Ancak, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, yardım nafakasının niteliği ve özellikle davacının almakta olduğu burs ile davalının gelir durumu nazara alındığında mahkemece davacı için takdir edilen nafaka miktarı çok olup Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamış ise de; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden bu yöne ilişen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 1.fıkrasındaki “200 TL”’ rakamının çıkartılarak yerine “100 TL” rakamının yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 13.09.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Aile mahkemesinin 08.04.2014 tarihli ilamı ile lehine ziynet eşyalarının iadesi yönünde karar verildiğini, verilen karar ile önceki eşinin kendisine dava dilekçesinde sayılı olan ziynet eşyalarını aynen teslim ettiğini, davalı-karşı davacı erkeğin kadının elinde toplu şekilde ziynet olduğunu bildiğini, zor durumda olduğundan bahisle bu ziynetleri kadından borç olarak istediğini ve kadının da aile içinde huzursuzluk çıkmaması için bu ziynetleri davalı-karşı davacı erkeğe verdiğini ve geri alamadığını iddia ederek, harcını yatırmak suretiyle alacak talebinde bulunmuştur. Bu talep, aile hukukundan kaynaklanmayıp, genel hükümlere tabi olup, görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. Bu nedenle, bu talep yönünden Asliye Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, aile mahkemesinin davanın esasına girip yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....
Bu durumda, mevzuatlarda yapılan değişiklikler ile nöbet ücretlerinin ödenmesi konusunda artık Türk uyruklu tabip, diş tabibi ve eczacı meslek mensuplarından bir farkı bulunmayan davacı hakkında, nöbet ücretlerinin tarafına ödenmesine ilişkin talebi reddeden davalı idare işleminin iptaline ilişkin Mahkeme kararının sonucu itibariyle hukuka uygun olduğu anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin reddiyle .... İdare Mahkemesince verilen ve hüküm fıkrası itibariyle hukuka uygun bulunan kararın yukarıda belirtilen gerekçeyle onanmasına, temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 03/03/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Dava açıldığı tarihte 6100 sayılı HMK yürürlükte bulunup, fazla mesai çalışmasından kaynaklı işçilik alacakları istemli davanın belirsiz alacak davası veya kısmi dava olarak açılması mümkündür. Bu gibi durumlarda davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığından söz edebilmek için dava dilekçesinde açıkça buna dayanıldığının belirtilmesi ve talebe konu alacak için asgari bir miktar gösterilmesi gerekmektedir. Somut uyuşmazlıkta, dava dilekçesinde davanın belirsiz alacak davası olduğuna dair hiçbir belirtme yapılmadan ve fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak dava açıldığı görülmektedir. Bu durum karşısında, davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığından söz edilemez. Dava dilekçesindeki açıklamalara göre dava niteliği itibariyle kısmi davadır. Sonradan davacının davayı belirsiz alacak davası olarak nitelemesi sonuca etkili değildir....
ücretlerinin ve AGİ ücretlerinin tarafına ödenmediği için iş akdini eylemli olarak feshettiğini, bu durumu da şifahen davalıya bildirdiğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, işçilik alacak ve tazminatlarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti: Davacı vekili, davacının davalı işyerinde 01.01.1995-14.02.2012 tarihleri arası ütücü olarak 1.070,00 TL net ücret ile çalıştığını, bir öğün yemek ve servis hizmeti verildiğini, haftanın 5 günü 07:30-17:45 arası, cumartesi 07:30-13:30 arası çalıştığını, fazla çalışma ücretlerinin ödenmediğini, davacının her yıl 15 gün yıllık izin kullandığını, kullanmadığı izin ücretlerinin ödenmediğini, bayram günü çalışma ücretlerinin ödenmediğini, davacının ve diğer bölüm çalışanlarının zam yapılmama nedenini müdüre sorduğunu, zam yapılması için sendika üyesi olmaları mı gerektiğinin beyanı sonrasında haksız gerekçeler öne sürülerek iş sözleşmesinin sözlü olarak 14.02.2012 tarihinde feshedildiğini...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi - K A R A R - Dava, gayrimenkul alımı nedeniyle verilen kapora bedelinin iadesi istemli başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup davacının sıfatına, uyuşmazlığın niteliğine ve kambiyo hukukundan kaynaklanan bir ihtilaf bulunmamasına göre dosyanın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 13. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 26.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
TL ...ücreti adı altında tek taraflı kesintiler yapıldığını, sigorta ücretlerinin ve ... ücreti adı altında yapılan kesintileri davalı banka ispatlayamadığından kesin olarak iadesine karar verildiğini, 6102 sayılı TTK Prim iadesine ilişkin 1419 maddesinde "Sigorta sözleşmesi sona erdiği takdirde kanunda aksi öngörülmemişse işlemeyen günlere ait ödenmemiş primler sigorta ettirene geri verilir hükmü bulunmaktadır."Müvekkilim adına ödenmiş bir sigorta primi olmadığından bu haksız ücretlerin iadesi gerekeceğini, davalı banka müvekkilinin her ay hesabından aylık post ücreti ve üye iş yeri aylık ücreti adı altında kesintiler yapmasına rağmen davalı banka haricinde hiçbir bankanın uygulamadığını, toplam ... TL hizmet bedeli adı altında kesintiler yapıldığını, sözleşmenin hiçbir maddesinde müvekkili ile müzakere edilmemiş bu ücretin iadesi gerekeceğini, bu nedenlerle itirazın iptaline %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine ve takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Mahkemece; davacının, 1. ve 3. dönem çalışmaları birleştirilerek son giydirilmiş ücret üzerinden kıdem tazminatı hesaplanıp, işverence yapılan tazminat ödemesi de faizi ile mahsup edilmiş ise de, ilk dönemin sonunda kıdem tazminatı ödemesi yapılması ve çalışma dönemleri arasında uzun aralıklar dikkate alındığında, 1. dönemin tasfiye ile son bulduğunun kabulü ile 1. ve 3. dönem çalışmalarının ayrı ayrı değerlendirilerek, varsa 1. dönem için fark kıdem tazminatı ile 3. dönem için ayrıca (1. dönem çalışması eklenmeksizin) kıdem tazminatına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde sonuca gidilmesi de yerinde değildir. 3- Davacı 2013 yılı Haziran ve Temmuz ayı asgari ücretlerinin ödenmediğini ileri sürerek alacak talebinde bulunmuştur....
ASLİYE HUKUK (TÜKETİCİ) MAHKEMESİ TARİHİ : 10/12/2014 NUMARASI : 2014/291-2014/577 Uyuşmazlık, davacı tarafından daval bankadan kullanılan tüketici kredisi nedeniyle ödenilen dosya vd. kredi kullandırma ücretlerinin iadesi istemine ilişkindir. Davanın niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 13.Hukuk Dairesinindir. 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren 6644 sayılı Yasanın 2.maddesi ile değiştirilen 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60.maddesi uyarınca temyiz incelemesini yapacak daire belirtilmek üzere dosyanın Hukuk İş Bölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine, 04.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....