Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

HMK.nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; dava,adi ortaklık sebebiyle ,tasfiye alacağı ,kar payı isteklerine ilişkindir. Davalılar vekilinin zamanaşımına yönelik istinaf sebeplerinin incelenmesiyle , ;TBK 147/4 maddesi gereğince ortaklar arasındaki alacaklardan kaynaklanan talep hakları 5 yıllık zamanaşımına tabi ise de , somut olayda taraflar arasındaki adi ortaklık henüz tasfiye edilmediğinden, tasfiye edilmeyen bir adi ortaklıkta da zamanaşımı süresi işlemeye başlayacağından , bu durumda zamanaşımı süresinin dolduğundan da söz edilemeyeceğinden bu yöne ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Mahkemece, alınan kök ve ek raporlar da dikkate alınarak,taraflar arasında adi ortaklığın bulunduğunun kabulü ile, tasfiye memuruna dosya tevdii edilmiş, tasfiye memuru tarafından 13/01/ 2017 tarihli sunulan rapor alınmıştır....

Mahkemece, tarafların ortaklığa katılım payları ve koydukları sermayenin belli olmayışı, ortaklığın fesih ve tasfiyesi dava edilmeden kâr payı talep edilemeyeceği gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasında 10.6.2004 tarihli adi ortaklık sözleşmesi ile ortaklığın kurulduğu ve adi ortaklığın "Artaş Makina Taşlama ve Taşeronluk Hizmetleri" şeklinde faaliyet gösterdiği idareci ortağın davalı ... olduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Davacı, bu adi ortaklık nedeniyle kendisine ortaklığın kurulduğu 10.6.2004 tarihinden dava tarihine kadar kar payı verilmediğini ileri sürerek eldeki davayı açmıştır....

    e ödediği 20.000 TL'nin dahi müvekkili asil ve müvekkili şirketten tahsiline karar verilmesinin hatalı olduğunu, ortaklık tasfiyesi sonucunda kar var ise davacının davasında karın yarısı niteliğinde dikkate alınabileceğini, itirazlar üzere şirketin şubesinin aslında kar etmediği, zarar ettiği, ilaveten şubedeki tüm demirbaşın davacı tarafından götürüldüğü beyanlarının dikkate alındığında kar olmadığı, davacıya ödenmesi gereken bir tutar bulunmadığnıın açık olduğunu, hatalı olan 5.772,51TL kar payı hesaplamış olduğundan fazlaya ilişkin verilen haksız kararın kaldırılması gerektiğini beyanla kararın kaldırılması ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Dava adi ortaklıktan kaynaklı kar payı ve adi ortaklık için verildiği ileri sürülen bedelin iadesi talebine ilişkindir....

      , bu sebeple sebepsiz zenginleşme değil, bir ortaklık sözleşmesi kapsamında alınan bedeller bulunmadığını, ayrıca davacının Sezer Öztürk'e ödediği 20.000 TL'nin dahi müvekkili asil ve müvekkili şirketten tahsiline karar verilmesinin hatalı olduğunu, ortaklık tasfiyesi sonucunda kar var ise davacının davasında karın yarısı niteliğinde dikkate alınabileceğini, itirazlar üzere şirketin şubesinin aslında kar etmediği, zarar ettiği, ilaveten şubedeki tüm demirbaşın davacı tarafından götürüldüğü beyanlarının dikkate alındığında kar olmadığı, davacıya ödenmesi gereken bir tutar bulunmadığnıın açık olduğunu, hatalı olan 5.772,51TL kar payı hesaplamış olduğundan fazlaya ilişkin verilen haksız kararın kaldırılması gerektiğini beyanla kararın kaldırılması ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Dava adi ortaklıktan kaynaklı kar payı ve adi ortaklık için verildiği ileri sürülen bedelin...

      alacak, birleşen dava adi ortaklık sözleşmesi uyarınca adi ortaklık katılım payı olarak verildiği ileri sürülen bedelin tahsili talep edilmiştir....

      Mahkemece, “2006 ve 2007 yıllarına ilişkin davalının davacıya 1.296,95 TL kar payı ödemesi gerektiği, davalı tarafından davacıya verilen bononun, teminat amacıyla verildiğinin ispat edilemediği, adi ortalığın konusunu 2011/5368-16993 Oluşturan işyerinin dava açıldıktan sonra 16.10.2007 tarihinde içindeki mallarla birlikte yandığı, bu yangın nedeniyle açılan cumhuriyet savcılığı soruşturmasında davacı hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, böylece adi ortaklığın tasfiye edilecek herhangi bir malvarlığının kalmadığı” belirtilerek, davanın kısmen kabulüne, 1.296,95 TL kar payı alacağının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ve tasfiye payı alacağına ilişkin talebin ise reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Taraflar arasında 2.2.2006 tarihli sözleşme ile, halı, mobilya ve ev tekstili ticareti üzerine, davalının yönetici ortak olduğu, Borçlar Kanununun 520 ve devamı maddelerinde düzenlenen bir adi ortaklık ilişkisinin kurulduğu, uyuşmazlık...

        Mahkemece, davacının işletmenin 2009 sezonundaki kâr ve zararına ortak olduğu, bu dönemde şirketin zarar ettiği, davacıya ödenecek bir kâr payı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hükmün, davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 08.03.2012 tarihli ilamı ile bozulması üzerine bu kez davalılardan ... karar düzeltme talebinde bulunmuştur. Davacı ile davalılardan ... arasında adi ortaklık kurulduğu uyuşmazlık konusu değildir. Borçlar Kanunun 521. maddesi hükmüne göre, ortaklar her türlü nakit, alacak veya haklarını sermaye payı olarak koyabilirler. Davacı, adi ortaklık için koyduğu katkı payını istediğine göre, bu istek aynı zamanda adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi isteğini de kapsar....

          Noterliği'nden keşide edilen 07/06/2018 tarihli - ... yevmiye no'lu ihtarname ile ödenmeyen kar payı alacağının ödenmesi hususunun ihtar edildiğini ve keşide edilen ihtarnamede tanınan süre içerisinde davalı tarafça müvekkili davacıya herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalının böylelikle temerrüdünün gerçekleştiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, müvekkili davacı ile davalı şirket arasında kurulan “Adi Ortaklıknedeniyle davalı şirketin müvekkiline ödemesi gereken “ortaklık tasfiye payı” ve “ortaklık hissesine düşen kar payı” olan 10.000,00-TL.'nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıyla ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            Hukuk Dairesi'nin 13/03/2007 gün ve 2006/16176 E.-2007/3493K. sayılı ilamıyla onanmak suretiyle kesinleştiğini, önceki davada kendisinin talebi olmadığı için ortaklığın feshine ilişkin bir hüküm kurulmadığını, sadece dava tarihine kadar hakedişlerinin hüküm altına alınmasıyla yetinildiğini, bu durumda taraflar arasındaki adi ortaklık ilişkisinin halen devam ettiğini belirterek, 06/01/1998 tarihi ile önceki davadaki keşif tarihi olan 21/04/2006 tarihine kadar olan dönemdeki kar payı alacağı için 6.100,00TL'nin avans faizi ile davalıdan tahsili istemiş; ıslah dilekçesi ile talebini 521.481,89 TL olmak üzere artırmıştır. Davalı, davacının önceki dava tarihi olan 06/01/1998 tarihi itibariyle fesih iradesini ortaya koyduğunu, feshin gerçekleştiğini, önceki davayla davacının payını aldığını, bu davanın ise mükerrer olduğunu savunarak, davanın reddini dilemiştir....

              Ortaklık konusu inşaat 1997 yılında bitirilmiş olup, dolayısıyla BK.nun 535/1 maddesinde öngörülen amaca ulaşıldığı için davacının talebi ortaklığın fesih ve tasfiyesini de kapsamaktadır. Dairemiz bozma ilamında da vurgulanan bu husus mahkemece de kabul edilerek davalı tarafından üçüncü şahıslara satılan dairelerin 1997 yılındaki değerleri esas alınarak davacıya isabet eden kar payı belirlenmiştir. Mahkemenin satılan dairelere ilişkin olarak belirlediği kar payı doğru ise de ortaklık malı olan ve halen davalı adına kayıtlı bulunan dükkanında 1997 tarihindeki değerinin tasfiyeye esas alınması olanaksızdır. Ortaklığın amacı gerçekleşmiş ise de, taraflar arasındaki adi ortaklık henüz fesih ve tasfiye edilmemiştir. Bu itibarla halen davalı adına kayıtlı bulunan dükkanın karar tarihine en yakın tarihteki değerinin tasfiyeye esas alınması gerekir. Ne var ki, davacı temyiz dilekçesinde ve aşamalarda dükkanın dava tarihindeki değerinin esas alınması gerektiğini de bildirmiştir....

                UYAP Entegrasyonu