DAVA TARİHİ : 22/11/2018 KARAR TARİHİ : 08/04/2021 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 08/04/2021 Dava, taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesinden kaynaklanan rücuen alacak istemine ilişkindir. Hakimler Savcılar Kurulu 1. Dairesinin 25/06/2020 tarihli 564 ve 586 sayılı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi İş Bölümüne ilişkin kararı uyarınca 4. Hukuk Dairesinin ihtisas alanını düzenleyen 1. Bendindeki "6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun ikinci kısmında (Özel Borç İlişkileri -Akdin Muhtelif Nev’ileri) yer alan ve diğer dairelerin görevine girmeyen sözleşmelerden kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararların (satış sözleşmesi : taşınır ve taşınmaz satışı, ödünç sözleşmeleri : ariyet (kullanım ödüncü)-karz-ödünç (tüketim ödüncü), ölünceye kadar bakma sözleşmesi,vedia (saklama) sözleşmesi,hizmet sözleşmesi,kefalet sözleşmesi, vekalet sözleşmesi)" istinaf incelemesinin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi tarafından yapılması gerekmektedir....
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 10/06/2020 KARAR TARİHİ : 17/03/2021 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 17/03/2021 Dava, taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesine dayalı davacı tarafından ödenen işçi alacağının davalılardan rücuen tahsili istemine ilişkindir. Hakimler Savcılar Kurulu 1. Dairesinin 25/06/2020 tarihli 564 ve 586 sayılı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi İş Bölümüne ilişkin kararı uyarınca 4. Hukuk Dairesinin ihtisas alanını düzenleyen 1....
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; sözlü yargılama için 3 gün süre verildiğini, adil yargılanma hakkının kısıtlandığını, müvekkiline usulüne uygun olarak gönderilen bir ihtarname olmadığını, müvekkilinin temerrüte düşmediğini, başlatılan icra takibinde borcun tamamının müvekkilinden talep edildiğini, müvekkilinin kefalet limitinin ise 220.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, mahkemenin temerrüte ilişkin bir gerekçe yazmadığını, kullanılan kredi gözetildiğinde belirsiz alacak bulunduğunu, belirsiz alacak için kefalet sözleşmesi kurulamayacağını, likit alacak olmadığını, icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini, kefalet borcunun fer'i nitelik taşıdığını, ferdileştirilmiş bir borç için tekeffülü zorunlu kıldığını, kefaletin mevcut borçların yanı sıra daha sonra doğacak tüm borçlar için de verilmesi halinde kısmi hükümsüzlüğün söz konusu olacağını, belirli veya belirlenebilir borçlar için kefaletin geçerli olacağını, kefaletin verildiği anda borcun belirli ya da belirlenebilir...
Uyuşmazlık, takip dayanağı genel kredi sözleşmeleri ile çek depo bedellerinden davalı kefillerin sorumlu olup olmadıkları davacı bankanın davalılardan takip tarihi itibarıyla genel kredi sözleşmelerinden kaynaklanan bir alacağının bulunup bulunmadığı, alacak var ise miktarı hususlarından kaynaklanmaktadır. Somut olayda davalı kefillerin kefalet imzalarının bulunduğu ve davacı vekilinin istinaf dilekçesinde belirttiği genel kredi sözleşmesinin "kredi türleri " başlıklı 2.2....
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, Genel Kredi Sözleşmelerinin çerçeve sözleşmeler olduğu, sözleşmeye istinaden birden çok kredi verildiğini, borçluyu ve kefilleri ağır şartlara tabi tuttuğunu, icra takip dosyasındaki alacak kalemlerinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davacı ile müvekkili arasında imzalanan kefalet sözleşmesinin yasal unsurları barındırmadığından geçersiz olduğunu, kefalet sözleşmesinde kefilin sorumlu olacağı azami kefalet limitinin gösterilmesinin şart olduğunu, müvekkilinin kefaletine eşinin rızasının bulunmadığını, müvekkilinin sorumlu olduğu azami miktarın da yer almadığını ve yine kefalet tarihinin de kredi sözleşmesinde bulunmadığını, bu nedenle kefalet sözleşmesinde yer alması gereken yasal unsurları taşımadığını, kendi el yazısı ile yazılmış beyanının da bulunmadığını ve kefaletin geçersiz olduğunu, takipte müvekkili aleyhine fahiş ve hukuka aykırı olarak faiz işletildiğini, kefaletin var olduğu kabul edilecek...
Kefil onbin(10.000)TL tutarına kadar işbu sözleşme yürürlükte kaldığı süreç olan borçlardan müteselsilen sorumlu olduğunu kabul ve taahhüt etmektedir.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.Buna göre, davacının dava dışı şirkette sözleşme tarihi itibariyle yönetici olduğu anlaşılmaktadır.TBK’nın 583 maddesi uyarınca Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır. TBK 582. Maddesi uyarınca kefalet sözleşmesi, mevcut ve geçerli bir borç için yapılabilir. Ancak, gelecekte doğacak veya koşula bağlı bir borç için de, bu borç doğduğunda veya koşul gerçekleştiğinde hüküm ifade etmek üzere kefalet sözleşmesi kurulabilir....
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkillerinin dava konusu borcu kabul etmediklerini, kefalet sözleşmesinin geçerliliğinin eş rızasına tabi tutulduğunu, dava konusu borca ilişkin müvekkilllerinin sorumluluğuna gidilemeyeceğini, davalı tarafın icra dosya borçlarının ödenmediğine ilişkin iddialarının yerinde olmadığını, müvekkillerinin sözleşme nedeniyle bankaya borçlarının bulunmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. GEREKÇE: Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacak iddiasına dayalı başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davalılar hakkındaki İstanbul Anadolu ......
in toplam borcundan ipotek bedelinin mahsup edilmediğini, kefalet sözleşmesinin fer'i nitelikte olup, asıl borca bağlı olduğunu, asıl borç herhangi bir sebeple son bulduğu ölçüde kefalet ve buna bağlı hak ve borçlarında sona ereceğini, müvekkili ...'in çek depo bedelinden sorumlu olmadığını, banka tarafından takibe konu olan borca uygulanan faiz oranlarının fahiş ve hatalı olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, alınan bilirkişi raporuyla alacak miktarlarının tespit edildiği, takip tarihi itibariyle davacı bankanın davalı asıl borçlu ...'den 4.014.928,19 TL asıl alacak, 67.683,63 TL işlemiş faiz, 769,86 TL BSMV, 580,00 TL ihtiyati haciz masrafı olmak üzere toplam 4.083.961,68 TL nakdi alacağı bulunduğu, kefil kefalet limiti ile sınırlı olmak üzere kendi temerrütünün sonuçları ile birlikte asıl borçlu ile birlikte borçtan sorumlu olduğundan, kefalet limit tutarı dikkate alındığında davalı müteselsil kefil ...'...
kısmen iptaline, ticari krediler ve diğer kredilerden kaynaklanan alacak için 253.231,21 TL asıl alacak, 7.052,05 TL temerrüt faizi, 352,60 TL BSMV, 1.663,30 TL ihtar masrafı, business card ve esnek ticari hesaptan kaynaklanan alacak için 241.126,76 TL asıl alacak, 5.235,01 TL temerrüt faizi, 261,75 TL BSMV ve asıl alacağın 253.231,21 TL'lik kısmına takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %35,10 oranında temerrüt faizi ve bu faizin gider vergisi, yine asıl alacağın 241.126,76 TL'lik kısmına takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %33 oranında temerrüt faizi ve bu faizin gider vergisi ile takibin devamına, hükmolunan alacağın %20'si olan 101.784,53 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin isteminin reddine, reddedilen kısım yönünden davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine yer olmadığına, gayrinakdi alacak yönünden davanın reddine karar verilmiştir....
İSTİNAF KARARININ ÖZETİ TBK'nun 583. ve 584. maddesinde yer alan koşullar kefalet sözleşmesinin geçerli olarak kurulmasına ilişkin olduğu, istinaf incelemesi sırasında dosyaya eklenen davalının aile nüfus kayıt tablosundan kefilin kefalet tarihinde evli olduğu, kefil hakkında mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olduğu veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğduğuna ilişkin bir bilgi ve belge de bulunmadığı, mahkemece davalının imzasına itiraz etmediği kefalet sözleşmesinin eş rızasına ilişkin geçerlilik koşulunun eksik bulunduğu, dava konusu genel kredi sözleşmesinde, kefalet limiti, kefalet türü ve miktarının sözleşmede kefili olarak imzası bulunan davalı ... ... tarafından el yazısıyla yazıldığı, davalının dava konusu sözleşmedeki kefaletinin eş rızasının olmaması nedeniyle sözleşmenin geçersiz olduğu, geçersiz kefalet sözleşmesine dayanılarak kefilden alacak talep edilemeyeceği, bu itibarla anılan davalının takibe itirazının haklı bulunduğu gözetilerek davalı hakkındaki davanın reddine...