Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili 14/09/2018 havale tarihli istinaf kanun yolu başvuru dilekçesinde özetle; mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, yapılan yargılamada mahallinde keşif yapıldığını, tanıkların dinlenildiği ve sonuçta malın ayıplı olduğunun sabit hale geldiğini, hal böyle iken davacı yanın ayıplı olarak teslim etmiş olduğu mala ilişkin bedel ödenmesini öngörmenin usul ve yasaya aykırı olduğunu, gönderilen faturanın davacı şirkete posta yoluyla iade edildiğini, kaldı ki faturaya itiraz edilmemesinin, borcun kesinleştiği anlamını doğurmadığını, bu konudaki Yargıtay içtihatlarını dilekçelerinde belirttiklerini, malın ayıplı olması sebebiyle müvekkili şirketin davacı yana hiçbir şekilde borcunun bulunmadığını, ayıp ihbarının davacı tarafa süresinde yapıldığının da dinlenilen tanık anlatımları ile de ispatlandığını, Yine kabul anlamına gelmemekle birlikte söz konusu malın ayıplı olduğu ve alacağın yargılamayı gerektirmesi nedeniyle takibe konu alacağın...

    İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili 14/09/2018 havale tarihli istinaf kanun yolu başvuru dilekçesinde özetle; mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, yapılan yargılamada mahallinde keşif yapıldığını, tanıkların dinlenildiği ve sonuçta malın ayıplı olduğunun sabit hale geldiğini, hal böyle iken davacı yanın ayıplı olarak teslim etmiş olduğu mala ilişkin bedel ödenmesini öngörmenin usul ve yasaya aykırı olduğunu, gönderilen faturanın davacı şirkete posta yoluyla iade edildiğini, kaldı ki faturaya itiraz edilmemesinin, borcun kesinleştiği anlamını doğurmadığını, bu konudaki Yargıtay içtihatlarını dilekçelerinde belirttiklerini, malın ayıplı olması sebebiyle müvekkili şirketin davacı yana hiçbir şekilde borcunun bulunmadığını, ayıp ihbarının davacı tarafa süresinde yapıldığının da dinlenilen tanık anlatımları ile de ispatlandığını, Yine kabul anlamına gelmemekle birlikte söz konusu malın ayıplı olduğu ve alacağın yargılamayı gerektirmesi nedeniyle takibe konu alacağın...

    Bilirkişiler, raporda aracın boyasının fabrikasyon olduğunu, boya kabarmalarının dış etkenlere bağlı olarak oluşmadığını, dava konusu ayıbın kullanım hatasından kaynaklanmadığını ve aracın bu haliyle gizli ayıplı olduğunu tespit etmişlerdir. Dava, aracın boyası ile ilgili ayıp iddiasına ilişkin olduğuna göre oluşturulan bilirkişi heyetinde ehil bilirkişi olarak kimya mühendisinin bulunması gerekir. Hükme esas alınan bilirkişi raporu ehil bilirkişilerden oluşmayan bir heyetten alınmış olup bilimsel verilere dayalı olarak hazırlanmamıştır. Hal böyle olunca; mahkemece, kimya mühendisinin de olduğu bilirkişi heyetinden bilimsel verilere dayalı ve denetime açık rapor alınarak hüküm kurulması gerekirken usule uygun olarak oluşturulmamış bilirkişi heyetinden alınan ve yetersiz olduğu anlaşılan rapor esas alınarak hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir....

      Davalı alıcının TTK'nın 23. maddesinin son fıkrası uyarınca, "alıcı, ürünün ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı 2 (iki) gün içinde satıcıya bildirmelidir. Ayıp açıkça belli değilse; (i) alıcının, ürün teslim alındıktan sonra 8 (sekiz) gün içinde ürünü incelemesi veya incelettirmesi ve (ii) bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğunun ortaya çıkması halinde durumu bu süre içinde satıcıya ihbar etmesi gerekmektedir....

        Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; Davacıya teslim edilen cihazın ayıplı olmadığını, davacıyla imzalanan 28/02/2012 tarihli sözleşme şartlarına uygun bir biçimde tüm aparatları ile birlikte sorunsuz olarak davacıya teslim edildiğini, gerekli bilgi ve eğitimlerin verildiğini, TTK.25 ve devamı maddelerine göre satın alınan emtianın ayıplı olduğu açıkca görülebiliyor ise alıcının iki gün içinde bildirmeye mecbur olduğunu aksi takdirde alıcı malın ayıplı olduğunu süremeyeceğini, davacının yasal sürede ayıp ihbarında bulunmadığını, 21 ay sonra ayıp ihbarında bulunduğunu, müvekkilinin ayıptan doğan sorumluluğunun ortadan kalktığını, dava konusu cihazın kullanımından kaynaklanan ve belirli parçaların sarf malzemesi olarak kullanım ömrü belirli bir süreyle sınırlı olan parçaların değişiminin ayıp olarak nitelendirilemeyeceğini, arızanın nedeninin tespitinin gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkememizce yazılan talimat uyarınca ......

          Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; Davacıya teslim edilen cihazın ayıplı olmadığını, davacıyla imzalanan 28/02/2012 tarihli sözleşme şartlarına uygun bir biçimde tüm aparatları ile birlikte sorunsuz olarak davacıya teslim edildiğini, gerekli bilgi ve eğitimlerin verildiğini, TTK.25 ve devamı maddelerine göre satın alınan emtianın ayıplı olduğu açıkca görülebiliyor ise alıcının iki gün içinde bildirmeye mecbur olduğunu aksi takdirde alıcı malın ayıplı olduğunu süremeyeceğini, davacının yasal sürede ayıp ihbarında bulunmadığını, 21 ay sonra ayıp ihbarında bulunduğunu, müvekkilinin ayıptan doğan sorumluluğunun ortadan kalktığını, dava konusu cihazın kullanımından kaynaklanan ve belirli parçaların sarf malzemesi olarak kullanım ömrü belirli bir süreyle sınırlı olan parçaların değişiminin ayıp olarak nitelendirilemeyeceğini, arızanın nedeninin tespitinin gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkememizce yazılan talimat uyarınca ......

            Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; Davacıya teslim edilen cihazın ayıplı olmadığını, davacıyla imzalanan 28/02/2012 tarihli sözleşme şartlarına uygun bir biçimde tüm aparatları ile birlikte sorunsuz olarak davacıya teslim edildiğini, gerekli bilgi ve eğitimlerin verildiğini, TTK.25 ve devamı maddelerine göre satın alınan emtianın ayıplı olduğu açıkca görülebiliyor ise alıcının iki gün içinde bildirmeye mecbur olduğunu aksi takdirde alıcı malın ayıplı olduğunu süremeyeceğini, davacının yasal sürede ayıp ihbarında bulunmadığını, 21 ay sonra ayıp ihbarında bulunduğunu, müvekkilinin ayıptan doğan sorumluluğunun ortadan kalktığını, dava konusu cihazın kullanımından kaynaklanan ve belirli parçaların sarf malzemesi olarak kullanım ömrü belirli bir süreyle sınırlı olan parçaların değişiminin ayıp olarak nitelendirilemeyeceğini, arızanın nedeninin tespitinin gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkememizce yazılan talimat uyarınca ......

              Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; Davacıya teslim edilen cihazın ayıplı olmadığını, davacıyla imzalanan 28/02/2012 tarihli sözleşme şartlarına uygun bir biçimde tüm aparatları ile birlikte sorunsuz olarak davacıya teslim edildiğini, gerekli bilgi ve eğitimlerin verildiğini, TTK.25 ve devamı maddelerine göre satın alınan emtianın ayıplı olduğu açıkca görülebiliyor ise alıcının iki gün içinde bildirmeye mecbur olduğunu aksi takdirde alıcı malın ayıplı olduğunu süremeyeceğini, davacının yasal sürede ayıp ihbarında bulunmadığını, 21 ay sonra ayıp ihbarında bulunduğunu, müvekkilinin ayıptan doğan sorumluluğunun ortadan kalktığını, dava konusu cihazın kullanımından kaynaklanan ve belirli parçaların sarf malzemesi olarak kullanım ömrü belirli bir süreyle sınırlı olan parçaların değişiminin ayıp olarak nitelendirilemeyeceğini, arızanın nedeninin tespitinin gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkememizce yazılan talimat uyarınca ......

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki ayıplı malın değiştirilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı Mahkemenin yetkisizliğine yönelik olarak verilen karar davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalı... Otomobil Şirketinden satın aldığı ve iki yıldır kullanmakta olduğu .... lastiklerinin yanak kısmında izlerin belirdiğini, davalı firma ile bu konuda yapılan görüşmelerden sonuç alınamadığını, diğer firmanın da traktörün üreticisi konumunda bulunduğunu, bu nedenle traktör lastiklerindeki ayıplardan sorumluluğunun bulunduğunu ileri sürerek, traktör lastiklerinin değişimine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                  K A R A R 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere, temyiz edinin sıfatına göre, davalı alacaklının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava üçüncü kişi tarafından İİK.’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan istihkak iddiasına ilişkindir. İİK.’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan istihkak davalarında, takip konusu alacak miktarı ile haczedilen malın değerinden az olanı esas alınmak suretiyle hükÜm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 11/son maddesi gereğince nispi avukatlık ücretine karar verilmek gerekir. Somut olayda ihtiyati haciz konusu alacak miktarı 10.750,00-TL buna karşılık haczedilen aracın satış bedeli 16.950,00-TL’ dir....

                    UYAP Entegrasyonu