Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Adi ortaklık sözleşmesi; geçerlilik şekli olarak, herhangi bir şekle bağlı değildir. Ancak, ispat şekli bakımından yasal delillerle kanıtlanması gerekir. Ayrıca, adi ortaklık ilişkisinde; bir ortak tarafından açılan alacak talebi, ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemini de kapsar. Somut olayda;mahkemece her ne kadar hatalı değerlendirme ile davalılar ......... Şti ile ... arasında düzenlenen 31/12/2011 tarihli "Ortak Girişimin Feshi'' başlıklı belge nazara alınmak suretiyle davalıların adi ortaklığı 31/12/2011 tarihinde oybirliğiyle sona erdirdikleri, ortaklığı oybirliğiyle tasfiye edip ibralaştıkları, davalı-borçlu şirketin ortaklıktan herhangi bir hak ve alacağı bulunmadığı, adi ortaklığın ortaklarca oybirliğiyle tasfiye edilmesi karşısında artık tasfiyenin ve borçlu şirketin kar ve tasfiye payının belirlenmesi yoluna gitmenin de mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de,eldeki dosya ile ...... 1. .........

    Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2009/530 esas sayılı dosyası ile bir alacak davası açıldığını ve bu davanın hala derdest olduğunu, adi ortaklığa dayanan alacak davalarında alacak isteminin aynı zamanda tasfiye istemini de kapsamakta olduğunu, zira tasfiye yapılmadan alacak talebinin sonuçlandırılamayacağının Yargıtay içtihatlarıyla da yerleşmiş durumda olduğunu, bu davada fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla 11.000,00 TL ortaklık ve kar payı ile 1.491,50 ceza şart talep edildiğini, kar payı talebinin ıslah yoluyla artırılarak 47.881,71 TL daha eklediğini ve böylece toplam ortaklık ve kar payı isteminin 58.881,71 TL'ye yükseldiğini, bu yargılamanın davasında nihai olarak taraflar arasındaki adi ortaklığın tasfiyesi aşamasına gelindiğini, açıklanan nedenlerle davanın HMK m.166 gereğince tarafları ve konuları aynı olduğundan aralarında bağlantı bulunması nedeniyle Ankara .......

      Bu durumda, davacının kar payına istinaden çeşitli firmalardan tahsil ettiği 12.023,00.-TL'yi (yada mahkemenin takdir edeceği miktarı) davalı şirkete iade etmesi gerektiği kanaatlerimizi görüşünüze sunarız. Nihai takdir ve değerlendirme sayın mahkemenize aittir.." şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE; 1-Dava adi ortaklık nedeniyle kar payı alacağı davasıdır. 2-Davacı taraf davalı şirket ile "Ortaklık Protokolü ..." başlıklı bir adi ortaklık sözleşmesi imzaladığını ve bu sözleşme ile davalının da dahil olduğu adil ortaklığın oluştuğunu, fakat aradan geçen sürede adi ortaklıktan kaynaklanan kar payı dağılımının yapılmadığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00TL alacak talebinde bulunmuştur. 3-Davalı tarafça ortaklık protokolü başlıklı belgenin geçerliliğinin bulunmadığını, tarafların daha sonra bu iradelerini sona erdirdiklerini, davacının davalıya bağlı işçi olarak maaş karşılığı çalıştığını, İzmir ......

        Somut olayda; davacı ... ile davalılardan ... arasında aktar dükkanının işletilmesi amacıyla adi ortaklık ilişkisinin kurulduğu sabit olup, eldeki asıl davanın kar payının tahsili istemiyle açıldığı; her ne kadar, kar payının diğer ortaktan tahsili isteminde bulunabilmek için ortaklığın tasfiyesi gerekmese de; davaya konu adi ortaklığın iştigal konusu olan aktar dükkanının 27/11/2018 tarihi itibariyle kapatılmış olması nedeniyle ortaklık amacının gerçekleşmesinin imkansız hale geldiği, işbu tarih itibariyle ortaklığın fiilen sona erdiği, ortaklığın sona ermesinin zorunlu ve kaçınılmaz bir hukuki sonucu olarak da kendiliğinden tasfiye aşamasına girdiği anlaşılmaktadır....

          Dava, taraflar arasında kurulan adi ortaklığın tespiti ile bu ortaklıktan kaynaklana kar payı alacağı istemine ilişkindir. Dosya kapsamında davacı taraf davalı ile aralarında, 2008 yılında adi ortaklık ilişkisi kurulduğunu ancak davalının ortaklıktan kaynaklanan hesap verme ve kar payı dağıtma yükümlülüğünü ihlal ettiğini iddia ederek eldeki davayı açmış, davalı taraf ise işbu davada davacı ile aralarında bir adi ortaklık kurulduğunu kabul etmiş olup, adi ortaklığın kuruluğu tarih ile ilgili farklı beyanlarda bulunmuş olmasına karşın 10.08.2010 tarihinde......Savcılığına vermiş olduğu beyanında ise davacı ile aralarında yaklaşık birbuçuk yıl önce ortaklık kurulduğunu belirtmiştir. Buna göre, taraflar arasında 2008 yılında, ... isimli otelin işletilmesi konusunda adi ortaklık kurulduğunun tespiti hususunda bir isabetsizlik bulunmaktadır....

            Dava, adi ortaklıktan kaynaklanan kâr payı alacağı istemine ilişkindir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK)’nun 620. maddesinde; "Adi ortaklık sözleşmesi, iki veya daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleşmeyi üstlendikleri sözleşmedir." şeklinde tanımlanmıştır. Maddenin lafzından anlaşıldığı üzere, adi ortaklık en basit tanımı ile iki ya da daha fazla kişinin emeklerini veya mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir. Doktrinde adi şirket – ortaklık, sözleşmeyle kurulan ve bir müşterek amacın elde edilmesine hizmet eden kişi birliği olarak tanımlanmaktadır. ------- Bu tanımlardan-------şeklinde belirtilebilir. Kişi Unsuru: Adi ortaklık bir kişi birliği olmakla, temel unsuru kişidir. Kanunun lafzından da anlaşıldığı üzere adi ortaklık ilişkisinin kurulabilmesi için, iki ya da daha fazla gerçek veya tüzel kişinin bir araya gelmesi gerekmektedir....

              Söz konusu rapora da davalı tarafça itiraz edildiğinden davalı itirazlarının yeniden ayrıntılı olarak değerlendirilerek ayrıca karşı dava yönünden kar payı alacağı isteğinin haklı olup olmadığı ile haklı ise talep edilebilecek kar payı alacağı yönünden ek rapor düzenlenmek üzere dosya yeniden heyete tevdi edilmiş, alınan 17.05.2021 tarihli bilirkişi kurulu ek raporunda; kredi kartı ödemeleri ile ilgili önceki raporlarda belirtilen görüşlerde bir değişiklik olmadığı, davalı ...'nın adi ortaklıktan kendi isteği ile ayrıldığı 2013 Aralık dönemi itibari ile 331.02 Ortaklardan Alacaklar hesabından 7.663,67 TL alacağının bulunduğu, yine davalı ...'nın 2013 yılı karından dolayı 27.158,37 TL'lik kar payı alacağının bulunduğu, 2014 yılı yevmiye defterinde 2 nolu yevmiye maddesi kapsamında davalının adi ortaklıktan olan kar payı ve ortaklık alacağının virman yapılmak sureti ile kapatıldığı ve aynı tarih itibari ile davalı ...'...

                ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2017/175 Esas KARAR NO : 2018/65 DAVA : Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı) DAVA TARİHİ : 24/03/2017 KARAR TARİHİ : 26/01/2018 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı) davasının dava dilekçesi incelendi; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; .../.../... tarihinde davalı ..., davacı ... ve mütevveffa ... ... arasında adi ortaklık sözleşmesi kurulduğunu, adi ortaklık sözleşmesi gereğince müteveffa ...’in müştereken malik olduğu ... ili ... ... ilçesi ... Mah. ......

                  gereken işletme zararı olduğunun tespit edildiği,davacının adi ortaklık nedeniyle davalıdan alacağı bulunmadığı anlaşılmakla sübut bulmayan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....

                  Mahkemece, adi ortaklığın tasfiyesinin talep edilmeden alacak davası açılamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı tarafından davalıya 2005 yılında muhtelif tarihlerde toplam 32.000 YTL:nin makbuz karşılığı olarak ödendiği ve makbuzlarda " ortaklık katılım payı " şerhinin bulunduğu, yine ibraz edilen işletme defterinde taraflara kar payı paylaşımına ilişkin not düşüldüğü dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Bir davada dayanılan olguları belirlemek ve hukuksal açıdan nitelemek,uygulanacak yasa hükmünü arayıp bulmak hakimin doğrudan görevidir.(HUMK.md.76.) Hal böyle olunca, taraflar arasında mahkemenin de kabulünde olduğu gibi, Borçlar kanununun 520 ve devamı maddelerinde düzenlenen bir adi ortaklık ilişkisinin olduğunun kabulü gerekir....

                    UYAP Entegrasyonu