Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu ceza, uygulama ve doktrindeki söyleyişiyle “dönme cezası” veya “ifa’yı engelleyen ceza”dır. Dönme cezası, Borçlar Kanunu’nun 158/son maddesinde düzenlenmiş olup, amacı ceza ödemek suretiyle sözleşmeden dönmeyi sağlamaktır. Bu suretle taraflardan biri sözleşmede kendisine tanınan bu hakkı kullanarak, yani, ceza ödeyerek sözleşmedeki borcundan kurtulur. Kısaca ifade etmek gerekirse, sözleşmenin vaad borçlusu olan davalı ve karşı davacıların dönme cezası ödemek suretiyle sözleşmedeki edimi ifa’dan kaçınmaları mümkündür. Nitekim, karşı davacılar bu konudaki isteklerini 17.03.2006 tarihli dilekçelerinde mahkemeye sunmuş, ancak davacı vekili 12.05.2006 tarihli dilekçesinde bu isteğe savunmanın genişletildiği sebebiyle muvafakat etmemiştir....

    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …İdare Mahkemesince; davacının milletvekili genel seçimi sonrası milletvekili olamaması üzerine 298 sayılı Kanun hükümlerine göre görevine geri dönme isteminin yeniden atama usulüne tabi olduğu, bu şekilde bir atama isteminde bulunulması halinde değerlendirmenin bakan tarafından yapılması gerektiği, bakanın bu yetkisini devrettiğine yönelik bilgi ve belgenin dava dosyasında bulunmadığı, … Valiliği İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından tesis edilen dava konusu işlemde yetki yönünden hukuka uyarlık bulunmadığı, öte yandan, davacının göreve dönme istemi hakkında işbu karar gereği yetkili idare tarafından bir değerlendirme yapılarak işlem tesis edileceğinden, bu aşamada yoksun kalındığı ileri sürülen parasal haklara ilişkin bir karar verilmesine yer olmadığı gerekçesiyle, dava konusu işlemin iptaline, yoksun kalındığı ileri sürülen parasal haklar hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....

      Alınan bilirkişi raporunda eserin onarım bedeli belirlenmiş ise de, onarım ile kullanılıp kullanılamayacağı açıkça belirlenmediğinden, bu husus da ek rapor alınarak, eserin kullanılamayacak kadar ayıplı olmadığının tespit edilmesi halinde onarım bedeli belirlenerek bu miktara hükmedilmesi, eserin kabule zorlanamayacak kadar ayıplı olduğunun tespiti halinde ise sözleşmeden dönme hakkının kullanımının kabulü ile şimdiki gibi eserin iadesi ve bedele hükmedilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme ile sözleşmeden dönme talebinin kabulü ile bedelin iadesine karar verilmesi doğru olmadığından, verilen kararın temyiz eden davalı lehine bozulması gerekmiştir....

        Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraf arasında imzalanan 05/01/2018 tarihli Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesinde yetkili mahkeme İzmir olarak belirlendiğini, bu nedenle yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, gayrimenkul satış vadi sözleşmesinden 8 ay 12 gün sonra dönme bildiriminde bulunulduğunu, tüketici mevzuatına uygun olarak sözleşmenin alıcının sözleşmeden 6 ay ile 12 ay arasındaki dönemde dönmesi durumunda satıcı alıcıdan KDV hariç satış bedelinin %6 'sı kadar dönme tazminatı tahsiline yetkisi bulunduğunu, sözleşmenin 05/01/2018 tarihinde imzalandığını, davacının 17/09/2018 tarihinde ihtar ile dönme bildiriminde bulunduğunu, müvekkilinin 19/09/2018 tarihinde tebliğ aldığını, müvekkili tarafından dönme tazminatı tahsil edilmek suretiyle 180 günlük süre içinde iade edildiğini, bu nedenle davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir....

        DAVA Davacı, davalılardan müteahhit ... ile aralarında adi yazılı bir taşınmaz satış sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme gereğince 45.000 USD ödeme yapıldığını, yapılan ödeme karşılığında davalı ...' in keşideci, diğer davalının kefil olarak imzasının yer aldığı bir teminat senedinin düzenlendiğini, taşınmazın teslim edilemediğini, bu nedenle sözleşmeden dönme hakkını kullanmak istediğini belirterek şimdilik 100 USD nin davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiş, ıslah ile talebini artırmıştır. II. CEVAP Davalılar, davacının belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararı bulunmadığını, davanın usulden, görev yönünden, zaman aşımı yönünden ve neticeten esastan reddine karar verilmesini dilemişlerdir. III....

          ANTALYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ YEDİNCİ HUKUK DAİRESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İncelenen Kararın Mahkemesi : Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi Tarihi: 04/04/2019 Davanın Türü: Alacak(Eser Sözleşmesi ) İlk derece mahkemesince verilen karar istinaf edilmekle dairemiz üyesi tarafından hazırlanan rapor okunduktan ve dosya kapsamı incelendikten sonra yapılan müzakere sonucu gereği düşünüldü; I....

            . - DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 21/09/2021 KARAR TARİHİ : 02/06/2022 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 06/06/2022 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda; Dosya incelendi....

              Oysa, somut olayda az yukarıda açıklanan nedenlerle her iki taraf da kusurlu bulunduğundan, yüklenicinin kâr kaybına ilişkin alacak isteminin reddi yerine kabulü doğru olmamıştır. 2-Sözleşmenin 15.maddesinde kararlaştırılan ceza Borçlar Kanunu’nun 158/son maddesinde düzenlenen dönme cezasıdır. Dönme cezası ile sözleşmeden dönülmesinde kusuru olmayan tarafın meydana gelen tüm zararlarının karşılanması amaçlanmıştır. Akdin feshine her iki yan da kusurlu olduğundan, yüklenicinin dönme cezasına yönelik isteminin de reddi yerine, kabulüne karar verilmesi isabetli olmamıştır. 3-Akdin feshedildiği tarihe kadar taraflar arasında 6 adet hakediş düzenlenmiştir. Fesih tarihinden önce düzenlenen 1’den 5’e kadar olan hakedişlerde gösterilen imalât taraflarca kabul edilmiştir....

                Dava; ayıplı araç nedeniyle, sözleşmeden dönme ve bedel iadesi ile uğranılan zararın giderilmesi talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince; davacının sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebinin kabulüne, sair taleplerinin reddine karar verilmiştir. Dosyanın istinaf sebepleri ile birlikte HMK nun 355. maddesi çerçevesinde incelenmesi sonucunda; Davacının talebinin ayıplı araç nedeniyle sözleşmeden dönme ve bedel iadesi ile birlikte uğradığı maddi zararların giderimi talebine yönelik olduğu, aracın kilometresinin düşürülmesi nedeniyle, aracın ayıplı olduğu, söz konusu ayıptan satıcının ayıbı bilmese dahi sorumlu olduğu, ancak ilk derece mahkemesinin, davacının ıslah dilekçesinde, maddi zarara yönelik talebinin de bulunduğu dikkate alındığında, ilk derece mahkemesinin davacının taleplerinden bir kısmı hakkında hüküm kurmadığı anlaşılmaktadır. Bu tespite göre ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya aykırı olarak verildiğinden kaldırılması gerekmektedir....

                  "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı ... vekili ve ... tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi (dönme), tapu iptâli ve tescil istemlerine ilişkindir. Davacı arsa sahibi, her ne kadar dava dilekçesinin talep kısmında açık biçimde fesih talebinde bulunmamış ise de, davada devredilen tapuların iptâl ve tescili BK.nun 108. maddesi uyarınca istendiğine göre, bu talebin içerisinde, sözleşmeden dönme talebinin de bulunduğu açık olduğundan, mahkemece fesih hakkında bir hüküm kurulmadan tapuların iptâl ve tesciline karar verilmesi doğru olmamıştır. Öte yandan, davalılardan Hakan, 4/8 arsa payını dava dışı ...’den satın almıştır....

                    UYAP Entegrasyonu