Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu sebeple mahkemece, davaya konu edilen zararın gerçekte belirli bir alacak olduğu ve dolayısıyla belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceği anlaşılmakla, hukuki yarar yokluğundan davanın esasa girilmeden reddinin gerektiğini, Davacı taraf, kaza sebebiyle yaralanarak malul kaldığını iddia etmektedir. Davacının maluliyet iddiasının ispata muhtaç olduğunu, alınan kati maluliyet raporunun bulunmadığını, KTK 97. Maddesi gereğince "Dava şartı noksanlığı" sebebiyle davanın usulden reddine , aksi halde dava belirsiz alacak şeklinde açıldığından davanın hukuki yarar yokluğundan reddine ; Davanın davacının sunduğu engellilik raporu gereğince Zorunlu Ferdi Kaza Sigortası Genel Şartlarına uygun olmadığından davacı müvekkil S.S ......

    Müvekkil Şirket'in bu durumu davalıya rücu etme hakkı olduğu rücu hakkı başkasına ait bir borcu yerine getiren kişinin mal varlığında meydana gelen kaybı gidermeye yönelik tazminat niteliğinde bir talep hakkı olduğu Müvekkil Şirket ile davalı arasındaki "Personel Taşıma Hizmeti" sözleşmesi olduğundan dolayı "sözleşmeden kaynaklı rücu hakkı" olarak net bir şekilde ifade edilmektedir. Yargıtay'ın muhtelif içtihatlarında da sabit olduğu üzere, Müvekkil Şirket ile davalı arasındaki sözleşme sebebiyle dava konusu tutarın davalıdan rücuen tahsili gerekmektedir. İşbu dava konusunun Müvekkil Şirket ile davalı arasındaki sözleşmeye dayalı rücu davası olduğu sabit olduğu, Maddesi uyarınca sözleşmelere uygulanan genel zamanaşımı süresi olan on yıllık zamanaşımı süresinin olaya uygulanması gerektiği Sözleşmeden kaynaklı rücu hakkımız ilgili icra dosyasına ödemenin gerçekleştiği 10.05.2021 tarihinde başlamış olduğu Bundan mütevellit hakkımızı süresi içerisinde kullandığımızı açıkça beyan ederiz....

      Yerel mahkemece, benimsenen bilirkişi raporu uyarınca müteveffanın yaşamı boyunca ödediği primlerin karşılığı olarak geride kalan hak sahiplerine bağlanan dul ve yetim aylığının peşin sermaye değerinin toptan ödeme ve ödenen aylıklar ve faizleri için haksız eylem sorumlularına rücu hakkı bulunmadığından davanın reddine karar verilmiştir. 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, 5434 sayılı yasayı yürürlükten kaldırmıştır. Aynı yasanın 101. maddesi ile 5510 sayılı yasadan kaynaklanan uyuşmazlıkların çözüm yeri iş mahkemeleri olarak belirlenmiştir. Şu durumda yerel mahkemece, anılan yasal düzenleme uyarınca dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken işin esasının incelenmiş bulunması doğru olmayıp kararın bozulması gerekmiştir....

        Sigortası olup, Türkiye ile Almanya arasında yapılan ... tarihli ... sayılı sözleşmeye taraf ülkelerden birinin mevzuatında ödeme yapan SGK'nın bu ödeme dolayısıyla rücu imkanının olması halinde bu imkanın diğer taraf ülke tarafından da tanınacağı hükme bağlanmıştır. Bu durumda ihtilaf 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun uygulanmasına ilişkindir. Adı geçen yasanın 101. Maddesinde iş bu yasanın uygulanmasından kaynaklı uyuşmazlıkların İş Mahkemesinde görüleceği öngörülmüştür. Görev itirazı yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de re'sen nazara alınarak yargılamanın her aşamasında görevsizlik kararı verilebilir. 5510 sayılı kanunun 101.maddesi gereğince davaya bakma görevinin Mahkememize ait olmayıp İstanbul İş Mahkemesi'nde olduğu gözetilerek, mahkememizin görevsizliğine ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....

          Davalı ... ile davacı ... şirketi arasında 13.10.2012-13.10.2013 vadeli olarak düzenlenen sağlık sigorta poliçesiyle, sigortalı olarak davalı ... belirlenmiş olup, poliçe 3. kişi yararına sigorta niteliğindedir. Anılan poliçeyle, Sağlık Sigortası Genel Şartları, Ferdi Kaza Sigortası Genel Şartları ve poliçe özel şartları dahilinde teminat verildiği, poliçenin ön yüzüne kaydedilmiştir....

            Karayolları Motorlu Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları'nın " Zarar Görenlerin Haklarının Saklı Tutulması ve Sigortacının Sigortalıya Rücu Hakkı" başlıklı B.4.f maddesine göre, bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin tedavi ve yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinde ödemede bulunan sigortacı sigortalıya rücu edebilir....

            görülmüştür.Bu durumda; Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Poliçesi Genel Şartlarının B.4. maddesinde, sigorta şirketinin sigortalısına rücu edebileceği haller düzenlenmiş olup, rücu hakkının doğduğunun ve maddede sayılan bu hallerin mevcut olduğunun ispatı sigorta şirketine aittir.Davacı sigorta şirketi işbu davada, rücu nedeni olarak davalıya ait sigortalı aracın kaza sonrası kaza yerinde durmayarak olay yerini terk etmesi nedenine dayanmıştır.Davacının rücu nedeni olarak gösterdiği, sigortalı araç sürücüsünün olay yerini terk etmesi hali salt bu nedenle sigortacıya rücu hakkı bahşetmez.Sigorta şirketinin kaza yerinin terki yanında ayrıca somut delillerle genel şartlar B.4. maddesinde sayılan hallerin gerçekleştiğini ispat etmesi gerekir....

              ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/280 Esas KARAR NO : 2023/217 DAVA : İtirazın İptali (Ticari İş Tellallığı Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 31/01/2020 KARAR TARİHİ : 20/03/2023 Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari İş Tellallığı Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava dışı----- kimlik numaralı ------ müvekkil şirketten ------poliçe numaralı sertifikası ile özel sağlık sigortalısı olduğunu, şahsın aynı zamanda davalı sigorta şirketi nezdinde de aynı süre için teminat sağlayan geçerli bir sağlık sigortası poliçesinin de mevcut olduğunu, sigortalının 20.06.2015 tarihinde düşme sonucu sağ ayak bileğinin burkulduğunu ve sol el birinci parmak abduksiyon zorlanması sebebiyle muhtelif tarihlerde tedavi gördüğünü, söz konusu tedaviler nedeniyle toplamda 13.873,28 TL tutarında teşhis ve tedavi gideri ödendiğini, poliçelerin eki olan Sağlık Sigortası Genel Şartları’...

                Grup Turizm Hizmeteri A.Ş. vekili, açılan davanın müvekkil yönünden haksız ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkili şirket ile davacılar arasında imzalanmış bir sözleşme bulunmadığını, dava konusu turun düzenleyicisinin müvekkili şirket olmadığını, davacıların kendi iradeleri ile tura katılmadıklarını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ...Ş. vekili, davacıların Seyahat Sağlık sigortası yaptırdıklarını, imzalanan sözleşmede ... ile ...'un belirlenen tur tarihlerinde gitmemelerine dair herhangi bir haklı veya mücbir neden bulunmadığını, turun davalı şirketçe yapıldığını, davacılardan ... ve ...'un kendi istek ve iradeleri ile keyfi olarak tura katılmadıklarını, diğer davacılar ... Ve Vesile ...'...

                  TL Toplam Alacak tutarlı (5.917,00 TL Asıl Alacak ve 248,03 TL İşlemiş Faiz) olan, 23/11/2020 tarihli İlamsız takip başaltılmış olduğunu, dekont-icra ödemesi, faiz, rücu hususu ve icra takibine itirazın haklı olup olmadığını, iptalinin gerekip gerekmediği hususları teknik uzmanlık alanı dışında kaldığından bu yönde bir değerlendirme yapılamadığını beyan ve rapor etmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu