WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, artık değere katılma alacağı isteğine ilişkindir. Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacak hakkı vardır. Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden (TMK 229.m) ve denkleştirmeden (TMK 230.m) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının (TMK 219.m) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK 231.m) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır (TMK 236/1.m). Katılma alacağı Yasa'dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur....

    Mahkemece, davalıya bu fazla ödemeler açıklatılarak ve varsa ilişkin belgeler getirtilerek, bu fazla ödemenin hangi alacağa karşılık geldiğinin tespitlenebilmesi halinde ilgili alacak kalemindeki alacak miktarından mahsup edilerek, bu fazla ödemenin hangi alacak kalemine ait olduğunun anlaşılmaması halinde kıstelyevm usulü uygulanmak sureti ile hüküm altına alınan alacak kalemleri arasında bölüştürülerek mahsup yapılarak sonuca gidilmesi gerekir. Ancak burada dikkate alınacak diğer husus, her ayın bordrosunda yapılan tahakkuk, bir başka aya ait alacaktan değil, bordronun ait olduğu aya ilişkin alacaklardan mahsup edilmelidir....

    Mahkemece, davalıya bu fazla ödemeler açıklatılarak ve varsa ilişkin belgeler getirtilerek, bu fazla ödemenin hangi alacağa karşılık geldiğinin tespitlenebilmesi halinde ilgili alacak kalemindeki alacak miktarından mahsup edilerek, bu fazla ödemenin hangi alacak kalemine ait olduğunun anlaşılmaması halinde kıstelyevm usulü uygulanmak sureti ile hüküm altına alınan alacak kalemleri arasında bölüştürülerek mahsup yapılarak sonuca gidilmesi gerekir. Ancak burada dikkate alınacak diğer husus, her ayın bordrosunda yapılan tahakkuk, bir başka aya ait alacaktan değil, bordronun ait olduğu aya ilişkin alacaklardan mahsup edilmelidir....

    Mahkemece, davalıya bu fazla ödemeler açıklatılarak ve varsa ilişkin belgeler getirtilerek, bu fazla ödemenin hangi alacağa karşılık geldiğinin tespitlenebilmesi halinde ilgili alacak kalemindeki alacak miktarından mahsup edilerek, bu fazla ödemenin hangi alacak kalemine ait olduğunun anlaşılmaması halinde kıstelyevm usulü uygulanmak sureti ile hüküm altına alınan alacak kalemleri arasında bölüştürülerek mahsup yapılarak sonuca gidilmesi gerekir. Ancak burada dikkate alınacak diğer husus, her ayın bordrosunda yapılan tahakkuk, bir başka aya ait alacaktan değil, bordronun ait olduğu aya ilişkin alacaklardan mahsup edilmelidir....

    Mahkemece, davalıya bu fazla ödemeler açıklatılarak ve varsa ilişkin belgeler getirtilerek, bu fazla ödemenin hangi alacağa karşılık geldiğinin tespitlenebilmesi halinde ilgili alacak kalemindeki alacak miktarından mahsup edilerek, bu fazla ödemenin hangi alacak kalemine ait olduğunun anlaşılamması halinde kıstelyevm usulü uygulanmak sureti ile hüküm altına alınan alacak kalemleri arasında bölüştürülerek mahsup yapılarak sonuca gidilmesi gerekir. Ancak burada dikkate alınacak diğer husus, her ayın bordrosunda yapılan tahakkuk, bir başka aya ait alacaktan değil, bordronun ait olduğu aya ilişkin alacaklardan mahsup edilmelidir....

    Mahkemece, davalıya bu fazla ödemeler açıklatılarak ve varsa ilişkin belgeler getirtilerek, bu fazla ödemenin hangi alacağa karşılık geldiğinin tespitlenebilmesi halinde ilgili alacak kalemindeki alacak miktarından mahsup edilerek, bu fazla ödemenin hangi alacak kalemine ait olduğunun anlaşılmaması halinde kıstelyevm usulü uygulanmak sureti ile hüküm altına alınan alacak kalemleri arasında bölüştürülerek mahsup yapılarak sonuca gidilmesi gerekir. Ancak burada dikkate alınacak diğer husus, her ayın bordrosunda yapılan tahakkuk, bir başka aya ait alacaktan değil, bordronun ait olduğu aya ilişkin alacaklardan mahsup edilmelidir....

    İş Kanunu’nun 63 maddesindeki düzenlemeye göre denkleştirme işleminde iki aylık süre içinde işçinin haftalık ortalama çalışma süresinin normal haftalık çalışma süresini aşmaması gerekir ve denkleştirme için belirlenen süre başta belirlenen ve değiştirilmeyen bir süredir. Bu sürenin başlangıç ve bitiş saatlerinin işveren tarafından da belirlenmiş olması gerekir. Somut uyuşmazlıkta; anılan yasal düzenlemeye uygun denkleştirme yapılmadığı, denkleştirme süresinin ve bu süre içindeki günlük ve haftalık çalışma sürelerinin belirlenmediği anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir. Ara dinlenme 4857 sayılı İş Kanununun 68 inci maddesinde düzenlenmiştir. Anılan hükümde ara dinlenme süresi, günlük çalışma süresine göre kademeli bir şekilde belirlenmiştir....

    İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkeme tarafından itirazlarının herhangi bir gerekçe açıklanmaksızın dikkate alınmadığını, son halde açık bir hata yapılarak hatalı hesaplamanın hükme konu edildiğini, Zira taraflar arasında imzalanmış olan İş sözleşmesinin 4/a maddesi gözden kaçırıldığını bu maddede "Personele ödenen ücrete yılda 100 saate kadar fazla mesai ücreti dahildir" hükmünün yer aldığını, Bilirkişi tarafından şirket iş yerinde uygulanan denkleştirme çalışmasının gözden kaçırıldığını, tanık beyanlarının görgüye dayalı olmadığını, Kabul anlamına gelmemek kaydı ile davacının herhangi bir alacağı bulunuyor olsa dahi gerek denkleştirme usulü ile yapılan çalışma gerekse 100 saate kadar yapılan fazla mesainin maaşa dahil olması ve diğer itirazları dikkate alındığında bedelin çok daha az olmasının gerektiğini, Davacının yıllık izin alacağının bulunmadığını, bordroların ve banka ödeme kayıtlarının bulunduğunu, davacının işçilik alacağı olmaması...

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; Davanın kabulü ile tarafların TMK'nın 166/3 maddesi gereğince anlaşmalı olarak boşanmalarına, tarafların müşterek çocuğu SAMİ ATALAY'ın velayetinin taraflar üzerinde ortak bırakılmasına, müşterek çocuğun fiilen davalı baba yanında kalmasına, anne ile çocuk arasında şahsi ilişki tesisine, tarafların birbirlerinden nafaka, maddi ve manevi tazminat, eşya alacağı, altın alacağı, katılma alacağı, değer artış payı alacağı, katkı payı alacağı, denkleştirme alacağı, mal rejiminden kaynaklı hak ve alacak talebi ile davalının ayrıca müşterek çocuk yönünden nafaka talebi bulunmadığından bu hususlarda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesi ile; boşanmak istemediğini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

    mesai alacaklarını kabul ettiğini, denkleştirme iddiasında bulunduğunu, fakat bu iddiasımn son bilirkişi raporunda bahsedildiği üzere herhangi bir delile dayanmadığından geçersiz olduğunu, o halde artk hakkaniyet indiriminin uygulanmasının hatalı olacağını, fazla mesai alacakları ve izin alacakları dava dilekçesi ekinde sundukları yazılı delil kapsamındaki fazla mesai ve alacak izin dokümanları ve tanık anlatımları ile doğrulandığım, ayrıca davalı tarafın bu dökümanlara itirazda bulunmadığı için de bu belgeler ile fazla mesai alacağının sabit olduğunu ileri sürmüştür....

    UYAP Entegrasyonu