Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, araçta meydana gelen hasarın onarımına ilişkin servis hizmetinin ayıplı olduğu ve süresi içerisinde onarım yapılmadığı iddiasına dayalı ürün (araç) bedelinin iadesi istemine ilişkindir. Davaya konu olan GLE 350 d 4 M COUPE A M 6 model araç davacı tarafından 27/08/2015 tarihinde satın alınmış, 08/12/2016 tarihinde kaza yapmıştır. Davaya konu araç kaza sonrasında derhal davalı T3 nin Bostancı servisine götürülmüş servis işlemlerinin bitmediği gerekçesi ile 13/03/2017 tarihinde dava açılmıştır....

Tüketici bu seçimlik haklarından biri ile birlikte ayıplı malın neden olduğu ölüm ve/veya yaralanmaya yol açan ve/veya kullanımdaki diğer mallarda zarara neden olan hallerde imalatçı-üreticiden tazminat isteme hakkına da sahiptir. İmalatçı-üretici, satıcı, bayi, acente, ithalatçı ve 10 uncu maddenin beşinci fıkrasına veya 10/B maddesinin dokuzuncu fıkrasına göre kredi veren, ayıplı maldan ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumludur.... Ayıplı malın neden olduğu zarardan dolayı birden fazla kimse sorumlu olduğu takdirde bunlar müteselsilen sorumludurlar. Satılan malın ayıplı olduğunun bilinmemesi bu sorumluluğu ortadan kaldırmaz." denmektedir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık; aracın gizli ayıplı olarak davacıya satılıp satılmadığının tespiti noktasında toplanmaktadır....

DEĞERLENDİRME ve GEREKÇE: Dava, ayıplı araç satışı iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir. Dava konusu somut olayda, tüm dosya kapsamı ve bilirkişi raporu doğrultusunda yapılan değerlendirmede: Bütün dosya kapsamı ve yukarıda tarihi belirtilen hüküm kurmaya, Mahkeme vekanun yolu denetimine elverişli bilirkişi raporu değerlendirildiğinde dava konusu araçta gizli veya açık bir imalat hatasının bulunmadığı anlaşıldığından davacının davasının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....

    Varlığı ihtilaflı ve tespite muhtaç olan bir alacak talebi yönünden ortada muaccel veya müeccel bir bir para alacağı bulunduğu söylenemeyecektir. Somut olayda; davalıdan satın alınan malın ayıplı olduğu iddiası ile taraflar arasında akdedilen finansal kiralama sözleşmesi uyarınca davacının finansal kiralayana ödediği bedelin davalıdan tahsili istemine ilişkindir.Davacının davasının dayanağı davalı satıcının sattığı malın ayıplı olduğu iddiasına ilişkindir.Davalı tarafından satılan malın ayıplı olup olmadığı ,ayıplı ise davacının ayıptan kaynaklanan haklarını ne şekilde kullanacağı yapılacak yargılama neticesinde belirlenecektir.Alacağın varlığı ve miktarı ihtilaflı olup, muaccel alacağın varlığının tesbiti yargılamayı gerektirir niteliktedir.İlk derece mahkemesince isteğin ihtiyati tedbir olarak değerlendirilmesi doğru değil ise de sonucu itibariyle isteğin reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır....

      Karar sayılı ilamında, "dava satış sözleşmesinde ayıplı aracın iadesi veya bedelinin tahsili istemine ilişkindir. 6102 sayılı TTK'nın 23/1-c maddesi gereğince malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir, açıkça belli değilse alıcı mali teslim aldıktan sonra 8 gün içinde incelemek veya incelettirmek ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa bu 2 ve 8 günlük süre içinde durumu satıcıya ihbarla yükümlüdür. Somut olayımızda dava konusu araç, davacı alıcıya 19.09. 2012 tarihinde teslim edilmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Davacı, üreticisinin ... A.Ş. olduğu ve 13.04.2012 tarihinde ... Otomotiv San. ve Tic. A.Ş.'...

          Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu aracın davalılar tarafından aynen misliyle değiştirilmesine karar verilmiş, hüküm davalılarca temyiz edilmiştir.  1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.   2-Dava, gizli ayıp hukuki nedenine dayalı ayıplı malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi istemine ilişkindir. Dava konusu araç 04.05.2009 tarihinde davacı tarafından satın alınmıştır. Davacının davalı tarafından satın aldığı araçta üretim hatası bulunduğu ve gizli ayıplı olduğu, dosyadaki delillerden anlaşılmıştır. Davacı, seçimlik hakkını ayıplı malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi yönünde kullanmıştır....

            den 16.402,00 TL alacaklı olduğu, davalının dava konusu faturalarda yer alan ürünlerin "ayıplı" olduğu hususundaki beyanının haklı olup olmadığının takdirinin mahkemeye ait olduğu..." şeklinde tespit ve rapor edilmiştir. DEĞERLENDİRME ve GEREKÇE: Dava, faturaya dayalı ilamsız takipte itiraz üzerine açılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı tarafça, davalı hakkında ödenmeyen fatura bedeline dayalı olarak yapılan ilamsız takipte, davalı borçlunun itirazı üzerine, takibin durmasından sonra davacı tarafça itirazın iptali isteminde bulunulmuştur. Davalı taraf sözleşmeyi ve borcu kabul etmekte fakat satılan malların ayıplı olduğu iddiasında bulunmaktadır. Her iki taraf tacir olup, tacir olmanın hüküm ve sonuçları kapsamında basiretli davranma yükümlülüğü ve TTK da belirtilen yasal yükümlülükler altındadır. TTK 23/1-c) "Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir....

              bu dava ile talep edilen alacak kalemlerinin dava konusu malın satımı ile ilgili olmadığını, itiraz ettiklerini, talebe konu alacak kalemlerinin fahiş olduğunu talep edilemeyeceğini, dava konusunun ayıplı olup ayıplı maldan satıcı davacının sorumlu olduğunu, müvekkilinin TBK 220 maddesi uyarınca sözleşmeden dönme hakkının bulunduğunu, müvekkiline satılmış olan malın ayıplı olması nedeniyle oluşan zararın tazminine ilişkin hakları saklı tuttuklarını, malın ayıplı olmasına rağmen dava açmakta kötü niyetli davranan davacı olup HMK 329 maddesinin uygulaması talebinin yerinde olmadığını, müvekkili kötü niyetli olmadığından disiplin para cezasının uygulanmasının mümkün olmadığını ileri sürerek, davanın öncelikle yetki yönünden ve esas yönünden reddine karar verilmesini savunmuştur....

                Davacı tarafından davalı aleyhine 31/12/2015 tarihli hesap mutabakatına dayalı olarak 15.265,66TL alacağın tahsili için 19.06.2017 tarihinde açılan davada davalı yan teslim edilen malların ayıplı olduğunu, malların stoklarında bulunmak üzere 29.07.2015 tarihinde teslim alındığını daha sondaj ekipmanları olan malların sondaj çalışmaları sırasında kullanılmak istendiğinde ayıplı olduğunun anlaşıldığını ve 11.07.2016 tarihinde davacıya ayıp ihtarında bulunduklarını bildirerek ayıplı mal satışı nedeniyle davacıya herhangi bir borçlarının bulunmadığı yönünde savunmada bulunmuştur. Bilindiği üzere TTK'nin 23.maddesinde; "c) Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür....

                  UYAP Entegrasyonu