Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

GEREKÇE: Dava, satıma konu emtianın ayıplı olduğu iddiasına dayalı olarak ayıplı malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya rayiç bedelinin ödenmesi istemine ilişkindir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın usulden reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekili tarafından, yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.6102 sayılı TTK’nın 5/A maddesi ile getirilen düzenlemede, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması bir dava şartı olarak kabul edilmiştir.6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesine göre, ilgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olarak kabul edilmiş olması durumunda, davacının arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılmadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorunda olduğu, bu zorunluluğa uyulmaması halinde...

    Dava, satın alınan cep telefonunun ayıplı olduğu iddiasına dayalı bedelin iadesi istemine ilişkindir. Somut olayda davacı bir ticari şirket olup, 6102 sayılı TTK' nın 19.madde hükmüne göre “Bir tacirin borçlarının ticari olması asıldır. Şu kadar ki; hakiki şahıs olan bir tacir, muameleyi yaptığı anda bunun ticari işletmesiyle ilgili olmadığını diğer tarafa açıkça bildirdiği veya muamele, fiil veya işin ticari sayılmasına halin icabı müsait bulunmadığı takdirde borç adi sayılır.” Bu nedenle ticari bir şirketin tüketici olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Görev, kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemece yargılamanın her safhasında kendiliğinden gözetilmelidir. Mahkemece ticari dava niteliğindeki davaya Tüketici Mahkemesi sıfatıyla bakılamayacağı ve davanın genel mahkemelerin görevine girdiği gözetilmeden, “Tüketici Mahkemesi” sıfatıyla davaya bakılıp karar verilmesi ve 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümlerinin uygulanması doğru görülmemiştir....

      Taraflar arasında ticari ilişkinin mevcut olduğu her iki tarafın kabulündedir. Uyuşmazlık noktası ise dava konusu faturaya ilişkin malın ayıplı olup olmadığı ve bu ayıptan davacının sorumlu olup olmadığına ilişkindir. Yukarıda ayrıntılı olarak belirtildiği üzere satıcı satılan maldaki ayıptan sorumludur. Ancak bu sorumluluğun doğması için TTK ve TBK’da ayıp ihbar süreleri düzenlenmiştir. Satışa konu malın açıkça ayıplı olması halinde teslimden itibaren --- gün, açıkça ayıp olduğu belli değil ise ----- gün, ayıp gizli ayıp niteliğinde ise ayıbın ortaya çıktığı andan itibaren makul sürede satıcıya ayıp ihbarında bulunulması gerekmektedir. Somut olayda davalı dava konusu ürünlerin ayıplı olduğunu ve süresinde teslim edilmediğini savunmuştur. Ne var ki davalı alıcı malın ayıplı olduğu hususunda davacı satıcıya usulüne uygun şekilde ayıp ihbarında bulunmamış, geç teslim nedeniyle herhangi bir ihtirazi kayıt koymamıştır....

        GEREKÇE : Dava, Alacak davasıdır. Taraflar arasındaki ihtilafın; Taraflar arasında ticari alışveriş nedeni ile 24/03/2021 tarihli faturaya konu malzemenin ayıplı olup olmadığı, süresinde ayıp ihbarının yapılıp yapılmadığı, ayıplı ise davacının kar mahrumiyeti ve nakliye ücreti nedeni ile uğranılan zararın olup olmadığı noktasında toplanmıştır....

          İlk derece mahkemesinin de kabulünde olduğu üzere, eldeki uyuşmazlığın, taraflar arasındaki satım sözleşmesinden kaynaklandığı, alacağın 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğundan, davalının zamanaşımı definin reddinde isabetsizlik yoktur. İlk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda, taraflar arasındaki tüm sözleşmeler kapsamı dikkate alınmak suretiyle cari hesap alacağının tespit edildiği, oysa ki, davacının icra takibindeki cari hesap alacak talebini yalnızca Silivri ... AVM sözleşmesine dayandırdığından, bu kapsamda alacak-borç tespitinin yapılarak varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekir. Davalı alıcı takas talebinde, davacı satıcının ayıba karşı tekeffülü hükümlerine dayanmaktadır. Taraflar tacir olup, dava tarihinde yürürlükte bulunan, TTK'nun 23. maddesi uyarınca, malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı 2 gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir....

            UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR Uyuşmazlık, davacının davalıdan satın aldığı malın ayıplı olup olmadığı, muayene ve ihbar sürelerine uyulup uyulmadığı noktalarında toplanmaktadır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, ayıp iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır....

              - K A R A R - Asıl dava, lastik satışında kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali davası; birleşen dava anılan lastiklerin gizli ayıplı olması nedeniyle takibe konu çeklerin bedelsiz kaldığı iddiasına dayalı borçlu olunmadığının tespiti, karşı dava ise, şimdilik 1000 TL'nin iade edilen lastiklerin bedeli ile ayıplı malların kullanım bedelleri tenzil edilerek bakiye bedellerin tahsili istemine ilişkindir....

                Mahkemesi tarafından aldırılan 02/08/2022 tarihli bilirkişi raporu, -03/07/2023 tarihli bilirkişi kurulu raporu, MAHKEMENİN GEREKÇESİ: Dava; ayıp iddiasına dayalı ayıplı maldaki ayıbın giderilmesi için gerekli masrafın ve delil tespiti için yapılan yargılama giderinin davalından tahsili talepli alacak davasıdır....

                  numarası (cep telefonu numarası ) ile kullanılmasına izin verilen cihazların ayıplı mal olarak değerlendirilemeyeceği, söz konusu cihazın yapılan eşleştirme sonucunda ... ve ... numaraları ile kullanılabildiği başka numaralarla kullanılamadığı,ayıplı mal olarak kabul edilemeyeceği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir. Dava, ayıplı mal satışı iddiasına dayanmaktadır. Bu durumda mahkemece dava konusu malın ayıplı olup olmadığının saptanması yönünden konusunda uzman bir bilirkişiden ayrıntılı ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınıp tüm deliller birlikte değerlendirilerek varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

                    Davalı vekili, yetkiye ve göreve itiraz etmiş, davanın davalının ikametgahı mahkemesinin yetkili bulunduğunu, tarafların tüketici olmayıp tacir olduğunu, uyuşmazlığın ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiğini, esas yönden ise bu malın ayıplı olması halinde süresinde ihbar yükümlülüğünün yerine getirilmediğini, ürünün davacıya teslim tarihinin faturadan da önce olup faturaya göre dahi talebin zamanaşımına uğradığını belirterek, davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, ürünün taahhüt edilen teknik şartları taşımadığı, fırının gizli ayıplı olduğu gerekçesiyle fırının davalıya iadesine, davalıya ödenen paranın yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. TTK.'nın 23/1-c maddesindeki “ malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir....

                      UYAP Entegrasyonu