Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı ürünlerin ayıplı olduğunu belirtmiş olup süresinde ayıp ihbarında bulunduklarını savunmuş ise de buna ilişkin her hangi bir belge dosyaya sunmamıştır. Davalının sunduğu e posta yazışması ayıp ihbarının yapıldığını ispata yeterli değildir. Bilirkişi raporuna göre ayıpların bir kısım açık ayıp bir kısmı yıkama ile ortaya çıkan gizli ayıp niteliğindedir. Davalıda savunmasında ürettirilen konfeksiyon ürünlerinin okul öğrencilerine satıldığını (okulların açılması ile) ürünlerin ayıplı olduğuna ilişkin velilerin bildirimi üzerine ayıplı olduğunun tespit edildiğini, bir kısım ürünlerin geri alındığını, kalan ürünlerin satılmadığını belirtmiş ise de ayıp ihbarına ilişkin davacı yükleniciye süresinde ihbarda bulunduğunu ispatlayamadığından ürünlerin ayıplı olduğuna ilişkin savunması yerinde değildir....

    de; taraflar arasındaki sözleşmenin eser sözleşmesi niteliğinde olduğu ve davalının bu makineyi davacını siparişine istinaden özel olarak imal ettiği, davacının ayıpsız misli ile değiştirilmesine ilişkin talebinin yerinde olmadığı, makine bedelinin ödenmesini talep edebileceği, davalı sözleşmede davacıya 1 yıl garanti vermiş olduğundan, davacının sözleşmeden dönmeye hak kazanabilmesi için davalıya ayıp ihbarında bulunma yükümlüğü bulunmadığı, bir an için davacının ayıp ihbarın bulunmakla yükümlü olduğu kabul edilse bile, davacının 23.05.2018 tarihli ihtarnamesi ile yasal süresi içinde ayıp ihbarında bulunduğu, davacı/alıcı, ayıp nedeniyle sözleşmeden haklı olarak dönmüş olduğundan, talebi gibi, 631.250 TL'lik satım bedelinin iadesini talebe hak kazandığı, davacının ihtarnamede bedelin iadesini talep etmediği, davalının dava tarihi itibariyle temerrüde düştüğü, makinenin çalıştırılmaması nedeniyle uğranılan zararın tazminine ilişkin talebinden davacının feragat ettiği belirlenmekle davanın...

      Ayıp ihbarının yazılı olarak yapılması zorunlu olmayıp süresinde ayıp ihbarının yapıldığı her türlü delille ve tanık beyanıyla dahi kanıtlanabilir. HMK nın 266....

        Bu nedenle konusunda uzman bilirkişi marifetiyle keşif yapılarak yukarıda belirtilen açıklamalar doğrultusunda davalının eksik ve ayıp savunması incelenerek , ayıplı hususlar bakımından ayıbın açık ayıp mı gizli ayıp mı olduğunun belirlenmesi, süresinde ayıp ihbarının yapılıp yapılmadığının bu ayırıma göre değerlendirilmesi, ayrıca davalının sistemin çalışmadığına yönelik savunmasının ayıbın kullanılamayacak derecede veya kabule zorlanamayacak derecede olup olmadığı hususunun incelenmesini de gerektirmektedir....

          Mahkemece, taraflar arasında akdedilen fason sözleşmesinde teslime ilişkin herhangi bir tarihin bulunmadığı; teslim edilen mallara ilişkin ayıp iddiasının sözleşme hükümlerine göre yerinde olmadığı ve ayrıca ayıpların davalı fasoncuya iadeli taahhütlü mektupla bildirilmesi sözleşme gereği olduğu halde açıklanan yolla ayıp ihbarında bulunulmadığı, gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiştir. Mahkemece verilen karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava dosyası kapsamındaki taraf açıklamaları, ... tarafından başlatılan icra takibi bilgileri, İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2005/905 E. sayısında kayıtlı dava dosyasına sunulan 24.02.2007 günlü bilirkişi kurulu raporu değerlendirildiğinde; ...’ın, yanlar arasındaki “adi yazılı” şekilde yapılan “Fason İş Sözleşmesi”ne dayalı olarak ödenmeyen iş bedelini takip konusu yaptığı ve takip borçlusu iş sahibi şirketin itirazı sebebiyle .......

            Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirme ile meydana çıkarılamayacak bir ayıp bulunması halinde, bu ayıp sonradan meydana çıkarsa, bu durumu da hemen satıcıya bildirmediği takdirde yine satılanı bu ayıp ile birlikte kabul etmiş sayılır. O halde, gizli ayıpların, dava zamanaşımı süresi içinde ve ayıp ortaya çıktıktan sonra hemen (dürüstlük kuralına uygun olan en kısa sürede), ihbar edilmesi; ayıbın açık mı, yoksa gizli mi olduğunun tayininde ise, ortalama (vasat) bir tüketicinin bilgisinin dikkate alınması, gerekmektedir. Buna göre; satılan maldaki ayıp iddiası konusunda mahkemece bir araştırma ve inceleme yapılmadığı, davalılar tarafından dükkanın hali hazır durumu ile davacıya satıldığı ve davacının yeterli incelemeyi yapmaması, davalıların da projeye aykırı satış yapmaları nedeni ile her iki tarafın da kusurlu olduğu gerekçesi ile yazılı şekilde karar verildiği anlaşılmaktadır....

              'ye karşı açılan davanın ise ileri sürülen ayıpların site otoparkı ile yeşil alanlara ilişkin ileri sürülen ayıpların açık ayıp, metrekare eksikliğinin ise sonradan ortaya çıkan gizli ayıp niteliğinde olduğu, davacının açık ve gizli ayıpla ilgili ihbar yükümlülüğünü süresi içinde yerine getirmediği ve buna ilişkin delil sunamadığı gerekçesiyle esastan reddine, karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacının, yemin deliline yönelik temyiz itirazlarına gelince; Dava, satın alınan iki adet dairenin ve site otoparkı ile yeşil alanların ayıplı ve eksik olarak teslimi sebebiyle oluşan ayıp oranında bedelde indirim istemine ilişkindir....

                Davalı, ayıp ve eksik bulunmadığını, ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını bildirerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, taşınmazın bu haliyle ayıplı olduğu gerekçesiyle tespit edilen ve davacı tarafından ıslah edilen bedel üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir. Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 4077 sayılı TKHK.’nun 4. maddesinin 2. fıkrası hükmüne göre; tüketici, malın teslimi tarihinden itibaren otuz gün içerisinde açık ayıpları satıcıya bildirmekle yükümlüdür. Tüketici bu durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir....

                  O halde davacı koltuk takımındaki gizli ayıplar sebebiyle diğer seçimlik haklarını kullanabilir....

                  Davalı vekili; davacının talebinin zamanaşımına uğradığını, ayıp sebebiyle uğranılan zarara ilişkin kalemlerin açıklanmadığını, dava konusu taşınmazda ayıp bulunmadığını,kaldıki davacının taşınmazı gezip görerek satın aldığını savunarak davanın reddini dilemiştir....

                  UYAP Entegrasyonu