Davalı vekili özetle; davacının asıl alacağa ilişkin bir talebinin bulunmadığını, prokol gereği borcun tamamının ödendiğini, asıl alacağın ödenmesi ile birlikte asıl alacağın fer'isi niteliğindeki faiz alacağının da son bulacağını, asıl alacağı tahsil ederken davacının faiz alacağına ilişkin talebini saklı tutmadığını, bu nedenle faiz alacağının da sona erdiğini savunarak, davanın reddini istemiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda; ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf incelemesi üzerine bölge adliye mahkemesinin yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmünün Yargıtayca incelenmesi davalı idare vekilince istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Dava, 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 8. maddesine dayanan anlaşma yoluyla tespit edilen kamulaştırma bedelinin geç ödenmesi nedeniyle faiz alacağının tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karara karşı, taraf vekillerince yapılan istinaf başvurusunun ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince HMK'nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine ilişkin karar, davalı idare vekilince temyiz edilmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda; ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf incelemesi üzerine bölge adliye mahkemesinin yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmünün Yargıtayca incelenmesi davalı idare vekilince istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Dava, 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 8 inci maddesine dayanan anlaşma yoluyla tespit edilen kamulaştırma bedelinin geç ödenmesi nedeniyle faiz alacağının tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karara karşı, taraf vekillerince yapılan istinaf başvurusunun ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince HMK'nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine ilişkin karar, davalı idare vekilince temyiz edilmiştir....
Davacı yan asıl ve birleşen davalarda taraflar arasındaki sözleşmenin 6 ve 20. maddelerine göre mal bedelinin geç ödenmesi nedeniyle gerçekleşen faiz alacaklarının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Ne var ki alacağın dayanağı olarak dosyaya sunulan faturalarda alacağın niteliği “vade farkı” olarak gösterilmiştir. Bu durumda mahkemece davacı yana talep ettiği alacakların faiz alacağı mı yoksa vade farkı alacağı mı olduğu açıklattırılarak yapılacak açıklama doğrultusunda delilleri sorulup eksiksiz olarak toplanıp değerlendirildikten sonra uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken dava dilekçeleri ile sözleşme hükümleri gözetilmeden ve talep de açıklattırılmadan vade farkı alacağına hükmedilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir edilen 990.00....
Noterliğinin 23/03/2017 tarih, 11435 yevmiye sayılı ihtarnamesini keşide ederek, %1 komisyon alacağın geç ödenmesi nedeni ile 131.007,90 TL faiz alacağının (7 gün) içinde ödenmesini ihtar etmiştir. Bu ihtar 25/03/2017 tarihinde tebliğ edilmiş olduğundan 03/04/2017 tarihinde temerrüt oluşmuştur. Hemen belirtilmelidir ki faiz alacağı asıl alacağa bağlıdır. Faiz borcu, asıl alacaktan ayrı fakat ona bağlı bir yan edimdir. Faiz borçları asıl alacağın varlığına bağlıdır ve asıl alacak sona erdiğinde faiz borcu da sona erer (HGK, 15.05.2015 T., 2013/6-2249 E.-2015/1362 K.). Faiz asıl alacağa bağlıdır fakat bir kez doğmakla bir yan edim olarak varlık kazanır. Asıl alacak tamamen sona erdiğinde faiz borcu da sona erer (TBK m.131/1). Faiz alacağı doğduktan sonra, açıkça vazgeçilmedikçe zamanaşımı süresi içerisinde her zaman ayrı dava ve takip konusu edilebilir....
K A R A R Borçlu vekili ilama bağlı olarak başlatılan takipte İcra Mahkemesi'ne başvurusunda; takip dosyasında asıl alacak olarak belirtilen alacağın, dayanak ilamda alacaklının hissesine düşen kamulaştırma bedelinin faizi olduğunu, faiz alacağına faiz yürütülemeyeceğini açıklayarak, takipte faiz alacağına % 9 faiz işletilmesine yönelik kısmın iptaline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; alınan bilirkişi raporu doğrultusunda asıl alacak miktarının anapara alacağına dönüştüğü gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir. ......
Getirtilen belgeler ve dosya kapsamına göre; taraflar arasındaki uyuşmazlığın geç ödenen aylıklar nedeniyle talebe rağmen faiz ödenmesi gerekip gerekmediğine yönelik olduğu, SGK kayıtları ve delil durumuna göre davacıya 22/01/2014 tarihinden geçerli olmak üzere aylıkların bağlanmasına davalı kurumca karar verildiği, davacıya ödenen aylıklar açısından az önce belirtildiği şekilde davacı tarafça faizleriyle birlikte ödenmesi talep edilip, bu ihtirazı kayıtla davacının kurumca yapılan ödemeyi aldığı, dolayısıyla 818 sayılı Borçlar Kanunu 113/2 ve dava tarihinde yürürlükte olan 6098 sayılı yasa 131/2 maddesince faiz hakkı saklı tutulmakla davacının geç ödeme nedeniyle faiz talep koşulları oluştuğu, TBK 117. maddesi gereği davacının faize hak kazandığı,Yargıtay 21....
Müdürlüğüne ait ambulansın kaza geçirmesi nedeniyle ağır hasarlı hale geldiğini, davalılar tarafından sigorta bedelinin sigorta şirketinden alınması işlemlerinin takip edilmemesi sonucu sigorta bedelinin geç alındığını ve aracın otoparkta bırakılması sonucu otopark ücreti ödenmek zorunda kalındığını belirterek uğranılan zararın davalılara ödetilmesini istemiştir. Davalılar ise, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, bilirkişi raporu hükme esas alınarak sigorta bedelinin geç alınması nedeniyle yoksun kalınan faiz geliri olarak hesaplanan 3.186,03 TL ve otopark ücreti olarak ödenen 2.000,10 TL olmak üzere toplam 5.186,13 TL'nin bir kısım davalılardan tahsiline karar verilmiştir....
İlk derece mahkemesi davayı kamulaştırmasız el atma olarak değil bedelin geç ödenmesi nedeniyle faiz alacağı olarak nitelendirmiş ve bilirkişiye yaptırılan hesaplama neticesinde istemin kabulüne karar vermiştir. 4.6.1958 gün, 15/6 Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre olayları izah taraflara, kanunları re'sen uygulamak ve dolayısı ile hukuki nitelendirmede bulunmak hakime ait bir yükümlülüktür. İlk derece mahkemesi tazminat istemli açılan davada nitelendirmeyi kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat olarak değil bedelin geç ödenmesinden kaynaklanan faiz alacağı olarak yapmıştır. Zira davacı hak sahibi Anayasanın 46/son maddesi gereğince geç ödenen kamulaştırma bedeline işleyecek faizi talep etme hakkına sahiptir. Davacı vekili de bilirkişi ek raporuna göre dava değerini belirli hale getirmiş ve harç yatırmıştır....
İdare Mahkemesi kararı üzerine, 375.380,94 TL asıl alacaktan ve 1.983.656,70 TL faiz alacağından olmak üzere toplam 2.359.037,64 TL'nin eksik ödendiğinden bahisle bakılan davada; 375.380,94 TL 'nin dava açıldıktan sonra 15/03/2011 tarihinde davacı Üniversite hesabına yatırıldığı, ancak geç ödeme nedeniyle 5.067,64 TL faiz işlediği, bu durumda asıl alacak için hesaplanan 1.983.656,70 TL faiz ile geç ödeme nedeniyle 5.067,64 TL 'nin (toplam: 1.988.724,34 TL) davacı Üniversiteye ödenmesi gerekmekte ise de; süre aşımına uğrayan 01/01/2007-10/03/2007 dönemine ilişkin davalı idarenin davacı hesabına asıl alacak olarak 2.096.961,00 TL ödeme yaptığı göz önüne alındığında, 375.380,94 TL ile bu rakama işleyen 5.067,64 TL faiz yönünden talebin süre yönünden reddi gerektiği, asıl alacağa işleyen 1.983.656,70 TL faiz alacağına ilişkin olarak ise; süre aşımına uğrayan 01/01/2007- 10/03/2007 döneme ilişkin davalı idarece davacı Üniversiteye asıl alacak olarak 2.096.961,00 TL'ye 21/01/2011 tarihine kadar...