Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu iddiayı ileri süren taraf, adi ortaklık ilişkisi bir sözleşme olduğundan, iddiasını HMK. md.200 gereğince senet (kesin delil) ile ispat etmelidir. Bu yazılı delil, tarafların getirecekleri ve onların imzalarını taşıyan bir belge olmalıdır. Davacı tarafça dosyaya sunulmuş adi ortaklık sözleşmesinin 1. sayfasında davalının imzasının bulunmadığı anlaşılmıştır. Davalı taraf ise, aralarında bir sözleşme ve adi ortaklık bulunduğunu kabul etmemiştir. Türk Borçlar Kanunu hükümlerine göre, adi ortaklık sözleşmesinin yazılı şekilde yapılması şekil şartı olmasa da, ispat koşulu yönünden önemlidir. Taraflar arasındaki adi ortaklığın varlığının tespiti yargılamayı ve yazılı delil ile ispatı gerektirmekte olup, taraflarca dosyaya ibraz edilmiş tüm nüshaları taraflarca birlikte imzalanmış yazılı bir ortaklık sözleşmesi bulunmadığı görülmüştür. Bu durumda davacının ispat delilleri açısından açıkça yemin deliline de dayanmadığı görüldüğü gibi, davanın tanık ile ispatlanması söz konusu değildir....

    karını ve ortaklık adına alınan taşınmaz bedelini vermediğini belirterek; fazlaya ilişkin hakların saklı kalması kaydıyla sözleşmeyle verilen altınların aynen olmadığı takdirde bedelleri ile kar payı ve ortaklık malı taşınmaz değerine mahsuben 25.000,00 TL’nin yasal faiziyle tahsiline, birleşen davada adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      Mahkemece, davacı tarafın dava konusu yapılan alacağa dayanak yapmış olduğu 01/12/2012 tarihli sözleşmenin adi ortaklık sözleşmesi olarak değerlendirilmesi gerektiği, adi ortaklık sözleşmesi kapsamında, adi ortaklık tasfiye edilmediği sürece adi ortaklığa bağlı olarak alacak ve kar payı talep edilemeyeceği, davacı tarafın katıldığı son oturumda sözleşmenin adi ortaklık sözleşmesi olarak kabul edilip ortaklığın tasfiye suretiyle sonlandırılmasına muvafakat etmedikleri ve bu bağlamda HMK 26/1 md gereğince taleple bağlılık ilkesi kapsamında davacı tarafın dayanmış olduğu sözleşme ile adi ortaklığın tasfiye edilmeksizin davacı tarafa herhangi bir hak ve alacak sağlamayacağı gerekçesiyle ,davanın reddine karar verilmiştir....

      Mahkemece;davacının TMK'nun 6.maddesi kapsamında öncelikle adi ortaklık sözleşmesi gereğince kararlaştırılan sermayeden hissesine düşen 10.000 TL'yi ortaklık sermayesi olarak davalıya ödediği iddiasını ispatlaması gerektiği, bu konuda davacının yazılı belge sunmadığı, davalının ise teklif edilen yemini usulüne uygun eda ettiği ve davacının bu nedenlerle davasını ispat edemediği gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; adi ortaklığın tasfiyesi ve alacak istemlidir. Adi ortaklık sözleşmesi; geçerlilik şekli olarak, herhangi bir şekle bağlı değildir. Ancak, ispat şekli bakımından yasal delillerle kanıtlanması gerekir. Ayrıca, adi ortaklık ilişkisinde; bir ortak tarafından açılan alacak talebi, ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemini de kapsar....

        gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Dava, adi ortaklık iddiasına yönelik kar payı alacağı ile manevi tazminat talebine ilişkindir....

        No:60/C Melikgazi Kayseriadresinde bulunan, davalı T6 tarafından işletilen kuru yemişçi dükkanında bulunan adi ortaklığın haklı nedenle feshine, fazlaya ilişkin hak ve alacakları saklı kalmak kaydıyla ortaklığın tasfiyesi ile davacıya ödenmesi gereken geçmişe dönükkar payı alacağı olarak şimdilik 7.500 TLve tasfiye payı alacağı olarak şimdilik 7.500 TL olmak üzere toplam 15.000,00 TL bedelin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesi talebinde bulunduğunu talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Davacı ile adi ortaklık konusunda ön sözleşme yapıldığı, davacının ön sözleşmede yer alan sorumluluğu yerine getirmediğini, davacının davalıya katılım payı ödemesi yapmadığı bu nedenle taraflar arasında ortaklık ilişkisi kurulmadığını iddia ederek davanın reddini talep etmiştir....

        bağlılık ilkesi kapsamında davacı tarafın dayanmış olduğu sözleşme ile adi ortaklığın tasfiye edilmeksizin davacı tarafa herhangi bir hak ve alacak sağlamayacağı gerekçesiyle ,davanın reddine karar verilmiştir.Kararı istinaf eden davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin taraflar arasındaki sözleşmenin içerik itibariyle adi ortaklık sözleşmesi olduğu, adi ortaklığın tasfiye sonucunda belirlenecek alacak veya kar payının ortaklara dağıtılabileceği, adi ortaklık sonlandırılmadan adi ortaklık sözleşmesine göre herhangi bir talepte bulunulamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiş ise de ,olayda davacı ... (......

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Katkı payı alacağı ve katılma alacağı ... ile ... aralarındaki katkı payı alacağı ve katılma alacağı davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair ... 1.Aile Mahkemesi'nden verilen 25.09.2012 gün ve 211/927 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, tarafların 1988 yılında evlendiklerini, dava konusu adi ortaklık şeklindeki ... Dayanıklı Tüketim Malları Ticaret adlı işletmenin açılış sermayesinin vekil edeni tarafından ödendiğini, müvekkilinin hekim olması nedeniyle ticari faaliyet yürütemeyeceğinden 1/2 payın davalı eş adına tescil edildiğini açıklayarak mal rejiminin tasfiyesi ilkesi uyarınca fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere 40.000 TL alacağın tasfiye tarihinden geçerli yasal faiziyle birlikte davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiştir....

            DELİLLER VE GEREKÇE: Dava, davacılar payına düşen kar payının tespiti ve tahsili istemine ilişkindir. Türk Ticaret Kanunu'nun 616/1-e maddesi uyarınca limited şirketlerde kar payı hakkında karar verilmesi, kazanç paylarının belirlenmesi yetkisi genel kurula ait bir yetkidir. Somut davada, davalı şirketin sicil dosyasında ortaklara kar payı dağıtılması konusunda genel kurul tarafından alınmış bir karar bulunmamaktadır. Kar payı ödenmesine yönelik karar alınması şirket genel kurulunun devredilemez ve vazgeçilemez yetkileri arasında olup, mahkemenin genel kurul yerine geçerek doğrudan ortaklara kar payı ödenmesi konusunda karar vermesi mümkün bulunmadığı gibi, davacının TTK ve şirket ana sözleşmesi kapsamında, bu alacak talebi yönünden doğrudan dava açma hakkı da bulunmamaktadır. Bu nedenlerle, davalı ...'ya yönelik davanın, şirket ortağı olması sebebiyle tarafından kar payı alacağı talep edilemeyeceğinden pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir....

              in de davacı sıfatıyla yer almaları sağlanarak ,usulünce taraf teşkili sağlanarak , deliller celp ve değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gereklidir.II-Adi Ortaklıkla ilgili talep ve dava yönünden ; Yukarıda açıklandığı üzere ,tefrik edilecek davanın sonucu bu davayı etkileyeceğinden sökonsu davanın BEKLETİCİ MESELE yapılması, dava sonucuna göre adi ortaklığın malvarlığının tesbiti ile ,kar payı talep edildiğinden , adi ortaklığın konusu ,hisse durumu,taraflarının kimler olduğu, adi ortaklığın ne kadar devam ettiği yönünden bir tesbit ve değerlendirme yapılarak, adi ortaklıkta, kar payı istenmesinin tasfiyeyi talep ettikleri anlamına geldiği dikkate alınarak ,buna göre TBK 620 ve devamı maddelerine göre usulünce tasfiyenin sağlanması gereklidir.Bu hususlar yerine getirilmeden karar verilmesinin HMK 353/1-a-6....

                UYAP Entegrasyonu