Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesi tarafından temyiz inceleme görevinin Dairemize ait olduğu gerekçesiyle gönderilen dava dosyası üzerinde, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun (2797 sayılı Kanun) 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; dava konusu uyuşmazlığın niteliği ve temyizin kapsamının, finansal kiralama sözleşmesi ile edinilen malın ayıplı olduğu iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun dairelerin iş bölümüne ilişkin 25.01.2023 tarihli ve 1 sayılı kararı uyarınca dosyayı inceleme görevi Yargıtay 11. Hukuk Dairesine aittir. Bu durumda, 2797 sayılı Kanun’un 60 ıncı maddesinin üçüncü fıkrasına göre temyiz incelemesini yapacak dairenin Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu tarafından belirlenmesi gerekir. KARAR Açıklanan sebeplerle; Dosyanın YARGITAY HUKUK İŞBÖLÜMÜ İNCELEME KURULUNA GÖNDERİLMESİNE,16.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

    Mahkemece dava konusu ürünün ayıplı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, davalı tarafından davacıya satışı yapılan bilgisayarın ayıplı olduğu iddiasına dayalı olarak davalıya iadesi ile bedelinin davalıdan tahsili istemine ilişkin olup,4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 4. maddesi hükmü gereğince; tüketici, satın aldığı malın ayıplı olduğunun anlaşılması halinde satıcıdan, ayıpsız misliyle değişim yada verilen bedelin iadesini, ayıp nispetinde bedelin tenzilini, ayıbın giderilmesi için gerekli onarımın yapılmasını isteyebilir....

      Dava, satın alınan otomobilin ayıplı olduğu iddiasına dayalı olarak açılan tazminat istemine ilişkindir....

      DELİLLER : -Davaya konu fatura, sertifika ve taşıma belgeleri, ------ talimat sayılı dosyası ile yapılan keşif ve aldırılan bilirkişi raporu, -----sayılı dosyası ile aldırılan bilirkişi raporu, ----- sayılı dosyası ile aldırılan bilirkişi raporu, ---- sayılı dosyası ile aldırılan bilirkişi raporu, -Davacı vekilinin mahkememize sunduğu ----tarihli talep arttırım dilekçesi, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT: Dava, taraflar arasında ticari ilişkiye istinaden ayıplı ürün/mal satışından kaynaklanan ayıplı ürün/mal satış bedeli ile ayıplı ürünün/malın kullanılmasından doğan hür türlü zarara dayalı olarak açılan alacak davasıdır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. ... ve davalı vek. Av. ...'un gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -KARAR- Dava, taraflar arasındaki sözleşme kapsamında teslim edilen malzemenin belirtilen numuneye uygun olmaması nedeniyle ayıplı malın bedelinin iadesi ve uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir....

          Davalı vekili; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, açılan davayı kabul etmediklerini, makine satışının herhangi bir şekilde yazılı bir sözleşmeye dayalı olmadığını, malın ayıplı olmadığını, davacının haksız olarak işbu davayı açtığını beyan ile davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılamada; alınan bilirkişi raporuna göre malın ayıplı olduğu, tamiri mümkün olmadığından yenisiyle değiştirilmesi gerektiği, davacının satış bedelinin iadesi yönünde seçimlik hakkını kullandığı hususunun dikkate alınması, ayıplı malın davalıya iadesi mukabili satış bedeli olan 3.800,00TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi gerekçeleri ile davanın kabulüne karar vermiştir....

            Davacının kendisinin bu malın satışına aracılık ettiği iddiasının geçerli olduğu kabul edilse bile kendisine karşı yöneltilmiş bir talep olduğu iddiasında olmadığından bu davada aktif dava ehliyeti yoktur. Bu sebeple davanın dava şartı yokluğundan reddine karar vermek gerekmiştir....

              Uyuşmazlık davacı tarafından davalıya satılan malların bir kısmının ayıplı olduğu iddiasına dayanmakta olup, tüm malın davalı tarafından teslim alındığı hususu tarafların da kabulündedir. Bu durumda, davacının bir kısım malın ayıplı olduğu yönündeki iddiasını taraflar tacir olduğundan TTK hükümlerine göre kanıtlamak zorundadır. Davacı tarafça düzenlenen ve davalı tarafından kabul edilen 1 adet reklamasyon faturasının bulunması, davacı tarafından düzenlenen ve davalı tarafından kabul edilmeyen faturalar yönünden emsal teşkil etmez. Hal böyle olunca, davalı tarafından kabul edilmeyen reklamasyon faturalarındaki ayıpların davacı tarafça kanıtlanmamış olduğu gözetilerek bir hüküm kurulması gerekirken yazılı gerekçe ile karar verilmesi isabetsizdir. Karar bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 18/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Mahkemece TTK.nun 25/4.maddesinde emtianın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcının iki gün içinde, açıkça belli değilse sekiz gün içinde malın ayıplı olduğunu satıcıya bildirmeye mecbur olduğu, davaya konu zeytinlerin Gemlik tipi sele zeytini olup, alkali ile muamele edilerek acılığı giderildikten sonra sele zeytini olarak işlendiğinin bilirkişi raporunda belirtildiği, davacının mutabakata varılan zeytinin doğal yolla olgunlaştırılan naturel sele zeytini olduğunu iddia ettiği, satıma konu edilen zeytinlerin davacının iddia ettiği şekilde doğal yolla oluşturulan naturel sele zeytini olduğuna ilişkin herhangi bir sözleşme yapılmadığı, davacının 04.04.2008 tarihinde zeytinleri teslim aldıktan sonra TTK.nun 25/4.maddesi uyarınca belirtilen sürelerde kontrol yapmak zorunluluğu bulunmakta iken üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmediği, bu durumda davalının kendisine farklı nitelikte zeytin teslim iddiasına dayanarak talepte bulunamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar...

                  Davalı vekili, davacıya teslim edilen makinanın ayıplı olmadığını, meydana gelen arızaların kullanımdan kaynaklandığını, davalının servis hizmetini kusursuz yerine getiridiğini savunarak davanın reddini istemiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada, dava konusu fotokopi makinasının 25.02.2011’de satın alındığı, ayıpla ilgili ilk ihtarnamenin 20.10.2014 tarihinde gönderildiği, bu süreç içinde davacının rutin bakımlar dışında malın ayıplı olduğu iddiasına dayalı herhangi bir servis hizmeti almadığı, yaklaşık dört yılın sonunda meydana gelen arızaların kaynağının ayıplı üretim olmayıp makinanın kullanım ömrü ile ilgili olduğu, makinanın ayıplı olduğu iddiasının ispatlanamadığı, taraflar arasındaki sözleşmede makinanın kullanım ömrünün dolmasıyla ilgili olarak yeni veya indirimli makine verileceğine dair bir hüküm de bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu