WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ipotek borcuna karşılık olarak yapıldığı kabulüne göre yapılan alternatifli hesaplamalarda, tutarları farklı olmakla birlikte her iki halde de davalı kefilin takip tarihine göre davacı bankaya borçlu olduğunun belirlendiğini, (08.05.2020) tarihli ödemenin "KEFALET BORCUNA” karşılık olduğunun kabulü halinde davalının takip tarihine göre sorumlu olacağı tutarın; 149.781,73-TL asıl alacak, 13.562,53-TL işlemiş faiz, 678,13-TL BSMV olmak üzere toplam 164.022,39-TL olarak tespit edildiği, bu halde asıl alacak tutarına 149.781,73-TL'ye takip tarihinden itibaren %19,50 oranından işlemiş faiz talep edilebileceğini , yine (08.05.2020) tarihli ödemenin, havale dekontunda yer alan * KEFALET ÖDEMESİ" açıklamasına karşın, “İPOTEK BORCUNA' karşılık yapıldığının kabulü halinde davalının takip tarihine göre sorumlu olacağı tutarın; 528.000,00-TL asıl alacak, 87.601,80-TL işlemiş faiz, 4.380,08-TL BSMV olmak üzere 619.981,88-TL olarak tespit edildiği, bu halde 528.000,00-TL asıl alacak tutarına takip...

    K..’in temyiz itirazlarına gelince; Davada dayanılan ve hükme esas alınan 01.09.2013 başlangıç tarihli ve 3 yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davalılardan A.. K.. sözleşmeyi kiracı olarak, davalılar Y.. K.. ve K.. K.. ise kefil olarak imzalamışlardır. Taraflar arasındaki kira sözleşmesi 01.09.2013 tarihli olup, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanun'unun yürürlüğe girmesinden sonra imzalanmıştır. Bu nedenle kefaletin şartlarının 6098 Sayılı Yasa hükümlerine göre belirlenmesi gerekir. TBK.nun kefalet sözleşmesinde şekil şartını düzenleyen 583.maddesi “Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz....

      ın söz konusu Genel Kredi Sözleşmesi kapsamındaki tüm borçlar için 18.05.2018 tarihinde 300.000,00 TL'lik kefalet sözleşmesi imzalamak suretiyle borçlu şirketin tüm risklerine kefil olduğunu, Müvekkilinin Banka ile borçlu arasında Genel Kredi Sözleşmesi ve Temel Bankacılık Hizmet Sözleşmesi imzalanması aşamasında, borçlunun müvekkili Banka tarafından kullandırılacak tüm ürünlerin detaylarının, uygulanacak faiz, vergi, masraf konularının detaylı olarak bilgilendirildiğini, Borçlunun imzalamış olduğu Genel Kredi Sözleşmesi ve Temel Bankacılık Hizmet Sözleşmesine istinaden müvekkilinin Bankaya ait çek karneleri kullandığını, borçlu tarafından kullanılan ve bankaya ibrazı sonucu karşılıksız çıkan 2530937 numaralı çekin karşılıksız çıkması sebebi ile çekin tazmin bedeli olan 2.030 TL'nin müvekkilinin banka tarafından ödendiğini, Çek tazmin bedelini ödemeyen borçlular aleyhine Ankara ... Müdürlüğünün ......

        Genel Kredi Sözleşmesi Davacı bankaca, davalı ....ve Tic. Ltd. Şti .ne 23.10.2017 düzenleme tarihli 75.000.-TL limitli Genel Kredi Sözleşmesi, 23.10.2017 düzenleme tarihli Bankacılık İşlemleri Sözleşmesi ve 08.11.2017 düzenleme tarihli 350.000.-TL limitli Genel Kredi Sözleşmesi imzalatmıştır.08.11.2017 tarihli Genel Kredi Sözleşmesini Kaan Uçkan 6098 sayılı TBK Kefalet hükümleri doğrultusunda el yazısı ile kefalet tarihi, kefalet limiti ve kefalet türü yazılmak suretiyle 350.000.-TL kefalet limitli olarak imzalamıştır. Sözleşmelere istinaden davalı asıl borçlu şirkete taksitli ticari kredi, KMH dan kredi kullandırılmış, şirket kredi kartı tahsis ederek kullanıma açmıştır....

          Asliye Ticaret Mahkemesi TARİHİ : 14/04/2015 NUMARASI : 2015/298-2015/397 - K A R A R - Uyuşmazlığın kefalet ilişkisinden kaynaklanan rücuen alacak isteminden kaynaklanmasına göre kararın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışında olup, Yüksek 13. Hukuk Dairesinin görevi dahilindedir. 11.04.2015 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6644 sayılı kanunla değişik 2797 sayılı Kanun'un 60.maddesi uyarınca görevli dairenin belirlenmesi için dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na gönderilmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın Yüksek 1.Başkanlığa sunulmasına, 04.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            ya da devri halinde yapılan/yapılacak masrafları ve bunlarla sınırlı olmaksızın Türk Borçlar Kanununun 589'uncu maddesinde belirtilen ve/veya Genel Kredi Sözleşmesi kapsamında doğmuş ve/veya doğacak diğer her nevi borçların ve ferilerinin tamamından sorumlu olduğunu/olacağını kabul ve taahhüt eder.’’, Kefalet Hüküm son kısım ‘’Kefalet Hükmünü ve Genel Kredi Sözleşmesinin tamamını okuduğumu/zu, Banka ile müzakere etmek suretiyle, menfaatime/mize aykırı olabilecek düzenlemeleri sonuçlarını îrek ve anlayarak kabul ettiğimi/zi, bu suretle müteselsil kefil sıfatıyla yükümlülük altına girdiğimi/zi, ticari kararımın/mızın bu ide olduğunu ve işbu KefaletHükmünün Genel Kredi Sözleşmesi ile birlikte bir bütün olduğunu, Genel Kredi (sözleşmesinin her sayfa imza veya paraf etmeye gerek olmadığını, sadece işbu Kefalet Hükmünün devamında imza bulunduğu sayfayı imzalamış olmakla işbu Kefalet hükmü de dahil olmak üzere tüm Genel Sözleşmesi hükümlerinin hakkında/hakkımızda geçerli olacağını kabul, beyan...

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAŞINMAZ ALIM-SATIMI KAYNAKLI Yargıtaya Geliş Tarihi:01.11.2016 -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 16.01.2016 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 26.02.2016 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2016 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca bu davanın temyiz incelemesi Yargıtay 14. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Yargıtay 14.Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 04.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                Buna göre, garanti veren bağımsız bir borç altına girmekte olup,kefalette ise, asıl olan bir başka borcun olması ve kefalet ile o borcun ödenmesinin sağlanmasıdır. Ana kıstaslardan ikincisi, yükümlülüğün kapsam ve niteliğidir. Buna göre, asıl borçlu gibi yükümlülük altına girme amacını taşıyan sözleşme kefalet, asıl borçlunun borcunu aşabilecek, lehine taahhüt altına girilen alacaklının hiçbir şekilde zarara uğramayacağını temine yönelik sözleşme ise, garanti sözleşmesi olarak nitelendirilmelidir. Üçüncü kıstas ise menfaat olup, kefalet ilişkisinde kefalet verenin bu ilişkide bir yararlanma amacı olmadığı halde, garanti sözleşmesinde ilke olarak teminat verenin menfaati mevcuttur....

                  Y A R G I T A Y 17.HUKUK DAİRESİ - Y A R G I T A Y İ L A M I – MAHKEMESİ :Asliye Hukuk(Tüketici) Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davasında...Sulh Hukuk ve...Asliye Hukuk(Tüketici) Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, genel kredi sözleşmesine dayalı borcun asıl borçlusu olan davalının, süresinde borcu ödememesi nedeniyle müteselsil kefalet nedeniyle cebri icra tehdidi ile borcu ödemek zorunda kalan davacının ödediği miktarın, rücuen tahsili istemine ilişkindir. Sulh Hukuk Mahkemesince, taraflar arasındaki uyuşmazlığın Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında kaldığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir....

                    İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu kefalet sözleşmesi kanunun amir şekil şartlarını ihtiva etmemekte bu hali ile de geçersiz bir kefalet sözleşmesi hükmünde olduğunu, davacı tarafından mahkemeye sunulmuş bulunan kefalet sözleşmesi incelendiğinde kefilin sorumlu olduğu azami miktar ile müşterek ve müteselsil kefil olduğuna dair ibarelerin müvekkilinin el yazısı ile yazmadığı hatta kefalet sözleşmesinde müvekkilinin müşterek ve müteselsil kefil olduğuna dair hiçbir ibarenin el yazısı ile yazılmadığının anlaşılacağını işbu kefalet sözleşmesi şekil şartlarına haiz olmaması nedeni ile geçerli bir kefalet sözleşmesi olmadığını, davacı taraf ile müvekkilinin herhangi bir ticari bağı bulunmadığını, bu nedenle yalnızca müvekkili tarafından imza edilen, diğer eşin yazılı rızasının yer almadığı kefalet sözleşmesinin hukuken hiçbir geçerliliği bulunmadığını, müvekkili ...'...

                      UYAP Entegrasyonu