ve ... ... ile 25.10.2002 tarihinde adi ortaklık sözleşmesi imzaladıklarını, davalı şirketin ihale ile aldığı işi birlikte yapmayı kararlaştırdıklarını, kar ve zararın nasıl paylaşılacağının sözleşmede düzenlendiğini, diğer davalının davalı şirket yetkilisi olup sözleşmede onun durumu da düzenlendiği için davalı olarak gösterildiğini, sözleşme gereği üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiğini ancak davalının ödenen istihkaklardan usulsüz kesintiler yaptığını, hesap vermediğini, eksik kar payı verdiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile kar payı alacağından 15.000,00 YTL nın tahsilatların yapıldığı tarihten avans faizi ile davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiştir....
Maddesine uygun olarak hüküm tesis edilmediği, ayrıca mahkemece davacı Suat Sungur'un tasfiye payı alacağı 524.386,65 TL olarak hesaplanmasına ve davacı tarafından birleşen dosyada toplam tasfiye alacağının 955.106,56 TL olarak hesaplandığından, asıl davada talep edilen 489.219,60 TL tasfiye payı alacağı düşüldükten sonra kalan 465.887,05 TL yönünden dava açıldığı, bu şekilde asıl ve birleşen dosyada davacının toplam tasfiye payı alacağı olarak 955.106,56 TL talep etmesine karşın, mahkemece "taleple bağlı kalındığı" gerekçesiyle yalnızca asıl dosyada talep edilen 489.219,60 TL tasfiye payı alacağı yönünden karar verildiği, birleşen dosyada talep edilen tasfiye payı alacağı yönünden yanlış, yanılgılı yerinde olmayan gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş olması, usul ve esas açısından hukuka aykırı bulunmuştur....
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda özetle; taraflar arasında faiz karşılığı ödünç verildiği, adi ortaklık bulunmadığı, davalıların itirazının haklı görülebileceği, davacının davalılardan icra takibinde belirtilen alacağı bulunmadığı sonucuna varıldığı, mahkemenin adi ortaklık bulunduğu sonucuna varması durumunda ,davacının aylık 2.500,00 TL üzerinden oniki aylık süre için 30.000,00 TL kar payı tahakkuk edeceği, davalılar tarafından ödenen 9.500,00 TLnin düşülmesiyle istenebilecek olan kar payının 20.500,00 TL olacağı, bu alacağa 17.11.2018 ile 23.11.2018 tarihleri arasındaki yedi gün için 35,35 TL yasal faiz yürütülebileceği, taraflar arasında kur farkının istenebileceğine dair bir anlaşma bulunmadığı, dolayısıyla kur farkı alacağının bulunmadığı, mahkemenin farklı görüşte olması durumunda davacının kur farkı alacağının 14.382,00 TL olacağı sonuç ve kanaati beyan edilmiştir....
Eldeki uyuşmazlıkta; tarafların adi ortaklık kurdukları, davacının adi ortaklık payı olarak bir miktar para ve emeğini koyduğu, davalının ise 01/08/2017 tarihli adi sözleşmede değeri 27.500,00 TL olarak belirtilen makineleri sermaye olarak koyduğu ve ortaklığın fiilen fesih ve tasfiye olduğu, dosyadaki deliller ile taraf beyanlarından, hali hazırda adi ortaklık malı bulunmadığı, adi ortaklık fesih olunurken taraflarca hesap çıkarılmadığı, davalının adi ortaklığa sermaye olarak koyduğu ve adi ortaklık malı olan sözleşmede belirtilen makineleri sattığı anlaşılmaktadır. Yukarıda açıklandığı üzere; adi ortaklar, ortaklığın fesih olması halinde sermaye payının değil ancak tasfiye sonunda arta kalan bedelden tasfiye payı alacağını isteyebilir (m.642). Taraflarca adi ortaklığın alacak ve borçlarına ilişkin hesaplar sunulmamış olup ortaklığın kar mı ettiği zarar mı ettiği yazılı delillerle belirlenememektedir....
Eldeki uyuşmazlıkta; tarafların adi ortaklık kurdukları, davacının adi ortaklık payı olarak bir miktar para ve emeğini koyduğu, davalının ise 01/08/2017 tarihli adi sözleşmede değeri 27.500,00 TL olarak belirtilen makineleri sermaye olarak koyduğu ve ortaklığın fiilen fesih ve tasfiye olduğu, dosyadaki deliller ile taraf beyanlarından, hali hazırda adi ortaklık malı bulunmadığı, adi ortaklık fesih olunurken taraflarca hesap çıkarılmadığı, davalının adi ortaklığa sermaye olarak koyduğu ve adi ortaklık malı olan sözleşmede belirtilen makineleri sattığı anlaşılmaktadır. Yukarıda açıklandığı üzere; adi ortaklar, ortaklığın fesih olması halinde sermaye payının değil ancak tasfiye sonunda arta kalan bedelden tasfiye payı alacağını isteyebilir (m.642). Taraflarca adi ortaklığın alacak ve borçlarına ilişkin hesaplar sunulmamış olup ortaklığın kar mı ettiği zarar mı ettiği yazılı delillerle belirlenememektedir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 22/05/2019 NUMARASI : 2008/565 E - 2019/425 K DAVA KONUSU : Alacak KARAR : Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacılar ile davalı T5 arasında Beyoğlu 36.Noterliği'nin 12/09/2003 tarih ve 35649 yevmiye numaralı sözleşmesi ile Şavk Işık Yapım ünvanlı adi ortaklığın kurulduğunu, söz konusu Adi Ortaklık Sözleşmesi ile ortaklık yetkilisi olarak davalının tayin edildiğini ve Beyoğlu 21.Noterliği'nin 08/03/2007 tarih ve 05467 yevmiye numaralı Adi Ortaklık Tadil Sözleşmesinin imzalandığını, her iki adi ortaklık sözleşmesi ile ortaklık yetkilisi olarak davalının tayin edildiğini, Adi Ortaklık Tadil Sözleşmesi ile bu yetkinin 5 yıla çıkarıldığını, ancak adi ortaklık yetkilisi davalının söz konusu sözleşmenin hiçbir maddesine uymadığını, söz konusu...
Dava; adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi ile alacak istemine ilişkindir. Dosya kapsamından; davaya konu ortaklığın 21.03.2006 tarihinde kurulduğu, dava dışı İ.. K..'in, % 49 hissesini 05.01.2007 tarihinde, yine kalan %1 hissesini 31.03.2007 tarihinde; davacı İ.. K..'e devrettiği, bu tarihten sonra ortaklığın, % 50 hissesinin, davacı İ.. K..'e, % 50 hissesinin davalı G.. U..'a ait olduğu anlaşılmaktadır. Adi ortaklık sözleşmesi, iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir. (TBK. 620/1 md.) Adi ortaklık ilişkisi, TBK'nın 639.maddesinde sayılan sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesi ile sona erer. Bu şekilde ortaklığın sona ermesinin başlıca iki sonucu ortaya çıkar. Bunlardan ilki, yöneticilerin görevlerinin sona ermesi, diğeri de ortaklığın tasfiyesidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, davalı ile 01/05/2007 tarihinde fırın işletmeciliği ile ilgili adi ortaklık kurduklarını, % 50 ortak olduklarını, vergi dairesine kayıt olarak vergi sicil numarası ile faaliyete başladıklarını, davalının kendisini işletmeden kovduğunu, hesap ve kar payı vermediğini, belgeleri incelemesine izin vermediğini, ortaklığın çekilmez hale geldiğini ileri sürerek adi ortaklığın feshine, kar payının, sermaye payının, tasfiye payının, ortaklık haklarının şimdilik 1.000.- TL olarak faizi ile ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Mahkemece, davacının işletmenin 2009 sezonundaki kâr ve zararına ortak olduğu, bu dönemde şirketin zarar ettiği, davacıya ödenecek bir kâr payı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının, davalılardan ...dışındaki davalılara yönelik temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2011/15315 2012/5837 2-Davacı ile davalılardan ...arasında adi ortaklık kurulduğu uyuşmazlık konusu değildir. Borçlar Kanunun 521. maddesi hükmüne göre, ortaklar her türlü nakit, alacak veya haklarını sermaye payı olarak koyabilirler. Davacı, adi ortaklık için koyduğu katkı payını istediğine göre, bu istek aynı zamanda adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi isteğini de kapsar. Bu nedenle adi ortaklığın mahkemece tasfiye edilmesi gerekir....
Yapım işi ile ilgili olarak adi ortaklık kurdukları ve 20.06.2011 tarihinde işi bu ortaklık olarak ihale ile aldıkları, 03.08.2011 tarihinde de borçlu şirketin bu iş nedeni ile ödenecek olan hakediş bedellerini diğer davalı şirkete temlik ettiği anlaşılmaktadır. TBK'nun 620 (BK'nun520).maddesinde düzenlenen adi ortaklıklarda anılan yasanın 638.(BK'nun534).maddesine göre ortalık için edinilen veya ortaklığa devredilen şeyler, alacaklar ve aynı haklar ortaklık sözleşmesi çerçevesinde elbirliği halinde bütün ortaklara ait olur. Ortaklık sözleşmesinde aksine hüküm bulunmadıkça bir ortağın alacaklıları haklarını ancak o ortağın tasfiyedeki payı üzerinde kullanabilir. Bu ilke, elbirliğiyle mülkiyetin temel felsefesine uygundur. Çünkü bu halde ortakların bağımsız ve ayrı bir payları yoktur. Ortağın alacaklısının da adi ortaklık aktifleri üzerinde herhangi bir hakka sahip değildir....