Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki acentelik sözleşmesinin feshi nedeniyle denkleştirme tazminatı alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü: Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir. Davacı fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile 5.000,00 TL için belirsiz alacak davası açmıştır....
Yargılama aşamasında alınan bilirkişi heyeti kök raporunda, cari hesabın en son işlem gördüğü 02/07/2018 tarihi itibarıyla davacının davalıdan 1.053,29 TL alacağı bulunduğu, acentelik ilişkisi sona erdikten sonra da davacının portföyünde olup, davalı yan tarafından poliçeleri düzenlenmeye devam olunan müşterilerle ilgili belgelerin dosyaya ibrazı ve mahkemece yeniden dosyanın tevdi halinde değerlendirme yapılabileceği, denkleştirme ilkesi gereğince son 5 yıllık faaliyet ortalaması alındığında 34.738,34 TL tazminat talep edilebileceği kanaati bildirilmiş, ek raporda ise acentelik sözleşmesinin feshi için 3 aylık süre şartına uyulduğu, 02/07/2018 tarihi itibarıyla davacının davalıdan 1.053,29 TL alacağı bulunduğu, acentelik ilişkisinden sonra davacı portföyünde olup, davalı tarafından düzenlenmeye devam olunan 103 adet poliçeler dahil davacının davalıdan 7.781,45 TL alacaklı olduğu, denkleştirme ilkesi gereğince davacının komisyon isteyebileceğine karar verilirse denkleştirme ilkesi gereğince...
Yargılama aşamasında alınan bilirkişi heyeti kök raporunda, cari hesabın en son işlem gördüğü 02/07/2018 tarihi itibarıyla davacının davalıdan 1.053,29 TL alacağı bulunduğu, acentelik ilişkisi sona erdikten sonra da davacının portföyünde olup, davalı yan tarafından poliçeleri düzenlenmeye devam olunan müşterilerle ilgili belgelerin dosyaya ibrazı ve mahkemece yeniden dosyanın tevdi halinde değerlendirme yapılabileceği, denkleştirme ilkesi gereğince son 5 yıllık faaliyet ortalaması alındığında 34.738,34 TL tazminat talep edilebileceği kanaati bildirilmiş, ek raporda ise acentelik sözleşmesinin feshi için 3 aylık süre şartına uyulduğu, 02/07/2018 tarihi itibarıyla davacının davalıdan 1.053,29 TL alacağı bulunduğu, acentelik ilişkisinden sonra davacı portföyünde olup, davalı tarafından düzenlenmeye devam olunan 103 adet poliçeler dahil davacının davalıdan 7.781,45 TL alacaklı olduğu, denkleştirme ilkesi gereğince davacının komisyon isteyebileceğine karar verilirse denkleştirme ilkesi gereğince...
Bu şekilde davacının bir kısım ubgt ücretine hak kazandığı, anlaşılmış olup, bilirkişi raporunda brüt 1.429,02 TL ubgt alacağı hesaplandığı, %30 hakkaniyet indirimi ile davacının brüt 1.000,31 TL UBGT alacağı talep edebileceği kabul edilmiştir. Bu nedenlerle dosya kapsamında ki bilirkişi raporunun denetime elverişli olduğu kabul edilerek, kısmi eda külli tespit şeklinde belirsiz alacak davasına konu edilen alacak kalemleri yönünden dava dilekçesinde bildirilen tutarlar yönünden dava tarihinden itibaren, artırılan miktarlar yönünden ise ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesi yönünde davanın kısmen kabulüne ilişkin aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir. Reddedilen kısımlar hakkaniyet indiriminden kaynaklandığı için, davacı aleyhine reddedilen kısımlar yönünden yargılama giderleri hesaplanmamıştır. "gerekçesiyle hüküm verildiği anlaşılmaktadır....
Sigorta AŞ'den denkleştirme (portföy) tazminatı olarak 30.000,00 TL ve 3 aylık muhtemel kazancı olarak 30.000,00 TL'nin tahsilini ve davalı .... AŞ'den denkleştirme (portföy) tazminatı olarak 1.000,00 TL ve 3 aylık muhtemel kazancı olarak 3.000,00 TL'nin tahsilini talep etmiştir....
Dava; iş sözleşmesinden kaynaklanan yıllık ücretli izin alacağı, UBGT alacağı, fazla mesai alacağı, prim alacağı, mobbing tazminatı, asgari geçim indirimi alacağının davalı taraftan tahsili istemlidir. SGK kayıtları ve dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek davacının davalı işveren nezdindeki hizmet döneminin 02.10.2000- 27.02.2019 tarihleri arasını kapsadığı tespit edilmiştir. Eldeki dosyanın 2019/81 E üzerinden hem işe iade hemde alacak davası olarak açıldığı anlaşılmakla, eldeki dosya yine Mahkememiz 2019/81 E üzerinden tefrik edilerek 2019/93 Esasını almıştır. Belirtilen 2019/81 E sayılı dosya üzerinden İşe İade verilmiş olup, davacının ayrıca boşta geçen 1 aylık süre alacağı ile işe başlatmama tazminatı taleplerini 100 er TL üzerinden harçlandırdığı dikkate alınarak mevcut talepler bakımından karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir....
HD'nin 23/10/2020 tarih 2018/2124 Esas ve 2020/1040 Karar sayılı kararları ile 6102 sayılı TTK m.122/4'ün "Denkleştirme isteminden önceden vazgeçilemez. Denkleştirme istem hakkının sözleşme ilişkisinin sona ermesinden itibaren 1 yıl içinde ileri sürülmesi gerekir." şeklindeki hükmü ile öngörülen 1 yıllık hak düşürücü sürenin dava açmak için değil ve fakat denkleştirme tazminatının borçlusu kişiye başvurmak için öngörüldüğü içtihat edilmiştir. İhtilaf, davalı tarafın sözleşmeyi feshinin (olağan fesih dahil) haklı olup olmadığı, ve fesih haksız ise davacı acentenin denkleştirme tazminatı talep hakkı olup olmadığı ve varsa miktarının tespiti noktalarında toplanmaktadır. Ancak denkleştirme tazminatının hesabı hukuk bilgisi dışında özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden HMK m.266 kapsamında talep üzerine veya resen bilirkişi deliline başvurulabilmesi mümkündür. Taraflar arasında ... 17....
Davalı vekili, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağı, davacının dava açmadan önce denkleştirme tazminatı talebi içerir ihtarname keşide ettiğini ve ihtarnamede denkleştirme tazminatı olarak 7.500.000 USD talep ettiğini belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece toplanan delillere göre; davacının, dava açılmadan önce davalıya gönderdiği ihtarnamede tazminat miktarını 7.500.000 USD olarak gösterdiği, buna rağmen davayı 10.000 TL üzerinden açmasının yasanın amacına aykırı olduğu, davacıya asgari 7.500.000 USD dava değeri üzerinden eksik harcı ikmal etmesi için verilen kesin sürede harcın ikmal edilmediği gerekçesiyle dava şartı yokluğu sebebiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Denkleştirme (TMK m. 230) hariç, tasfiyeye konu malvarlığında katkı tarihine göre değer kaybı söz konusu ise, katkının başlangıçtaki değeri esas alınır (TMK m. 227/1). Böyle bir malın daha önceden elden çıkarılmış olması halinde hâkim, diğer eşe ödenecek alacağı hakkaniyete uygun olarak belirler (TMK m. 227/2). Değer artış payı alacağı talep edebilmek için, parasal ya da para ile ölçülebilen maddi veya hizmet değeriyle katkıda bulunulmalıdır. Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden (TMK m. 229) ve denkleştirmeden (TMK m. 230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının (TMK m. 219) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK m. 231) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır (TMK m. 236/1)....
Somut olayda, taraflar arasındaki iş sözleşmeleri ile denkleştirme usulü ile çalışma kararlaştırılmış, davalı tarafça bir kısım haftalık çalışma programları sunulmuştur. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise tanık beyanlarına itibar edilerek fazla mesai alacağı hesaplanmıştır. Kayıt olan dönemler açısından kayıtlara göre yukarıdaki ilkeler ışığında hesaplama yapılması gerektiğinin gözetilmemesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 11/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....