doktoru olduğu, bilahare 02.12.2010 tarihinde ... Sağlık Hizmetleri A.Ş.' nin kurulduğu, kurucu ortakları içerisinde davalı ...' ında yer aldığı anlaşılmıştır....

      Mahkemece, yapılan yargılama neticesinde, sözleşme konusunun para borcu olduğu, emtianın teslim yerinin İstanbul olduğu, bilirkişi raporunda yapılan teknik inceleme sonucunda emtiaların ayıplı olmadığının ve davacıya ayıpsız olarak satıldığının tespit edildiği, bakiye 31.500 TL’nin ödenmesinin ihtar edildiği, ancak ödeme yapılmadığı, dava tarihinden önce davalının temerrüde düşürüldüğünün kanıtlanamadığı gerekçesiyle asıl davada; peşin ödenen tutara ve kazanç kaybına ilişkin maddi tazminat ve manevi tazminat talebinin reddine, birleşen davada; davanın kısmen kabulü ile; 31.500,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren yürütülecek avans temerrüt faizi ile birleşen dava davalısından tahsiline, faizin yürütülme tarihine ilişkin fazla istemin reddine karar verilmiş, hüküm asıl davada davacı birleşen davada davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

        Davacılar davalı tarafından kendilerine 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 4/A maddesinde öngörülen ayıplı hizmetin verildiğini ve Borçlar Kanununun 49. maddesinde öngörülen manevi tazminat şartlarının oluştuğunu ispat edemedikleri gibi hizmetin verildiği tarih itibariyle de kendilerine domuz eti yedirildiğine dair herhangi bir tespit yapılmamıştır. Sonradan otelde domuz eti bulundurulduğunun tespit edilmiş olması davacılara da domuz eti yedirildiği sonucunu doğurmaz. Mahkemece, ispat edilmeyen davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ: Açıklanan nedenle temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA, 24.5.2012 gününde oyçokluğuyla karar verildi....

          Davalı vekili kendi defter ve kayıtlarına kayıtlı olan faturalara konu hizmetlerin ayıplı olduğunu ileri sürmüş ve davacıya gönderilen ihtarnamede ayıplı ifa yapıldığı bildirilmiş ise de hizmetin hangi sebeple ayıplı olduğu bildirilmemiş ve buna ilişkin yapılan bir tespit ve karşı tarafa bildirim dosyaya sunmamış, bilirkişiler tarafından da bu hususta tespit yapılmamıştır. Ayrıca davalı tarafça söz konusu faturala defter ve kayıtlarına ihtirazi kayıtsız işlenmiştir. Davalı tarafça bu faturalara konu hizmetin ayıplı olduğu ispatlanamadığından davalının bu yöndeki savunmalarına itibar edilmemiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi KARAR Uyuşmazlık sipariş formu ile belirtilen özelliklerde imal edilmesi hususunda anlaşıldığı ileri sürülen malların ayıplı olduğu iddiasına dayalı eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. 9.2.2011 gün ve 6110 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik yapılmasına Dair Kanunun 8.maddesi ile 2797 sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesinde yapılan değişiklik uyarınca; Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 21.01.2013 günlü ve 2013/1 sayılı kararı uyarınca İşin niteliği ve tarafların sıfatına bakılmaksızın eser (istisna) sözleşmelerinden kaynaklanan davalar sonucu verilen (TBK m. 470-486) hüküm ve kararları temyizen incelenme görevi 1.2.2013 tarihinden itibaren Yargıtay 15.Hukuk Dairesine verilmiştir. SONUÇ:Dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 15. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 12/03/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Bu mehil, hata veya hilenin anlaşıldığıveya korkunun zail olduğu tarihten itibaren cereyan eder. Hile ile haleldar olmuş yahut ikrah ile yapılmış olan bir akde icazet, zarar ve ziyan talebinden feragati istilzam etmez." Görüleceği üzere, davacı sessiz kalarak sözleşmeye icazet vermiş ise de kanun hükmüne göre bu durum tazminat isteme hakkında feragat ettiği anlamına gelmemektedir. Kanunda düzenlenen hak düşürücü süre sözleşme ile bağlı olmadığını bildirmek için öngörülmüş olup, davacının tazminat isteme hakkını ortadan kaldırmamaktadır. Davacının talebi sözleşmeye aykırılık iddiasına dayalı olduğundan TBK m.125 uyarınca 10 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Davanın açıldığı tarih dikkate alındığında davalının zamanaşımına dayalı itirazları da yerinde görülmemiştir....

                Dava, davalı özel hastanede çalışan davalı doktorun yeterli özen ve ihtimamı göstermemesi iddiasına dayalı maddi-manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı somut olayda; 04.05.2011 tarihinde sezeyan doğum yaptığını, tekrar çocuk sahibi olmaya karar verdiğini, davalı doktora müraacat ettiğini, ancak gebe kalamadığını; başka bir doktora başvurduğunda tüplerinin kesilmş olduğunu öğrendiğini, sezeryan ameliyatı yapan doktorun özen yükümlülüğüne aykırı davrandığını ileri sürerek maddi ve manevi tazminat talep etmiş; davalılar zamanaşımı itirazında bulunmuş, mahkemece vekalet sözleşmesinden kaynaklanan davalarda zamanaşımı süresi beş yıl olduğu gerekçesi ile davanın zamanaşımı sebebi ile reddine karar verilmiştir. Her ne kadar T.B.K.nun 147 maddesinde vekalet sözleşmesinden doğan alacakların zamanaşımı süresinin 5 yıl olduğu düzenlenmiş ise de davalı doktorun eyleminin sonucunu haksız fiilide içermektedir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi - K A R A R - Dosya kapsamına, sav ve savunmaya, mahkemece saptanan hukuki niteliğe göre uyuşmazlık, dava ayıplı otomobil satışı iddiasına dayalı tazminat isteminden kaynaklanmaktadır. 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14. maddesi ve Başkanlar Kurulunun 23.01.1992 tarihli kararı uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay Yüksek 13. Hukuk Dairesine ait olup, Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 13. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine 19/09/2007 gününde oybirliği ile karar verildi....

                    hususlarda bilirkişi görüşü de alınmak suretiyle davanın kabulü ile aracın ayıpsız misli ile değişimine ve manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu