Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

- K A R A R - Davacı vekili, davalı arsa sahipleri ile davacı arasında imzalanan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi süresi dolmadan, arsa sahiplerinin, diğer davalı ile sözleşme imzaladığını ileri sürerek, inşaata müdahalelerinin meni, davalılar arasındaki sözleşmenin feshini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklandığı, 6502 Sayılı Yasa hükümlerine göre Tüketici Mahkemesi'nin görevli olduğu gerekçesiyle, mahkemenin görevsizliğine ve dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiştir. Karar, davalı...vekili tarafından temyiz edilmiştir....

    Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu işin gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Asıl dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklı imalât bedeli alacağının tahsili ve kâr kaybı zararının tazmini; karşı dava ise arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshedildiğinin tespiti, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi şerhinin terkini ve menfi zararın tazmini istemlerine ilişkindir. Davacı-karşı davalı yüklenici, davalılar-bir kısım karşı davacılar ise arsa sahipleridir. Davacı-karşı davalı vekili, taraflar arasında 05.10.2006 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi ve 16.02.2007 tarihli tadil sözleşmesi akdedildiğini, sözleşmeye konu taşınmazın, arsa sahiplerince ifraz edilerek ... ada ... ve ... parsel olarak ikiye ayrıldığını, ... parselin ... Beldesi'nde, ... parselin ......

      Kararı, davacı temyiz etmiştir. ...- Dava, davacı adına kayıtlı bir adet taşınmaz üzerinde bulunan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi şerhinin kaldırılması istemine ilişkindir. Davacı arsa sahibi, diğer arsa sahipleriyle birlikte davalı yüklenici arasında düzenlenen ....06.2005 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereği yapılması kararlaştırılan inşaatın tamamlandığını, ayrıca elektrik, su ve doğalgazın bağlandığını, tüm dairelere daire sahipleri veya kiracıların taşındığını ileri sürerek, sözleşme gereği kendisine ait bulunan ve tapuda adına kayıtlı olan ... nolu bağımsız bölüm üzerindeki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi şerhinin kaldırılmasını talep etmiş, mahkemece yukarıda belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir. Yüklenicinin sözleşmeden kaynaklanan tüm edimleri, tüm arsa sahipleri bakımından yerine getirilmeden, tapudaki şerh kaldırılmamalıdır....

        A.Ş. vekili, 02.06.2010 tarihli protokolün şekil şartına uyulmadan yapılması nedeniyle geçersiz olduğunu, davacının arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi nedeniyle üzerine düşen edimleri yerine getirmediğini savunarak davanın reddini istemiştir. Davalı ... vekili, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi madde 5'te belirtilen arsaların belediyeden satın alınmaması nedeniyle davacının talep edebileceği bir hakkının bulunmadığını, kaldı ki protokolün 3. maddesinde kararlaştırılan ödeme şartının da gerçekleşmediğini savunarak davanın reddini istemiştir....

          Bu tür sözleşmelerde arsa sahibinin, 6502 Sayılı Kanun bakımından ifade edilen tüketici tanımına uymadığı açıktır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde arsa sahibi açısından güdülen amaç arsasını değerlendirmektir. Bu nedenle arsa sahibinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalarken güttüğü saikin 6502 Sayılı Kanun'da tanımlanan tüketicinin saikinden farklı olduğu gözden kaçırılmamalıdır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerine konu işin üst düzey teknolojiyi gerektirmesi, sözleşme kapsamında taşınmaz satış vaadi ve inşaat sözleşmelerinin de bulunduğu nazara alındığında, 6502 Sayılı Kanun'da, kanun koyucunun salt kullanma ve tüketme amacına yönelik mutafak, dolap yaptırmak, araç tamiri yapmak gibi dar kapsamlı eser sözleşmelerini kastettiği, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinin ise bu kapsamda olmadığının kabulü gerekir....

            Bunun için de arsa maliki ile yüklenici arasında düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince yüklenicinin borçlarının neler olduğunun sözleşme hükümleri çerçevesinde incelenip değerlendirilmesi gerekmektedir. Davacının arsa sahibi ile yüklenici arasında düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince yükleniciye bırakılması kararlaştırılan bağımsız bölümü yükleniciden temlik alması halinde arsa sahibini ifaya zorlayabilmesi için bazı koşulların varlığı gerekir. Türk Borçlar Kanununun 188. maddesi gereğince; "Borçlu, devri öğrendiği sırada devredene karşı sahip olduğu savunmaları, devralana karşı da ileri sürebilir." Buna göre temliki öğrenen arsa sahibi, temlik olmasaydı önceki alacaklıya (yükleniciye) karşı ne tür defiler ileri sürebilecekse, aynı defileri yeni alacaklıya (temlik alan davacıya) karşı da ileri sürebilir....

              TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının, dava konusu Konya ili Selçuklu İlçesi Molla Gürani Mahallesi 28967 Ada, 9 Parsel B Blok Kat:5 21 numaralı bağımsız bölümü, davalı yükleniciler ile arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi akdeden dava dışı arsa sahibi Fahri Erdemir’den satın alarak arsa sahibinin tüm hak ve alacaklarına külli halef olduğunu, davalıların 31/12/2010 tarihinde iskan ruhsatı da alarak daireleri anahtar teslim olarak teslim etmeyi yükümlenmiş olmalarına rağmen süresinde iskan ruhsatı alamadıklarını sözleşme ve mimari projede, otopark ve yangın merdiveni yapılması taahhüt edilmişken davalılar tarafından bunca zamandır bu eksikliklerin yapılmadığını, davalılarla ile arsa sahipleri arasında yapılan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin 4....

              Arsa sahibi ile aralarında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi bulunan yükleniciden, sözleşmede ona bırakılması kararlaştırılan bağımsız bölümü temlik alan üçüncü kişinin arsa sahibini (borçluyu) ifaya zorlayabilmesi için bazı koşulların varlığı gerekir. Gerçekten, Borçlar Kanununun 167. maddesi gereğince; “Borçlu, temlike vakıf olduğu zaman; temlik edene karşı haiz olduğu defileri, temellük edene karşı dahi dermeyan edebilir.” Buna göre temliki öğrenen borçlu, temlik olmasaydı önceki alacaklıya karşı ne tür defiler ileri sürebilecekse, aynı defileri yeni alacaklıya (temlik alan üçüncü kişiye) karşı da ileri sürebilir. Temlikin konusu, yüklenicinin arsa payı karşılığı arsa sahibi ile yaptığı sözleşme uyarınca hak kazandığı gerçek alacak ne ise o olacağından, temlik eden yüklenicinin arsa sahibinden hak kazanmadığını üçüncü kişiye temlik etmesi arsa sahibi bakımından önemsizdir....

                Dava, arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmesi uyarınca yükleniciye bırakılması kararlaştırılan bağımsız bölümün temlik alınması nedeniyle kişisel hakka dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmeleri taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükler. Öncelikle üzerine inşaat yapılacak arsayı yükleniciye teslim etmesi gereken arsa sahibi, yüklenicinin karşı edimini yerine getirmesinden sonra da yükleniciye sözleşmeye uygun arsa veya kurulmuşsa kat irtifak tapusunu devretmekle yükümlüdür. Yüklenicinin temel borcu ise eseri (binayı) meydana getirmektir. Bir bina inşasından maksat, o yapının sözleşmeye, fen kurallarına ve amacına uygun imal edilmesidir....

                  Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri, 818 sayılı BK'nın 155 vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmelerinin kendine özgü bir türüdür. Bu sözleşmelerin bir tarafı arsa sahibi diğer tarafı yüklenicidir. Bu tür sözleşmelerde arsa sahibinin Tüketici Kanununda 3/1-(k) maddesindeki tüketici tanımına uymadığı anlaşılmaktadır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde arsa sahibi açısından güdülen amaç, kullanmak için konut edinmek değil arsasını değerlendirmektir. Bu nedenle, arsa sahibinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalarken güttüğü saikin 6502 sayılı Kanunda tanımlanan tüketicinin saikinden farklı olduğu gözden kaçırılmamalıdır. Bu durumda, davalılar, 6502 sayılı Kanunun 3/1-(k) maddesi uyarınca tüketici sayılamayacağından, eldeki davada uyuşmazlığın, HMK'nın 2. maddesi uyarınca genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... 12....

                    UYAP Entegrasyonu