Davalı ise, ortaklığın sona erdiğini ve tasfiyenin de yapıldığını 2007/158-4567 savunarak, buna ilişkin 11.11.2001 tarihli protokolü ve senetleri ibraz etmiş ise de, bu protokol ile Lastik bayiliğine ilişkin adi ortaklığın sona erdiği anlaşıldığı gibi, ibraz edilen ve davalı tarafından davacıya ödenen senetlerin de, dava konusu ortaklığa ilişkin olmadığı, davacı tarafından belirtilmiştir. Davacı dava dilekçesinde, dava tarihine kadar ödenmeyen kar payı ile birlikte, dava konusu ortaklığa koyduğu sermaye yi de talep etmiştir. Şu halde davacının kar payından, ayrı olarak, fiilen sona ermiş adi ortaklığın tasfiyesini de istediğini, kabul etmek gerekir. Adi ortaklığın tasfiyesinin bizzat Mahkemece yapılması gerekir. Davalı yönetici ortaktır. Bu nedenle BK'nun 530/2 maddesi gereğince hesap verme yükümlülüğü vardır....
yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, Adi ortaklık sıfatının adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi davasında ön şart olduğu hususu da dikkate alınarak; adi ortaklık ilişkisinin tespiti ve şirketin fesih ve tasfiyesi talebi yönünden A.A.Ü.T.ne göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Alacak talebi yönünden A.A.Ü.T.ne göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine....
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; ortaklık sözleşmesine göre üç ortağın kar ve zararda eşit oranda pay sahibi olduğunu, yıllardır ortaklığa konu işletmenin gelirlerinin giderlerini karşılayamaz olduğunu, davacı hakkında ihtarname ile 2006 yılının kirasını ödeyemedikleri için talepte bulunulduğunu, ortaklıktan ayrılmanın sözleşmede belirlendiğini, manevi tazminat şartlarının oluşmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Davalı ... vekili beyan dilekçesinde; davalı ...'nin masraflar nedeniyle elde edilen gelirden sürekli kendisine havele yapılmasını istediğini, müvekkilinin kar payı istemlerine tepki gösterdiğini, ciro edilmesine karşın müvekkiline ve davacıya kar payı vermediğini, ortaklık paralarını iade etmediğini, davacının gönderdiği paraların davalı ...'de olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir....
Bu ----- olarak kabul edilmesi halinde---- göre belirlene sürenin dolması ile adi ortaklığın kendiliğinden sona erdiğinin kabulü gerekmektedir. ---- adı geçen ----yılında kapandığı anlaşılmaktadır. --- varlığının kabulü halinde ortaklardan birinin ölümü ile de adi ortaklığın sona ermiş olduğunun kabulü gerekmektedir. Davacı --- davalı --- arasında ortak olduğu, ---- hisselerini devrederek ayrıldığı, bu şirkete karşı geçmişe dönük ortaklık payı kar payı talebi ile---- açtığı davanın reddedilerek kesinleştiği, davacının diğer şirketlerle adi ortaklığı olduğuna dair bir belge de olmadığı anlaşılmaktadır. Dosya kapsamına göre, davacının davalılarla adi ortaklığın varlığını ve devam ettiğini, ortaklık payı alacağı bulunduğunu ispatlayamadığı kanaatine varılmakla, davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....
Davacı vekili dilekçesinde; tarafların 11.12.2003 tarihinde müvekkilinin dükkanında internet cafe işletmek üzere adi ortaklık sözleşmesi yaptıklarını, ortaklık sermayesinin tamamının ayni ve nakdi olarak müvekkili tarafından karşılandığını, davalının tamamı müvekkilce karşılanan ve davalı payına düşen (katkı payı) kısımda müvekkilince ödenen sermaye karşılığı olarak müvekkiline ödemeyi tahahhüt ettiği 15.000 TL'yi ödemediğini, davalının ortaklığın kurulduğu tarihten itibaren müvekkiline hiçbir şekilde kar payı ödemediğini, denetim hakkını engellediğini belirterek, müvekkilinin koyduğu nakdi sermayenin, internet cafede mevcut tüm menkul eşyalardan oluşan ayni sermayenin bedellerinin alındığı gün rayici üzerinden hesap edilerek faizi ile birlikte, müvekkiline ait dükkanın kira bedeli alınmaksızın kullanılması nedeniyle 11.12.2003 tarihinden itibaren işleyen kira bedelleri ve faizleri ile birlikte hesap edilerek tamamı müvekkilince konulan toplam sermayenin, ortaklık nedeniyle ödenmeyen kar...
KARAR Davacılar, asıl ve birleşen davada Maltepe cezaevinin yapımı için davalı ile birlikte adi ortaklık oluşturduklarını, davalının yönetici ortak olduğu adi ortaklığa yaklaşık 4,5-5 milyon TL ödediklerini, başından beri ortaklığı yöneten davalının hesap vermekten kaçındığını, cezaevi inşaatının tamamlanarak dava dışı idareye teslim edildiğini ve bu suretle ortaklığın amacına ulaştığını, davalının kendilerine kar payı vermediğini ileri sürerek inşaatın tamamlanarak idareye teslimi nedeniyle adi ortaklık sözleşmesinin feshini, tasfiye bilançosu yapılarak verdikleri katılım payı ve adi ortaklığın hesaplanacak mal varlığından müspet bakiye kalması halinde %40 hisselerine tekabül eden miktara ilişkin olarak her bir davacı için fazlası saklı kalmak üzere 10.000 TL katılım payı ve 10.000 TL kar payı olmak üzere toplam 40.000 TL.nin tahsilini istemişler, 14.5.2009 tarihli ıslah dilekçesi ile de 9.544.428.08 TL.nin ödetilmesini talep etmişlerdir....
Adi ortaklık sözleşmesi, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir ( TBK. 620/1 md. ). Adi ortaklık sözleşmelerinde "şekil serbestisi" ilkesi uygulanmakta olup, ortaklık ilişkisinin sözlü olarak da kurulabilmesi mümkündür. Adi ortaklık sözleşmesinde şekil, ispat açısından önem arz etmektedir. İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir (HMK m.190/1). Taraflar arasında ortaklık ilişkisinin varlığına dair ihtilaf çıktığında, ispat yükü, ortaklık ilişkisinin varlığını iddia edene düşer. Adi ortaklık ilişkisi, TBK'nın 620 inci maddesinde de tanımlandığı gibi sözleşme temeline dayanmakta olup, aynı zamanda bir hukuki işlemdir. Bu nedenle, parasal sınırın üzerindeki ortaklık ilişkisinin varlığının ispatında, kural olarak, senetle ispat zorunluluğu geçerlidir....
Hukuk Dairesi 2024/34 esas 2024/409 karar sayılı ilamında: "..Dava adi ortaklık kar payı alacak talebine ilişkindir. Dosyaya sunulan ve tercümesi yapılmış sözleşme başlıklı belgede herbir ortağın ortaklık hissesi belirtilmiş,davacı hissenin ise %10 olarak yazıldığı anlaşılmıştır.Dava adi ortaklık iddiasına dayalı kar payı alacağının tahsiline yönelik olmakla,davacının bir süre SGK lı çalışan olmasının ,davada talep edilen kar payı alacağı yönünden davanın iş mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Kaldı ki işçilik alacağı talep edilmemiştir.Tarafların tacir olduğuna dair dosyada bilgi ve belge olmadığından, davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerektiğinden, mahkemenin davada iş mahkemesinin görevli olduğuna dair kararı usul ve hukuka uygun bulunmamıştır." gerekçesi ile mahkememiz kararını kaldırmıştır. Mahkememizce İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3....
HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 429 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki " Ortaklık sözleşmesinin feshi,katılım ve kar payının tahsili " davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Üsküdar Asliye 5.Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 1.10.2009 gün ve 84-224 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin 12.10.2010 gün ve 1039-13111 sayılı ilamı ile; ("...Davacılar, asıl ve birleşen davada Maltepe cezaevinin yapımı için davalı ile birlikte adi ortaklık oluşturduklarını, davalının yönetici ortak olduğu adi ortaklığa yaklaşık 4,5-5 milyon TL ödediklerini, başından beri ortaklığı yöneten davalının hesap vermekten kaçındığını, cezaevi inşaatının tamamlanarak dava dışı idareye teslim edildiğini ve bu suretle ortaklığın amacına ulaştığını, davalının kendilerine kar payı vermediğini ileri sürerek inşaatın tamamlanarak idareye teslimi nedeniyle adi ortaklık sözleşmesinin feshini, tasfiye bilançosu...
Mahkemece adi ortaklığın borcu nedeniyle takip yapıldığını, bu durumda haczin, ortağın borcu nedeniyle değil, bizzat adi ortaklığın borcu nedeniyle konulduğu gerekçesiyle şikâyet reddedilmiş, Özel Daire adi ortaklıkta, ortakların şahsi borçlarından dolayı takip yapılması hâlinde, ortağın ancak kar payı ve tasfiye payına haciz konulması mümkün olup, tüzel kişiliği bulunmayan ortaklığa ait mal veya alacak üzerine haciz konulamayacağı gerekçesi ile hükmü bozmuş yerel mahkeme takibin, ortağın şahsi borcu nedeniyle yapılmadığını, adi ortaklığın borcu nedeniyle, adi ortaklığın üçüncü kişideki hak ve alacağının haczini engelleyen yasa hükmü bulunmadığı gerekçesi ile önceki kararında direnmiştir....