Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : İstinaf eden davacı dilekçesiyle; muris Neriman'ın öz amcası tarafından evlat edinildiğini, amcasının muris evlatlıktan önce öldüğünü, murise ölünce geride altsoyun kalmadığını, evlatlık muris de ölünce kendisinin de mirasçı olması gerektiğini ileri sürerek, yerel mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLER : HMK. TMK. ve tüm dosya kapsamı. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, mirasçılık belgesi verilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece davacının mirasçı olmaması sebebiyle talebin reddine karar verilmiştir. Türk Medeni Kanunu 500. maddesinde ;" Evlâtlık ve altsoyu, evlât edinene kan hısımı gibi mirasçı olurlar. Evlâtlığın kendi ailesindeki mirasçılığı da devam eder. Evlât edinen ve hısımları, evlâtlığa mirasçı olmazlar." düzenlemesi bulunmaktadır....

Öte yandan, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 500 maddesinde evlatlık ve altsoyun, evlat edinene kan hısmı gibi mirasçı olacağı, evlatlığın kendi ailesindeki mirasçılığının da devam edeceği, evlat edinen ve hısımlarının evlatlığa mirasçı olmayacakları düzenlenmiştir. Somut olayda, muris ...’in kendisinden sonra ölen kızı ...’dan sonra 26.08.2005 tarihinde ölen damadı ...’un çocukları olduğundan bahisle ...’un mirasçı olarak gösterildikleri, ne varki anılan kişilerin baba adlarının ... olmadığı, nüfus kaydının açıklamalar kısmında “......

    Sanık hakkında tayin olunan ve kısa süreli olmayan 1 yıl 8 ay hapis cezasının 5237 sayılı TCK.nun 51. maddesi uyarınca ertelenmesine karar verilmiş bulunmasına göre, 5237 sayılı TCK.nun 53/1. maddesi uyarınca hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak belli hakları kullanmaktan yoksun bırakmaya karar verilirken, anılan yasa maddesinin 3. fıkrasının "Mahkum olduğu hapis cezası ertelenen veya koşullu salıverilen hükümlünün kendi altsoyun üzerindeki, velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yukarıdaki fıkra hükümleri uygulanmaz" amir hükmü dikkate alınarak bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi, Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden ve bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden 5320 sayılı yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK.nun 322. maddesi uyarınca, hüküm fıkrasının 9....

      HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2019/1266 KARAR NO : 2019/1288 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : YERKÖY ASLİYE (AİLE) HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 20/03/2019 NUMARASI : 2019/58 E - 2019/225 K DAVA KONUSU : vlenmenin İptali KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 20/07/2015 tarihinde evlendiklerini, davalının evlenmeden önce sara (epilepsi) hastalığını müvekkilinden gizlediğini, evliliğin karşılıklı güven ilişkisine dayandığını ve önemli olan ve altsoyun sağlığını ağır tehlikeye sokan hastalığın gizlenmesinin davacının güvenini sarstığını, bu nedenlerle TMK 'nun 149/2, 150/2. maddeleri gereğince nispi butlan ile malul olan evliliğin iptaline olmadığı takdirde TMK 166/1 maddesi gereğince evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, 20.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      TMK'nın 613.maddesisinde;"Altsoyun tamamının mirası reddetmesi halinde, bunların payı sağ kalan eşe geçer" hükmü yer almaktadır. Bu düzenlemede yer alan"Altsoy" teriminin içine, bütün birinci zümre hısımları girmez. Yalnız mirasbırakanın ölümüyle doğrudan doğruya ve birinci derecede yasal mirasçı olan alt soyu, yani evlatları girer....

      Dava konusu olaya gelince; dava kapsamına göre, davacının öğrenci olduğu ve anne-babasıyla aynı çatı altında birlikte yaşadığı dönemde, pazarcılık yapan babasına yardım ettiği, tarafların müşterek babası Nazım tarafından önce arsanın alındığı ve daha sonraki yıllarda üzerindeki binanın yapıldığı anlaşılmaktadır. 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun; “Altsoyun denkleştirme alacağı” kenar başlıklı 370. maddesinde, “Ana ve baba veya büyük ana ve baba ile birlikte yaşayan ve emeklerini ya da gelirlerini aileye özgüleyen ergin altsoylar, buna karşılık uygun bir bedel isteyebilirler....

        nın mirası altsoyun tamamı olan ... tarafından reddolunmuş olup .//.. 2013/19822-2014/17242 -2- TMK'nun 613. maddesi uyarınca bunların miras payı sağ kalan eş ve yasal mirasçı olan ...'ya geçtiğinden ve böylece miras bırakan ....'nın mirası tamamen eşi ...'ya ait olduğundan davacıların mirasçılık sıfatları bulunmamaktadır. Dosya içerisinde bulunan .... Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 07.03.2013 tarih, 2013/262 Esas-2013/288 Karar sayılı miras bırakana ait veraset belgesinde davacıların mirasçı gösterilmiş olmaları da bu durumu değiştirmemektedir. Zira ..... Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 07.03.2013 tarih, 2013/262 Esas-2013/288 Karar sayılı miras bırakana ait veraset belgesi verilmesine ilişkin dava hasımsız olarak açılmış olup, hasımsız verilen veraset belgeleri HMK'nun 303. maddesi anlamında kesin hüküm oluşturmayıp, aksi sabit oluncaya kadar geçerli sayılan belgelerden sayılır....

          Aynı Kanun'un 613. maddesinde ise, "Altsoyun tamamının mirası reddetmesi halinde, bunların payı sağ kalan eşe geçer" denilmiştir. TMK.nun 636. maddesi uyarınca “Mevcudu borçlarını ödemeye yetmeyen terekenin tasfiyesi, Sulh Hukuk Mahkemesinde iflas hükümlerine göre yapılır” hükmüne yer verilmiştir. Saptanan bu somut ve hukuki olgular karşısında, en yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddedilmiş ve bu sebeple iflas hükümlerine göre tasfiyeye tabi duruma gelmiş terekenin TMK.nun 612. maddesinin atıfta bulunduğu TMK.nun 636. maddesi gereğince iflas hükümlerine göre, tasfiyesi konusunda gerekli değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerekirken konuyla ilgisi bulunmayan TMK.nun 633. maddesindeki süre gözetilerek davanın reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır. TMK'nun 612 ve atıfta bulunduğu aynı Kanunun 636. maddesi gereğince yapılacak terekenin resmi tasfiyesi herhangi bir süreye bağlı tutulmamıştır....

            Mustafa Dalğın'ın dahili davacı olarak eklendiğini, bir önceki celse olan 15/12/2010 tarihli celsede sadece muvafakat etmesine rağmen 30/12/2010 tarihli celsede evlat edinmek istediğini beyan ettiğini, dava konusu dosyada evlat edinilmek istenen küçüğün (Ayşenur Korkmaz) her ne kadar "davacı T5 ile dahili davacı Mustafa Dalğın'ın birlikte evlat edinmelerine" şeklinde hüküm kurulmuşsa da; belirtilen dava dosyasında TMK'nın 318. maddesi gereği evlatlık edinilme aşamasında müvekkillerinin yani evlat edinenin alt soyunun rızaları alınmadan hüküm kurulduğunu, oysa ki; TMK'nın 315 ve devamı maddelerinde evlat edinmenin şekli ve usulünün belirtildiğini, 317 ve devamı maddelerinde ise yine kanunda belirtilen bu usule aykırı olarak evlat edinenin altsoyunun rızasının alınmaması durumunda usul ve esas açısından eksiklik olacağı ve bu rızası alınmayan alt soyun evlatlık ilişkisinin kaldırılmasının her zaman talep ve dava edebileceğinin belirtildiğini, ergin veya kısıtlıların evlat edinilmesinde altsoyun...

            Eş ve çocukların tamamının mirası reddetmeleri halinde murisin anne, babası ve kardeşleri ile torunları yasanın aradığı anlamda en yakın mirasçılardan kabul edilemez. .......TMK.nın 613 maddesinde ‘’Altsoyun tamamının mirası reddetmesi halinde, bunların payı sağ kalan eşe geçer’’ hükmü yer almaktadır. Murisin çocuklarının tamamı mirası reddettiklerine göre bunların payı torunlarına değil sağ kalan eşe gececektir. (Yargıtay 14. HD 11/01/2017 tarih 2016/7022 E. 2017/132 K) ..........TMK'nın 612. maddesinde yer alan "En yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddedilen miras sulh hukuk mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilir" hükmüne göre miras reddedilmiş olmakla tasfiyeye tabi tutulacağından takip murisin ikinci derece mirasçılarına yöneltilemez. Yani miras murisin ikinci derece mirasçısı olan anne ve kardeşlerine geçmemiştir.(Yargıtay 14....

            UYAP Entegrasyonu