Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Zira temlik edilen alacak, gerçek alacak ne ise ondan ibarettir. Kaldı ki, 09.01.2004 günlü arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin 7. maddesinde "her türlü vergi, resim, harç, sigorta primleri ve yapı kullanım belgesi alınması için gereken harçların yüklenici tarafından ödeneceği" hükmü bulunmaktadır. Açıklanan nedenlerle mahkemece yapılması gereken iş, Ankara Onsekizinci Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2006/166 esas sayılı dava dosyasının sonucunu beklemek, o davada arsa sahiplerinin hakları hükme bağlanıp kesinleşirse bu tutar ile birlikte iskan harç ve masrafları ile sigorta primlerinin tutarı da saptanıp arsa sahiplerine ödenmek üzere davacıya depo ettirmek, böylece arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin yerine getirilmeyen hükümleri davacı tarafından yerine getirilirse tescile hükmetmek, aksi takdirde davayı reddetmek olmalıdır. Eksik inceleme ve araştırmaya dayalı hükmün açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir....

    Temlikin konusu, yüklenicinin arsa payı karşılığı arsa sahibi ile yaptığı sözleşme uyarınca hak kazandığı gerçek alacak ne ise o olacağından, temlik eden yüklenicinin arsa sahibinden hak kazanmadığını üçüncü kişiye temlik etmesi arsa sahibi bakımından önemsizdir. Diğer taraftan, yüklenici arsa sahibine karşı öncelikli edimini tamamen veya kısmen yerine getirmeden kazanacağı şahsi hakkı üçüncü kişiye temlik etmişse, üçüncü kişi Borçlar Kanununun 81. Maddesi hükmünden yararlanma hakkı bulunan arsa sahibini ifaya zorlayamaz. Bu genel bilgilerden sonra somut olaya gelince; Arsa sahibi ile aralarında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi bulunan yüklenicinin şahsi hakkını üçüncü kişiye temliki halinde üçüncü kişinin ifa talep edip edemeyeceğinin saptanmasında öncelikle yüklenicinin edimini (eseri meydana getirme ve teslim borcunu) yerine getirip getirmediğinin, ardından sözleşme hükümlerindeki diğer borçlarını ifa edip etmediğinin açıklığa kavuşturulması zorunludur....

      Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca yüklenicinin 4 ve 6 numaralı daireleri anahtar teslimi suretiyle arsa maliki davacıya teslimini üstlendiği, inşaatın tamamlanmasına rağmen yapı kullanım izin belgesi alınmadığı, sözleşme uyarınca dairelerin yapı kullanım izin belgesi alınarak davacıya teslimi gerektiği ve yapı kullanım izin belgesi alınmadan davacının daireleri teslim almaya zorlanamayacağından gecikme nedeniyle sözleşmede belirlenen ceza alacağının doğduğu, takipte sehven bonoya dayanıldığı belirtilmesine rağmen takibin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklandığının anlaşılabildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile takibin 11.300,00 TL asıl alacak ve 647,00 TL işlemiş faiz üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren faiz uygulanmasına, asıl alacak üzerinden %40 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine...

        un borcu nedeniyle ipotek yükü ile yüklenmesi neticesinde mülkiyetinin borca mahsuben davalı bankaya geçtiğini ileri sürerek, sözleşme gereği müvekkilerine düşen 7 no'lu bağımsız bölümün davalı banka adına olan tapu kaydının iptali ile davacılar adına tescilini ve yapılan toplam 2.838,65 TL faydalı masrafların davalılardan avans faizi ile tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı ...Ş. vekili, davalı bankanın arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine taraf olmadığını, dolayısıyla bu sözleşmeye dayalı hak talebinde muhatap olamayacağını, ipotek tesis edildiği tarihte tapu kütüğüne şerh edilmiş satış vaadi sözleşmesi veya arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi şerhinin bulunmadığını, tapu kütüğüne güvenerek ipotek hakkı tesis ettirdiğini, hakkının korunması gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Davalı ..., davaya cevap vermemiştir....

          Somut olayda, taraflar arasındaki 11.08.2009 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi adi yazılı şekilde yapılmasına rağmen inşaatın tamamlanması sebebiyle geçerli hale gelmiştir. Bu nedenle mahkemenin sözleşmenin geçersiz olduğu yönündeki kabulünde isabet yoktur. Ayrıca, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan alacaklar TBK'nın 147/6. maddesi uyarınca beş yıllık zaman aşımına tabiidir. Davacı arsa sahibinin kendisine düşen bağımsız bölümleri başkasına satarak devretmesi, bağımsız bölümleri zımnen kabul ettiği anlamına gelmeyeceği gibi sözleşme gereği eksiklik nedeniyle tazminat istenmesine de engel değildir. Bu nedenle davacı arsa sahibi beş yıllık zaman aşımı süresi içerisinde eksik ifa nedeniyle alacak talebinde bulunabilir....

            - K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasında imzalanan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince, davalı yüklenicinin sözleşmeye aykırı inşaat yapması nedeniyle oluşan zararının tahsilini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklandığı, 6502 sayılı yasanın 2. ve 3/1 maddesine göre Tüketici Mahkemesi'nin görevli olduğu gerekçesiyle, mahkemenin görevsizliğine ve dava dilekçesinin dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

              Arsa sahipleri ile aralarında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi bulunan yüklenicinin şahsi hakkını üçüncü kişiye devretmesi (temlik etmesi) halinde üçüncü kişinin ifa talep edip edemeyeceğinin saptanmasında öncelikle yüklenicinin edimini (eseri meydana getirme ve teslim borcunu) yerine getirip getirmediğinin, ardından sözleşme hükümlerindeki diğer borçlarını ifa edip etmediğinin açıklığa kavuşturulması zorunludur. Davaya konu olayın, “alacağın devri ve borcun üstlenilmesi” işleminin hukuki niteliği, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde yüklenicinin borçlarının neler olduğu ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi hükümleri çerçevesinde incelenip değerlendirilmesi gerekmektedir. Alacağın devri ve borcun üstlenilmesi Türk Borçlar Kanununun 162 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Alacağın devri, alacağın ona bağlı bütün (yan ve öncelik) hakları ile birlikte devralana geçmesini sağlar ve bu işlem yapılırken borçlunun rızasının alınması gerekmez....

                Bir iş görerek eseri meydana getirmek ve meydana getirilen eseri iş sahibine teslim etmek (arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde, binayı sözleşmeye, amacına ve fen ve sanat kurallarına uygun imal ederek arsa sahibine teslim etmek) yüklenicinin ana borcudur. Kural olarak da aslolan sözleşmenin kararlaştırıldığı şekilde eksiksiz ifasıdır. Aksi halde, sözleşmeden beklenen yararlar dengesi bir taraf aleyhine bozulur. Böyle bir durumda da bir taraf edimini yerine getirmiş kabul edilemez; Yukarıda belirtilen ilkeler ve yapılan açıklamaların ışığında somut olayın arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi hükümleri çerçevesinde incelenip değerlendirilmesine gelince; davalı arsa sahibi, yüklenicinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi ile kararlaştırılan edimlerini yerine getirmediğini bu nedenle davacının tescil isteyemeyeceğini savunmuş, ... 3 Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/213 Esas sayılı dosyası ile bu davada eksik teslim edilen m2 nedeniyle talepte bulunduğunu belirtmiştir....

                  Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri 818 sayılı Mülga Borçlar Kanunu'nun 355 vd. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 470 vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmelerinin kendine özgü bir türüdür. Bu sözleşmelerin bir tarafı arsa sahibi diğer tarafı yüklenicidir. Bu tür sözleşmelerde arsa sahibinin tüketici Kanununda 3/k maddesindeki tüketici tanımına uymadığı açıktır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde arsa sahibi açısından güdülen amaç, arsasını değerlendirmektir. Bu nedenle arsa sahibinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalarken güttüğü saikin 6502 sayılı Yasada tanımlanan tüketicinin saikinden farklı olduğu gözden kaçırılmamalıdır....

                    Arsa sahibi ile aralarında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi bulunan yüklenicinin şahsi hakkını üçüncü kişiye temlik etmesi halinde üçüncü kişinin ifa talep edip edemeyeceğinin saptanmasında öncelikle yüklenicinin edimini (eseri meydana getirme ve teslim borcunu) yerine getirip getirmediğinin, ardından sözleşme hükümlerindeki diğer borçlarını ifa edip etmediğinin açıklığa kavuşturulması zorunludur. Arsa sahibi ile aralarında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi bulunan yükleniciden sözleşmede ona bırakılması kararlaştırılan bağımsız bölümü temlik alan üçüncü kişinin, arsa sahibini (borçluyu) ifaya zorlayabilmesi için öncelikle temlik işlemini ve işlemin sıhhatini kanıtlaması gerekir. Fakat temlik işlemi kanıtlanmış olunsa da ifa talebinin muhatabı olan arsa sahibi ifaya derhal uymak zorunda değildir....

                      UYAP Entegrasyonu