Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı ile davalı şirket arasındaki ilişki taşınmaz alım-satımı sözleşmesi kapsamında olup, dava 6098 sayılı TBK'nın 146. maddesi (eski BK'nın 125. maddesi) gereğince on yıllık zamanaşımı süresine tabi olup, zamanaşımı süresi de, alacağın muaccel olduğu tarihten itibaren işlemeye başlayacağından, mahkemece işin esası hakkında inceleme yapılarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde ayıplı mala ilişkin yasal düzenlemeye göre karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 31/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    e yönelik tehdit suçundan kurulan mahkumiyet kararının temyiz incelemesine gelince; Sanık ... ile mağdurun ağabeyi Osman Güner arasında taşınmaz alım satımı sebebiyle borç ilişkisi bulunduğu, .... bu alacağı sebebiyle sanığa dosyada örneği bulunan 83.000-TL bedelli senet imzalayıp verdiği, sanığın mağdur ...'...

      sattığı, ancak bu satışı bir süre katılandan gizlediği, katılanın dükkan satışından haberdar olması üzerine satış bedelini istemesine rağmen sanığın uzun süre parayı vermediği, daha sonra sanığın katılana iki adet çek verdiği, bu çeklerden 90.000 TL bedelli olanın unsurlarındaki eksiklik nedeniyle çek vasfında olmadığına yönelik iddianame anlatımı kapsamında sanığa atılı “bilişim sistemleri banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık” suçu yönünden suç unsurlarının oluşmadığı anlaşılmakta ise de; taraflar arasındaki ihtilafın, emlak alım satımı yapan sanığa katılan tarafından verilen gayrimenkul satışına ilişkin vekaletname kapsamında satışı yapılan taşınmaz bedelinin ödenmemesinden kaynaklandığının dosya kapsamı ile sabit olması karşısında, sanığın eyleminin 24/10/2019 tarih ve 30928 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanun’un 26. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nın 253. ve 254. maddeleri gereğince uzlaşma...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma HÜKÜM : Beraat Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Gayrimenkul alım satımı ile uğraşan sanığın tapuda katılan adına kayıtlı olan... Beldesi, ... Mahallesi, ... Mevkii, 173 ada 1 parsel sayılı yerde bulunan taşınmazın satılması hususunda katılan tarafından verilen vekaletnameye istinaden söz konusu taşınmazı tanık ...'...

          . - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin seramik fayans satımı işi ile iştigal ettiğini, yanlar arasında süregelen alım satım ilişkisinin bulunduğunu, dava konusu 20.04.2009 keşide tarihli 100.000 TL bedelli çekin de dahil olduğu 5 adet çekin avans olarak olarak davalıya verildiğini, ancak alım satım ilişkisinin gerçekleşmediğinden çeklerin bedelsiz kaldığını, dava konusu çek ve bir adet çek dışındaki 3 adet çekin müvekkiline iade edildiğini, dava konusu çekin icra takibine konu edildiğini ileri sürerek icra takibine konu çek nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiş, 06.04.2010 tarihli dilekçesinde dava konusu çekin hatır çeki olup, bedelsiz olduğunu ileri sürmüştür....

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava fatura alacağından kaynaklı ----- sayılı icra dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminat talebine ilişkin olduğu görüldü. Davada taraf teşkili sağlanmış dava yasal 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmıştır. Dosya mali bilirkişiye tevdi edilmiştir. Bilirkişi tarafından sunulan ---- tarihli raporda özetle; Dava dosyası münderecatında mübrez delillerin ve tarafların ticari defter kayıtlarının incelenmesi sonucunda davacı ile davalı arasında iplik alım satımı ile ilgili ticari bir ilişkinin olduğu, davacının davalıdan ------ alacaklı olduğu, Davacı ile davalının karşılıklı olarak birbirlerine düzenledikleri faturalar açısından mutabık oldukları, davalının davacıya borcu olmadığını ispatlayan, davacı ticari defter kayıtlarında yer almayan banka dekontları senet, makbuz ve/veya çek ödemelerini ibraz etme yükümlülüğünde olduğu hususlarında görüş ve kanaat belirtilmiştir....

              DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava fatura alacağından kaynaklı ----- sayılı icra dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminat talebine ilişkin olduğu görüldü. Davada taraf teşkili sağlanmış dava yasal 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmıştır. Dosya mali bilirkişiye tevdi edilmiştir. Bilirkişi tarafından sunulan ---- tarihli raporda özetle; Dava dosyası münderecatında mübrez delillerin ve tarafların ticari defter kayıtlarının incelenmesi sonucunda davacı ile davalı arasında iplik alım satımı ile ilgili ticari bir ilişkinin olduğu, davacının davalıdan ------ alacaklı olduğu, Davacı ile davalının karşılıklı olarak birbirlerine düzenledikleri faturalar açısından mutabık oldukları, davalının davacıya borcu olmadığını ispatlayan, davacı ticari defter kayıtlarında yer almayan banka dekontları senet, makbuz ve/veya çek ödemelerini ibraz etme yükümlülüğünde olduğu hususlarında görüş ve kanaat belirtilmiştir....

                Bu sözleşmenin 5.3. maddesi:"Döviz ve kıymetli maden alım-satım kurlarının, sisteme herhangi bir nedenle hatalı (piyasa kurlarından ve Bankanın olağan kur uygulamalarından farklı) girilmiş olması halinde, Banka bu kurlarla gerçekleşen işlemleri iptal ve bu süreçten sağlanması muhtemel haksız kazancın tahsilini talep etmeye, hesaplardan resen tahsile veya borç kaydetmeye yetkilidir." şeklindedir. Davacı tarafın davalı bankanın mobil internet bankacılığı kanalı ile döviz alım işlemeleri gerçekleştirdiği, bu işlemler için ilk olarak döviz alım talebini emrini sisteme girdiği daha sonra bu talebini onayladığı bu şekilde alım/satım talebi ve onay arasındaki döviz kur değişiminin lehine olması döviz alım/satım işlemini gerçekleştirdiği, onay anında kur farkının aleyhine olması halinde döviz alım talebini iptal ettiği tespit edilmiştir....

                  - K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasındaki harici taşınmaz alım satımı nedeniyle müvekkilince davalıya teminat amacıyla boş senet imzalanıp verildiğini, taşınmaz alımından vazgeçildiği halde senedin iade edilmediği gibi 22.600,00 TL bedel yazılarak icra takibine konu edildiğini ileri sürerek senetten dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile %40 kötü niyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller neticesinde davacı tarafından usulüne uygun delillerle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....

                    Asliye Hukuk Mahkemesince, taraflar arasında yapılan hayvan alım satımı nedeniyle davacıların değişik vade tarihli üç adet bono senedi düzenleyerek davacılara verdiği, davalıların da bu bono senetlerine istinaden davacılar aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile iki ayrı icra takibi yaptığı, açılan davanın bu sebepten kaynaklandığı ve iş bu davanın mahkememizin görevine girmeyip asliye ticaret mahkemesinin görevi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ... Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından ise uyuşmazlık canlı hayvan alım- satımı sonucu verilen senetlerle ilgili yapılan ödemeler nedeni ile fazla ödenen bedelin tahsili istemi ile alacak davası açılmış olup, davacı ve davalı tacir değildir ve uyuşmazlık ticari işletmelerinden kaynaklanmamaktadır....

                      UYAP Entegrasyonu