Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

K A R A R 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere, temyiz edinin sıfatına göre, davalı alacaklının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava üçüncü kişi tarafından İİK.’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan istihkak iddiasına ilişkindir. İİK.’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan istihkak davalarında, takip konusu alacak miktarı ile haczedilen malın değerinden az olanı esas alınmak suretiyle hükÜm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 11/son maddesi gereğince nispi avukatlık ücretine karar verilmek gerekir. Somut olayda ihtiyati haciz konusu alacak miktarı 10.750,00-TL buna karşılık haczedilen aracın satış bedeli 16.950,00-TL’ dir....

    TÜRK TİCARET KANUNU [ Madde 25 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki "Aktin Feshi ve Menfi Tespit" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Balıkesir 1.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 21.2.2005 gün ve 2004/403 E. 2005/48 K.sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 14.3.2006 gün ve 2005/4783 E. 2006/2562 K. sayılı ilamı ile, (...Dava, taraflar arasındaki satışın ayıplı olduğu iddiasına dayalı akdin feshi ve verilmiş olan çeklerden dolayı borçsuzluğun tespiti istemine ilişkindir. Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece davalı satıcının davacı bayisine sattığı jenaratörlerin garanti belgelerinin bulunmamasının hukuki ayıp teşkil ettiği, bu bağlamda davacı alıcının sözleşmenin 17.maddesine uygun olarak sözleşmeyi feshinde haklı olduğu gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....

      İddia, savunma, bilirkişi raporu, celp edilen bilgi ve belgeler ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;Davacı tarafından ticari satıma konu ----- emtiasının ayıplı olduğu iddiasına dayalı olarak sözleşmeden dönme ile ödenen bedelin istirdatı istemine dayalı olarak başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali talep edildiği,Davacı tarafından davaya konu ürünlerin satım bedeli olarak 15.298,20-TL ödendiği, satıma konu ürünlerin davacı tarafa 04.02.2020 tarihinde teknik servis formu ile teslim edildiği, davacı tarafından davaya konu ürünlerin ayıp iddiasına dayalı olarak 06.02.2020 tarihli teknik servis formu ile davalıya iade edildiği, akabinde keşide edilen ihtarname ile "Teşhir ürünü olarak gösterilen üründen farklı renk ve cila kullanılması, üründe imalat kaynaklı çizikler ve ezikler bulunması, ürünlerin teşhir ürününden farklı dayanılılıkta olup esneme sorunu olması" sebeplerine dayanılarak ürünlerin kabul edilmediği ve ödenen bedelin 3 işgünü içerisinde iadesi istenildiği...

        Mahkemece yapılan yargılamaya, toplanan delillere göre; davalının söz konusu bedelin ödendiğine ilişkin bir iddiası olmayıp kendilerine teslim edilen malın ayıplı olduğu iddiasına dayandığı, bu durumda ayıp iddiasını ispat yükünün davalı tarafa ait olduğu, davalı taraf ayrıca davacı tarafa 05.09.2011 tarihli 976 sıra no'lu faturayı söz konusu ayıbın ihbarı niteliğinde gönderdiğini ileri sürmüş ise de davalı tarafından düzenlenen söz konusu faturanın incelenmesinden 171132 nolu faturaya istinaden reklamasyon faturası düzenlendiği ve fatura bedelinin 3.604,64-TL'sı olduğunun anlaşıldığı, davalının belirttiği numaralı fatura yönünden ne şekilde bir reklamasyon faturası düzenlendiği hususunu sağlıklı bir şekilde açıklayamadığı, kaldı ki söz konusu faturanın davacı tarafa tebliğ edildiği ve faturaya itiraz edilmiş olduğu, davalının ayıp iddiasını kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, 3.765,24-TL'sinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya...

          Tacirler arası ticari satımlarda, satılanın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli değilse, alıcı teslimden itibaren 8 gün, diğer hallerde ise 2 gün içinde satılanın gözden geçirilmesini sağlamakla yükümlüdür. Bu hüküm 6102 Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenmiştir. TTK. m. 23/1.c’ye göre, “Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanunu’nun 223’üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.” Bu durumda, TBK. m. 223 burada da uygulama alanı bulacaktır. TBK. m. 225’e göre, satıcının ağır kusurlu olması halinde ayıbın kendisine zamanında bildirilmediğini ileri sürerek sorumluluktan kurtulamayacaktır....

          İddia, savunma ve tüm dosya kapsamından; Birleşen davalar, ihale ile yapılan satış sözleşmesine konu ürünlerin ayıplı olduğu iddiasına dayalı ihale alıcısı tarafından açılan ürün bedelinin iadesi; asıl dava ise ihale alıcısı tarafından ürünlerin değiştirilmesine ilişkin talebin Kanun ve sözleşmeye uygun olmadığının tespiti ile taraflar arasındaki muarazanın sözleşmenin aynen ifa edilmek suretiyle giderilmesi isteklerine ilişkindir....

          Tüketici bu durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Tüketici bu seçimlik haklarından biri ile birlikte ayıplı malın neden olduğu ölüm ve/veya yaralanmaya yol açan ve/veya kullanımdaki diğer mallarda zarara neden olan hallerde imalatçı-üreticiden tazminat isteme hakkına da sahiptir. İmalatçı-üretici, satıcı, bayi, acente, ithalatçı ve 10. maddenin beşinci fıkrasına göre kredi veren ayıplı maldan ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumludur. Ayıplı malın neden olduğu zarardan dolayı birden fazla kimse sorumlu olduğu takdirde bunlar müteselsilen sorumludurlar. Satılan malın ayıplı olduğunun bilinmemesi bu sorumluluğu ortadan kaldırmaz hükmü bulunmaktadır. Yargıtay 4....

            Bu durumda, 10. madde gereğince ayıbın açık ya da gizli olduğu hususunun bir öneminin bulunmadığı, malın teslim ya da taşınmazın devir tarihinden itibaren zamanaşımı süreleri içinde 6 ay içinde bildirilen ya da dava açılan uyuşmazlıklarda malın ayıplı olmadığının ispat yükünün satıcıda, 6 ay sonra bildirilen ya da açılan davalarda da malın ayıplı olduğunun ispatının alıcıda olduğunun kabulü gerekmiştir. Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; davanın 6502 sayılı Kanun hükümlerine tabi olduğu, 6502 sayılı Kanun kapsamında açık ve gizli ayıp kavramının ortadan kalktığı ve ayrıca ihbar yükümlülüğü de aranmadığı değerlendirildiğinde mahkeme kararının yerinde olduğu anlaşıldığından Adalet Bakanlığının bu yöne ilişen kanun yararına temyiz talebinin reddi gerekir....

              Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller neticesinde ayıplı mal satışı nedeniyle davacının sözleşmeyi geçmişe etkili feshe hak kazandığı ancak ayıbın meydana gelmesinde davacının da müterafık kusurunun (% 20) bulunduğu gerekçeleri ile davanın kısmen kabulüne 45.312 TL tazminatın dava tarihinden itibaren değişen ve değişecek olan avans faiz oranları uygulanmak suretiyle davalıdan alınıp davacıya verilmesine, davacıda bulunan 02.09.2010 tarih 128030 nolu fatura konusu masif panelin ürünlerinin davacı tarafça davalıya iadesine, taraflara yüklenen edimlerin aynı anda ifasına, aşan istemin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 28/04/2014 tarih, 2013/10500 Esas ve 2014/7957 Karar sayılı bozma ilamında ;”Dava; ayıplı mal satıldığı iddiasına dayalı alacak davasıdır....

                Dava, faturaya dayalı bakiye alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vâki itirazın iptali istemine ilişkin olup, davalı faturaya konu malların gizli ayıplı olması nedeniyle borcu olmadığını savunmuş, ilk derece mahkemesince yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir. TTK 23/1-c m. “ Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.” şeklinde düzenlenmiştir. İcra takip dosyası incelendiğinde ödeme emrinin davalıya 20/03/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 26/03/2018 tarihli dilekçesi ile ayıp savunmasında bulunarak borca itiraz ettiği görülmüştür....

                  UYAP Entegrasyonu