Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sulh Hukuk ve İstanbul 3 Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, gayrimenkul satış vaadinden kaynaklanan tescil istemine ilişkindir. Beyoğlu 3. Asliye Hukuk Mahkemesince, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesindeki satış bedeline göre görevsizlik kararı verilmiştir. Beyoğlu 2. Sulh Hukuk Mahkemesi ise taraflar arasındaki ilişkinin 4077 Sayılı Kanun kapsamında kalması nedeniyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. İstanbul 3....

    Bu nedenledir ki, bir kısım kazandırmalar, bağışa benzese de kazandırmanın salt bağışlama amacıyla yapılmaması nedeniyle bağışlama olarak nitelendirilemez. Ahlaki bir ödevin yerine getirilmesi de bağışlama sayılmaz (TBK 285/3). Evlilik birliğinin ömür boyu süreceği inancının hakim olduğu düşünceyle, ortak yaşamı ve geleceği güvence altına almak amacıyla, beraberlikten doğan dayanışmayla ve karşılıklı güvene dayanarak, örf ve adete uygun olarak eşlerin birlikte yatırım yapmaları bağış olarak değerlendirilemez. Eşler arasında dayanışma, güven ve sadakat esastır. Gelecekte aile üyelerinin yararlanacakları beklentisiyle birlikte malvarlığı edinme çabaları, eşlerden birinin sebepsiz zenginleşmesiyle sonuçlanmamalıdır. Bu açıklamalar nedeniyle, devredene ağır yükümlülük getiren kazandırmanın bağış olarak değerlendirilmesi için, bağış amacını taşıyan davranış ve iradenin duraksamaya yer vermeyecek şekilde olması gerekir....

      İİK.’nın 283/II maddesine göre de iptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahıs nakden tazmine (davacının icra takibindeki alacak ve ferilerinden fazla olmamak üzere) mahkûm edilmesi gerekir. Bu ihtimalde 3. kişinin sorumlu olduğu miktar, elden çıkarılan malın o tarihteki gerçek değeridir. Bir başka anlatımla dava ve tasarrufa konu malı elinde bulunduran şahsın kötü niyetli olduğunun kanıtlanamaması halinde dava tümden reddedilmeyip borçlu ile tasarrufta bulunan şahıs tasarrufa konu malı elinden çıkardıkları tarihteki gerçek değeri oranında ve alacak miktarı ile sınırlı olarak tazminata mahkum edilmesi gerekir....

        Bu itibarla mahkemenin üçüncü şahıs üzerindeki tapu kaydının iptali ile borçlu adına tapuya tesciline dair kararı usul ve yasaya uygun değildir. 3-Ayrıca tasarrufun iptali davalarında tarifeye göre hesaplanacak karar ve ilam harcının takip konusu alacak miktarı ile tasarruf konusu malların tasarruf tarihindeki değerlerinden hangisi az ise o değer üzerinden belirlenmesi gerekir. Dava konusu olayda taşınmazın tasarruf tarihindeki değeri alacak miktarından daha azdır. Bu durumda karar ve ilam harcının taşınmazın satış tarihindeki değeri üzerinden hesaplanması gerekirken yazılı şekilde harç hesabı doğru görülmemiştir. Ne var ki (2) ve (3) numaralı bentlerde belirtilen hususlar yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden, kararın HUMK’nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması gerekir....

          ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 13/09/2022 NUMARASI : 2022/60 ESAS-ARA KARAR DAVA KONUSU : Alacak (Sebepsiz Zenginleşmeye Dayalı) KARAR : Erzin 1....

          ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 11/11/2020 NUMARASI : 2017/953 ESAS, 2020/875 KARAR DAVA KONUSU : Alacak KARAR : Taraflar arasındaki alacak davasında; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulduğundan, Dairemiz Başkanı Necip Baş tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda; GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacıya ait Genç Yaklaşım ünvanlı iş yerinin davacıya ait hisse bedelinin 475.000,00 TL olarak belirlendiğini, bu bedelin 90.000,00 TL'si nakit, 105.000,00 TL'si çek, 60.000,00 TL'si iade edilen çekler ve 40.000,00 TL'si de cari hesaptan kaynaklanan borç alarak ödendiğini, geriye toplam hisse bedeli olarak 175.000,00 TL kaldığını ve 22 pay devredildiğini belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla...

          HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL/TENKİS Taraflar arasında görülen davada; Davacı ..., mirasbırakan annesi ...’in maliki olduğu 392 ada 19 parsel sayılı taşınmazdaki 6 no’lu bağımsız bölümünü davalı cemiyete bağışladığını, son derece değerli olan taşınmazın bağışama sözleşmesinde değerinin düşük gösterildiğini, bağışlama sözleşmesinden önce mirasbırakan için aldırılan raporun sadece iki psikiyatri uzmanı tarafından düzenlendiğini, işlem tarihinde yaşlı olan mirasbırakanın fiil ehliyetinin bulunmadığını, bağışlama sözleşmesinin mirasbırakandan alının genel vekaletname ile yapıldığını, bağışlama işleminin hukuka ve ahlaka da uymadığını ileri sürerek, tasarrufun iptalini, mümkün olmazsa saklı paylarının tayini ile bu tutarın ödenmesini istemiştir....

            Bilindiği üzere, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 285. maddesinde bağışlama sözleşmesi “bağışlayanın sağlararası sonuç doğurmak üzere, malvarlığından bağışlanana karşılıksız olarak bir kazandırma yapmayı üstlendiği sözleşme” olarak tanımlanmış, 290. maddesinde de koşullu bağışlamaya yer verilmiş buna göre; “bağışlamanın bir koşula bağlanarak” yapılabileceği ifade edilmiştir. 288. maddesinde “bir taşınmazın veya taşınmaz üzerindeki ayni bir hakkın bağışlanması sözü vermenin geçerliliği ancak resmi şekilde yapılmış olmasına bağlıdır”, “şekle uyulmaması sebebiyle geçersiz olan bağışlama sözü verme, bağışlayan tarafından yerine getirildiğinde elden bağışlama hükmündedir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 17.05.2007 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davalı ... yönünden kabulüne, diğer davalı yönünden reddine dair verilen 09.07.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Yerel mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler, yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine uygun olduğu gibi özellikle Borçlar Kanununun 258. maddesi uyarınca bağışlama akdinin ancak resmi senetle yapılmış ise muteber bulunmasına, taşınmazın davalılara bağışlama suretiyle temlik edildiği kanıtlanamaması bu haliyle şartların var olup olmadığının araştırılması gerekmemesine göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda...

                Mahkemece, davalılar arasındaki akrabalık nedeniyle satış işleminin bağışlama hükmünde olduğu ve satış bedeli ile taşınmazın gerçek değeri arasında fahiş fark bulunduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu