Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İade alacaklısının geçersiz sözleşmenin ifa edilmeyeceğini öğrendiği tarihte iade kapsamını tesbitte önemli olduğu unutulmamalıdır. Zira; geçersiz sözleşmenin artık ifa edilmeyeceğini bile bile haksız zenginleşmenin iadesini istemeyen alacaklı, zararının artmasına kendisi sebep olacağından bu artan zararını iade borçlusundan istememelidir. Bu durum karşısında kural olarak; mahkemece yapılacak iş, davacının 1983 yılında ödediği paranın taşınmaz hakkında davacı tarafından açılan tapu iptal ve tescil davasının kesinleştiği 03.06.2003 tarihinde (ifanın imkansız hale geldiği tarih) ulaşacağı alım gücünün “enflasyon, tüketici eşya fiyat endeksi, altın ve döviz kurlarındaki artışlar, memur maaş ve işçi ücretlerindeki artışlar gibi çeşitli ekonomik etkenlerin ortalamaları alınmak suretiyle” hesaplanacak değerine hükmetmek gerekirken, mahkemenin bu yönleri gözardı ederek, yazılı şekilde hüküm kurması usul ve yasaya aykırıdır....

    Taraflar arasındaki uyuşmazlık, tapulu taşınmazın haricen satışından kaynaklanmaktadır. Tapuda kayıtlı taşınmazın mülkiyetinin başkasına devri ya da devir vaadini öngören sözleşmenin geçerli sayılması, Borçlar Kanunu 213, Tapu Kanunu 26, Noterlik Kanunu 60 ve Türk Medeni Kanunu’nun 706. maddeleri uyarınca resmi şekilde yapılmasına bağlıdır. Burada öngörülen şekil, sözleşmenin geçerlilik koşulu olup, kamu düzenine ilişkindir ve resen dikkate alınır. Taraflar arasındaki sözleşme, resmi şekilde düzenlenmemiş bulunduğundan hukuken geçerli değildir. Cezai şart, asıl borca ilişkin fer’i haklardan olup, geçerli olmayan taşınmaz satış sözleşmesinde düzenlenmiş olan cezai şart da geçersizdir. Taraflar geçersiz sözleşme nedeniyle, ancak verdiklerini haksız iktisap kuralları uyarınca geri isteyebilirler....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, harici taşınmaz satım vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali-tescil, tescilin mümkün olmaması halinde taşınmazların dava tarihindeki bedellerinin tahsili, teslimin gerçekleşmemesinden kaynaklı kira kaybı alacağı ile imar değişikliğinden kaynaklı olarak fazladan yapılan bağımsız bölümlerin sözleşme kapsamında %50'sinin tescili, olmadığı taktirde bedellerinin tahsili talebine ilişkindir. Davacı ile davalılardan T4 arasında düzenlenen "PROTOKOL" başlıklı 6.12.2011 tarihli belgede; davacı T1 (2. taraf) ait Günyazı Mevkii, 1531 ve 1524 parsel sayılı taşınmazların T4'a(1. taraf) satışından sonra 1. Tarafın 2. Tarafa, bu parsellere denk gelen binadan 3 adet daireyi vermeyi taahhüt ettiği, 1. Tarafın 2....

      . - K A R A R - Dava, ödeme nedeniyle geçersiz kalan rehin sözleşmesinin iptali istemine ilişkindir. Davalı vekili, rehin sözleşmesinden doğan alacağın müvekkiline temlik edildiğini, davanın tanıkla ispatlanamayacağını bildirerek davanın reddini istemiştir....

        İcra Müdürlüğünün 2015/2852 Esas sayılı dosyasındaki alacağın kredi kartı borcundan kaynaklandığı ve ipotek resmi senedinin teminat kapsamında olduğu, dolayısıyla yapılan sıra cetvelinin usulüne uygun olduğu gerekçesiyle, şikayetin reddine karar verilmiştir.Kararı, şikayetçi vekili temyiz etmiştir.Dava, sıra cetvelini şikayete ilişkindir.Bedeli paylaşıma konu taşınmaz üzerinde aleyhine şikayet olunan banka tarafından konut finansmanı kredisinden kaynaklı ipotek tesis edilmiş ve ödenmeyen konut kredisi nedeniyle ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapılarak satış gerçekleşmiştir.Bedeli paylaşıma konu taşınmaz üzerine konulan ipoteğin konut finansmanı kredisinin teminatı olduğu tartışmasızdır. İpotek aktinde taşınmazın borçlunun bankadan kullandığı diğer kredilerin de teminatı olduğu yönündeki kayıt, yanıltıcı mahiyette olduğundan tüketici olan borçlu açısından yazılmamış sayılması gereken bir kayıttır....

          Paranın kira sözleşmesi kapsamında alındığı iddiası davalı tarafça ispat edilemediğinden 18.000,00 TL'nin iadesini istemekte davacı haklı bulunmuş bu alacak kalemi bakımından itirazın iptaline ilişkin talebin kabulüne karar vermek gerekmiştir. İcra takibinden önce davalı temerrüde düşürülmediğinden faiz talebinin de reddine karar vermek gerekmiştir. Cezai şart bakımından yapılan değerlendirmede ise, geçersiz bir sözleşmeden kaynaklı olarak cezai şart talebinde bulunulması mümkün olmadığından bu alacak talebi bakımından itirazın iptali talebinin reddi gerekmiştir" gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, davalının Ereğli İcra Müdürlüğünün 2020/768 esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın yalnızca 18.000,00 TL'lik alacak bakımından iptaline, takibin bu miktar üzerinden kaldığı yerden devamına fazlaya ilişkin istemin reddine, icra inkar ve kötü niyet tazminatına ilişkin taleplerin yasal koşulları oluşmadığından ayrı ayrı reddine karar verilmiştir....

          Tapuya kayıtlı taşınmazların satışına ilişkin sözleşme, resmi şekilde yapılmadığı takdirde TMK 706, TBK 237, Tapu Kanunun 26. ve Noterlik Kanunun 60. maddeleri uyarınca hukuken geçersiz olup geçerli bir sözleşme bulunmadığından tarafların sözleşmeye dayalı hak ve borçları da söz konusu olmayacaktır. Ancak bu durumda taraflar, geçersiz sözleşmeye dayalı olarak karşı tarafa ödedikleri bedeli sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri isteyebilir. Somut olayda; taraflar arasında düzenlenen sözleşme, resmi şekilde düzenlenmiş olmadığından, şekil şartına aykırılık dolayısıyla geçersizdir. Geçersiz sözleşmeye istinaden, taraflar aldıklarını sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iade ile mükelleftirler. Sözleşmede bahsi geçen cayma tazminatı Borçlar Hukuku anlamında cezai şart niteliğinde olup, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu madde 179- 182 arasında düzenlenmiştir....

          satışından kaynaklanmaktadır....

            ve İcra Dairelerinin yetkili olduğunu, dava ve takip konusu alacaklarının; davalı borçlu adına kayıtlı Keşan ilçesi, Paşayiğit Mah 3381 parsel sayılı taşınmazın satış sözleşmesine dayalı olarak davacı tarafından davalı tarafa ödediği 50.000,00- TL kapora bedelinin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesine ilişkin olduğunu, kural olarak tapuda kayıtlı taşınmaz mallarla ilgili temliki tasarrufların MK nun 634, Tapu kanunun 26 ve Borçlar Kanunun 213 maddelerine göre tapu memuru önünde resmi şekilde yapılması zorunlu olduğunu, aksi halde, harici taşınmaz satış sözleşmelerinin hukuken alıcıya herhangi bir hak bahşetmeyeceğini, bu nedenle taraflar arasında düzenlenen harici satış sözleşmesi mülkiyetin nakli bakımından geçersiz olup, taraflar aldıklarını sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri isteyebileceklerini, davacının dava ve takip konusu geçersiz taşınmaz satış sözleşmesine dayalı olarak davalı borçlu tarafa 11.08.2017 tarihinde 50.000- TL havale etmiş ise de açıklanan nedenlerle...

            Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, takibe konu birden fazla alacak olması durumunda sıra cetveli düzenlenmesi gerektiği, icra müdürünün bu hususta takdir hakkının bulunmadığı, davacı tarafın sıra cetveli düzenlenmesi hususundaki talebinin yerinde olduğu, araç kredisinden kaynaklı rehin miktarı dışında kalan kısmın davacı şirkete ödenmesi hususundaki talebin ise sıra cetveli düzenlenmeden bu şekilde bir alacak miktarına hükmedilemeyeceğinden reddinin gerektiği belirtilerek, davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir....

              UYAP Entegrasyonu