” (geriye etkili) olarak nitelendirilebileceği, her iki taraf da tacir olduğundan, "sözleşmeden dönme" iradesinin TTK m. 18/3 hükmünde yazılı emredici şekillerden biriyle yapılmaması gerektiği, ancak bu şekilde yapılan bir dönme irade beyanı bulunmadığı, dolayısıyla sözleşmenin dönme ile tasfiye sürecine girmediği, ayakta olduğu, bu durumda davacının ödemiş olduğu bedeli geri isteyemeyeceği, kaldı ki eserin teslim tarihinin belirli olması sebebiyle dönme yönündeki bozucu yenilik doğuran irade beyanı neticesinde TBK m. 125/son, c. 1 hükmünce “daha önce ifa ettiği edimleri geri istediği”, yani ödediği bedelin TBK m. 77/son “sebebin ortadan kalması” dolayısıyla sebepsiz zenginleşme hükümlerince iadesini talep edebilmesi için TBK 123. maddesi uyarınca davacının davalıya mehil vermesi gerektiği, ancak bu hususun da somut olayda gerçekleşmediği dolayısı ile sebepsiz zenginleşme hükümlerinin de uygulanamayacağı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.Davacı vekili istinafında, dava dilekçesini...
Mahsuplaşmada, takastan farklı olarak iki ayrı alacak bulunmamaktadır. Buna göre, alacak miktarından tenzil edilecek değer, karşı alacak olmayıp, gerçek alacağı bulmak üzere hesaplanan alacaktan indirilmesi gereken bir bedeldir. Somut olayda davaya konu istem sözleşmenin ilgili kısmının geçersizliği sebebi ile dönme hukuki sonuçlarına bağlı olup, mahsup talep edilen gecikme bedelinin ise sözleşmedeki farklı bir düzenleme kapsamında talep edilen ayrı bir alacak bedeli olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre teknik anlamda mahsuba konu olamayacağı anlaşılan talebe itibar edilememiş, davalının ek rapor talebi reddedilmiştir. Dava öncesi dönem için temerrüt faizi istenebilmesinin temel koşulu, borcun belli bir günde ödenmesi taahhüt edilmemişse, borçlunun temerrüde düşürülmesidir. Eldeki davada, davalı borçlunun TBK'nun 117. maddesinde öngörülen şekilde temerrüde düşürüldüğü ileri sürülmemiş ve bu yönde herhangi bir delil bildirilmemiştir....
Belirsiz alacak davası açılabilmesi için gerekli şartlar bulunmakla birlikte davacı açmış olduğu davanın kısmi dava olduğunu belirtmiş ise, bu hâlde mahkeme davayı, kısmi dava olarak kabul edip yargılamayı sürdürmelidir. Üçüncü bir ihtimal olarak davacı davasının belirsiz alacak davası olduğunu mahkemeye bildirmiş olmakla birlikte belirsiz alacak davasının koşulları bulunmuyor ve fakat kısmi dava açılabilmesi mümkün ise, bu durumda, mahkemece, açılmış olan dava, doğrudan bir ara kararıyla bir kısmi dava olarak nitelendirilmek suretiyle görülüp karara bağlanmalıdır. (Hukuk Genel Kurulunun 17.11.2020 tarih ve 2019/17- 853 E.-2020/907 K. Sayılı kararı) Somut olayda, davacı vekili başlangıçta belirsiz alacak davası açtığını belirtmiş, taleplerinden sadece sözleşmeden dönme nedeniyle ödediği bedelin iadesi istendiğinden bu miktar belirlenebilirdir. Diğer kalemler ise değişebileceğinden alacak kalemlerinin belirsiz olduğunun kabulü gerektiğinden yerel Mahkeme kararı yerinde değildir....
Çekişme; uyarlama koşullarının oluşup oluşmadığı ve oluştu ise davacıya ödenecek alacak miktarının tespiti noktalarında toplanmaktadır. 6098 sayılı TBK'nın 138/1 fıkrasına göre; "Sözleşmenin yapıldığı sırada taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum, borçludan kaynaklanmayan bir sebeple ortaya çıkar ve sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olguları, kendisinden ifanın istenmesini dürüstlük kurallarına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştirir ve borçlu da borcunu henüz ifa etmemiş veya ifanın aşırı ölçüde güçleşmesinden doğan haklarını saklı tutarak ifa etmiş olursa borçlu, hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme, bu mümkün olmadığı takdirde sözleşmeden dönme hakkına sahiptir. Sürekli edimli sözleşmelerde borçlu, kural olarak dönme hakkının yerine fesih hakkını kullanır." Yine aynı kanunun 480.maddesine göre "Bedel götürü olarak belirlenmişse yüklenici, eseri o bedelle meydana getirmekle yükümlüdür....
Bu yönüyle itirazın iptali davalarının alacak davalarından farklı bir yönü bulunmamaktadır. Davacı alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için davalı borçlunun itirazında haksız olması ve alacağın likit olması gerekir. Alacağın likit olmasından kasıt, alacağın belirlenebilir olmasıdır. Bunun yanında davalı borçlu yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için alacaklının takibinde haksız olması ve kötü niyetli olması gerekir. Somut olayda taraflar arasında 11/12/2017 tarihinde 3 adet gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi imzalanmıştır. Sözleşmelerin incelenmesinde, sözleşmenin 14. maddesinde davacı alıcıya dönme hakkı tanınmıştır. Buna göre davacı alıcının sözleşmenin imzalanmasından sonra 24 ay içinde gayrimenkulün teslim edilmemiş olması şartıyla hiçbir gerekçe göstermeden sözleşmeden dönme hakkı bulunmaktadır....
ASLİYE HUKUK MAHKEMES TARİHİ : 04/02/2022 (ARA KARAR) NUMARASI : None DAVA KONUSU : Alacak KARAR : NİĞDE 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'nin istinafa konu edilen 04/02/2022 tarih ve 2022/44 E ara kararına karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; ayıplı mal (arsa vasıflı taşınmaz) satışı iddiası nedeniyle, sözleşmeden dönme, sözleşmeden dönme nedeniyle ödenmiş olan bedelin, tapu harçlarının, ihale karar ... Bedelinin vs, bedellerinin ödeme tarihlerinden itibaren işlemiş faiziyle birlikte davalıdan tahsilini (şimdilik 1.000,00 TL), sözleşme nedeniyle ödenecek olan taksitlerinin dava tarihinden itibaren ihtiyati tedbiren durdurulmasını talep etmiştir....
Davanın Hukuki Sebebi: Türk Borçlar Kanunu(TBK)'nun 227.maddesindeki; " Satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hâllerde alıcı, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir: 1.Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, 2.Satılanı alıkoyup ayıp oranında -------- indirim isteme. 3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme. 4. İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme. Alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır. Satıcı, alıcıya aynı malın ayıpsız bir benzerini hemen vererek ve uğradığı zararın tamamını gidererek seçimlik haklarını kullanmasını önleyebilir. Alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir....
Alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir. Satılanın değerindeki eksiklik satış bedeline çok yakın ise alıcı, ancak sözleşmeden dönme veya satılanın ayıpsız bir benzeriyle değiştirilmesini isteme haklarından birini kullanabilir.” şeklinde düzenleme mevcuttur. Somut olayda davacının davalıdan 08.05.2013 tarihinde ... marka ... Kabinsiz ATS li jeneratör 4700-USD ye alınmış ve ürüne sözleşmenin 9. Maddesi ile 2 yıl garanti verilmiştir.Davacı tarafından satın alınan kabinsiz dizel jeneratör 21.10.2013 tarihinde 77.96 saatlik aktif çalışma sonucunda ana ekipmanlarda (tambur kırığı,alternatör arızası ,yağ kaçırma,kablo bağlantı yıpranmaları,boya hasarı)arızalar meydana geldiğinden davalı firmaya onarım için teslim edilmiş ve onarımdan sonra davacı tarafından teslim alınmamıştır....
Davacının sözleşmeden dönme talebinin kabulü ile aracın davacı tarafından davalıya teslimine ve davacının ödediği bedelin davalı tarafça iadesine hükmedilmiştir. TBK'nın 227. maddesinde ise satılanın ayıplı olması halinde alıcının seçimlik hakları; "satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme, aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, imkan varsa satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme" olarak belirlenmiştir. TBK 228.maddesinde; "Alıcıya ayıplı olarak devredilmiş olan satılanın ayıptan, beklenmedik hâlden veya mücbir sebepten dolayı yok olması veya ağır biçimde zarara uğraması, alıcının sözleşmeden dönme hakkını kullanmasını engellemez. Bu durumda alıcı, satılandan elinde ne kalmışsa onu geri vermekle yükümlüdür....
Dava, ayıp nedeniyle sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebine ilişkindir. Davacı vekili davalı şirketin ithalatcısı olduğu, 2015 model Hyundai marka aracın dava dışı Maslak Otomotiv San. Ve Tic. A.Ş'den satın aldığını, bu aracın üretimden kaynaklı ayıplı çıktığını belirterek eldeki davayı açmış olup, davalı vekili ise davanın reddini talep etmiştir. 6502 sayılı Kanun'un 11. Maddesinde; "(1) Malın ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda tüketici; a) Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, b) Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme, c) Aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, ç) İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme, seçimlik haklarından birini kullanabilir....