Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Cezai şart, asıl borca ilişkin fer’i haklardan olup, geçerli olmayan taşınmaz satış sözleşmesinde düzenlenmiş olan cezai şart da geçersizdir. Taraflar geçersiz sözleşme nedeniyle verdiklerini haksız iktisap kuralları uyarınca geri isteyebilirler. Bu itibarla davacının geçersiz sözleşme nedeniyle cezai şart talep edemeyeceği göz ardı edilerek, cezai şart talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, 5,000,00 TL cezai şart yönünden davanın kabulüne karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. Yine davacının taşınmazı almak için kredi çekmesi ve kredi masraflarını ödemesi kendi iradesi ile gerçekleştirdiği bir davranış olup davalının bu eylemden sorumlu tutulamayacağının anlaşılmış olmasına göre dosya masrafları yönünden de davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ:Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenle davalının sair temyiz itirazlarının reddine,2....

    . - K A R A R - Davacı vekili, davalı tarafından takip dosyası ile müvekkiline ait taşınmaz üzerine konulan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla 200.000,00 TL alacak için icra takibi yapıldığını ve icra emri gönderildiğini, alacağa dayanak olarak davacının kefil olduğu genel kredi sözleşmesi ile kredi kart sözleşmelerine ve asıl kredi borçlusu tarafından kullanılan konut ve taşıt kredileri ile kredi kartı borcu gösterildiğini, davacının asıl kredi borçlusu olmadığını, davacının kefil ve taşınmaz sahibi ipotek sahibi olduğunu, ayrıca davacı hakkında kredi sözleşmesinin teminatı olarak 19/09/2014 tanzim tarihli, 22/10/2015 vadeli 250.000,00 TL bedelli teminat senedinden dolayı takip dosyası ile 228.672,59 TL alacak miktarınca icra takibi yapıldığını, davacı ile yapılan kefalet anlaşmasının şekil itibari ile geçersiz olduğunu, takip tarihleri ile henüz alacağın davacı yönünden muacceliyet kazanmadığını, ileri sürerek davacının takip dosyaları yönünden borçlu olunmadığının tespitine, takiplerin...

      - KARAR - Davacı vekili, davalı tarafından takip dosyası ile müvekkiline ait taşınmaz üzerine konulan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla 200.000,00 TL alacak için icra takibi yapıldığını ve icra emri gönderildiğini, alacağa dayanak olarak müvekkilinin kefil olduğu Genel Kredi Sözleşmesi ile kredi kart sözleşmelerine ve asıl kredi borçlusu tarafından kullanılan konut ve taşıt kredileri ile kredi kartı borcu gösterildiğini, müvekkilinin asıl kredi borçlusu olmadığını, müvekkilinin kefil ve taşınmaz sahibi ipotek sahibi olduğunu, ayrıca müvekkili hakkında kredi sözleşmesinin teminatı olarak 19/09/2014 tanzim tarihli, 22/10/2015 vadeli 250.000,00 TL bedelli teminat senedinden dolayı takip dosyası ile 228.672,59 TL alacak miktarınca icra takibi yapıldığını, müvekkil ile yapılan kefalet anlaşmasının şekil itibari ile geçersiz olduğunu, takip tarihleri ile henüz alacağın müvekkil yönünden muacceliyet kazanmadığını, bu nedenlerle...

        İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Taşınmaz satış kazanç istisnasından yararlanmak için yeminli mali müşavir tasdik raporunun tanzim edilmesi gerektiğine ilişkin düzenlemeye 5 Seri No'lu Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu Genel Tebliğinde yer verildiği, 5520 sayılı Kanun'un "İstisnalar" başlıklı 5. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendinde, taşınmaz satış kazanç istisnasına ilişkin olarak yeminli mali müşavir tasdik raporunun düzenlenmesi gerektiği yönünde bir şarta yer verilmediği, 2013 yılında satılan taşınmazların en az 2 yıl şirket aktifinde kayıtlı olduğu hususunda ihtilaf bulunmadığı, ana sözleşmelerinde faaliyetlerini sürdürmek amacıyla gayrimenkul alım satımı yapabileceklerine dair maddenin bulunması, kurumların münhasıran taşınmaz ticaretiyle uğraştığını göstermeyeceğinden esas faaliyet konusu gayrimenkul ticareti ve kiralaması olmayan davacının şirket aktifine iki yıldan fazla süre ile kayıtlı taşınmazların satışından elde...

          Davacı vekilinin alacak talebine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde, Dava, harici satıma dayalı tapu iptal ve tescil olmazsa alacak isteğine ilişkindir. Tüm dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu taşınmazın satışına ilişkin olarak 14/11/2001 tarihinde davacı ... ile davalı ... arasında anlaşma protokolü başlıklı belgenin düzenlendiği, protokolde bedele ilişkin bir ibarenin yer almadığı, tanık beyanlarına göre satın alınan tarihten beri davacının söz konusu taşınmazı kullandığı anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere, harici satışın hüküm ifade etmemesi durumunda taraflar verdiklerini geri alabilirler. 10.07.1940 tarihli ve 1939/2 Esas, 1940/77 Karar sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararına göre “Haricen yapılan (tapu memuru huzurunda yapılmayan) taşınmaz mal satışından dönüldüğünde, satış bedelini geri vermeyen taraf, parası geri verilinceye kadar yararlandığı ürünleri ödemek ve ecrimisil vermekle yükümlü değildir.”...

            ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 19/04/2021 NUMARASI : 2021/178 ESAS (DERDEST) DAVA KONUSU : sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasında ihtiyati KARAR : Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasında ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz talep edilmesi üzerine mahkemece davacı vekilinin ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddine ilişkin verilen 19/04/2021 tarihli ara karara karşı davacı vekilince 29/04/2021 tarihinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM; Davacı vekili tarafından verilen dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında düzenlenen Ankara 41....

            İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesi ile özetle; Davalı şirket temsilcisinin beyanına itibar ederek davacının davalı borçlu şirketten araç satışından kaynaklı gerçek bir alacağının bulunmadığı kanaati ile hukuksuz bir biçimde Bölge Adliye Mahkemesi kararını yok sayılarak davanın reddedildiğini, taraflar arasındaki çekin araç satımından kaynaklı verildiği mi, yoksa başka bir ticari ilişkiye mi dayandığı olduğunu, mahkemenin taraflar arasında başka bir ticari ilişkinin olduğunu ve ilgili çekin de bu ticari ilişki için verildiğini kabul ettiğini, davalı şirketin tüm ihtarlara rağmen ticari defterlerini mahkemeye sunmaktan imtina ettiğini, diğer taraftan davalı şirket hangi taşınmazın kime hangi bedelle satıldığını hiçbir şekilde ifade etmediğini, ortada taşınmaz satımına ilişkin hiçbir sözleşme olmadığı gibi bugüne kadar dosyada böyle bir iddianın da 5 yıldır ileri sürülmediğini, müvekkiline komisyon olarak 80.000,00 TL ödediğini iddia eden şirketin kaç milyonluk...

            ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2023/439 KARAR NO : 2023/454 DAVA : Alacak DAVA TARİHİ : 23/06/2023 KARAR TARİHİ : 05/07/2023 Mahkememizde görülmekte bulunan Alacak davasının yapılan açık yargılamasının sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı dava dilekçesinde özetle; ...-... ... parsel ... nolu ... bölümdeki evini... tarihinde emlakçısı aracılığıyla ...'a sattığını, bu ev satışından kendisine ödenen miktarla, satıştan alınan para arasında bir miktar satış bedeli olduğunu, bu konu hakkında araştırma yapılmasını, ...'a sattığı daire hakkında ...'a ve ilgili emlakçısına tebligat çekilmesi, satış bedelinin kalan miktarının yasal faiziyle hesaplanıp tarafına ödenmesini talep etmiştir. Dava, gayrimenkul satışından kaynaklı alacak istemine ilişkindir. 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde ticari davalar belirlenmiş olup, 5. Maddede ticari davalara Ticaret Mahkemelerince bakılacağı düzenlenmiştir....

              Dava, harici satışa dayalı tapu iptal tescil ya da alacak davasıdır. Bilindiği üzere; tapulu taşınmazların satışı TMK'nin 706, BK'nin 213 (6098 sayılı TBK'nin 237.), 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 26 ve Noterlik Kanunu'nun 60 ve 89. maddeleri gereğince, resmi şekilde yapılmadıkça hukuken geçerli bir sonuç doğurmaz ve satın alana herhangi bir mülkiyet hakkı bahşetmez. Buna göre, davacının tapu iptali ve tescil isteğinin kabulü yerinde değildir. Davacı, iptal ve tescile ilişkin isteğinin kabul edilmemesi halinde ödediği bedel yönünden tazminat talebinde bulunmuştur. Harici satışın hüküm ifade etmemesi durumunda taraflar verdiklerini geri alabilirler. 10.07.1940 tarihli ve 1939/2 Esas, 1940/77 Karar sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararına göre “Haricen yapılan (tapu memuru huzurunda yapılmayan) taşınmaz mal satışından dönüldüğünde, satış bedelini geri vermeyen taraf, parası geri verilinceye kadar yararlandığı ürünleri ödemek ve ecrimisil vermekle yükümlü değildir.”...

                den miras olarak kalan bir taşınmaz satışından mirasçılarına 21/02/2013 tarihinde toplam 800.000,00 TL paranın miras payları oranında çek ile verildiğini, davaya konu çeklerden kendisine ait çekin bedelinin 146.875,00 TL olduğunu, isme yazılı şekilde ...Özel Bankacılık Şubesi'nin 91843453 nolu hesabına teslim edildiğini, taşınmaz satışında elden verilen 90.625,00 TL nakit bedelin de aynı banka şubesine yatırıldığını, miras kalan taşınmazdan gelen toplam 800.000,00 TL bedelin, Kartal 1....

                  UYAP Entegrasyonu