Sebepsiz zenginleşme, 6098 sayılı TBK’nun 77 ve devamı (mülga 818 sayılı BK’nun 61 vd) maddelerinde düzenlenmiş olup, madde hükmü uyarınca "Haklı bir sebep olmaksızın, bir başkasının malvarlığından veya emeğinden zenginleşen, bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlüdür. Buna göre; sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ile fakirleşme arasında uygun nedensellik (illiyet) bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekmektedir. Sebepsiz zenginleşme halinde zenginleşen ve fakirleşen arasında kanun gereği bir borç ilişkisi doğmakta olup, bu borcun konusu malvarlığında meydana gelen fazlalığın geri verilmesidir. Sebepsiz zenginleşme nedeniyle iade borcunun kapsamı ve yapılmış olan giderlerden hangilerinin geri istenebileceği, giderlerin niteliğine ve zenginleşen kimsenin iyiniyetli ya da kötüniyetli oluşuna göre farklılık göstermektedir....
Davacının dava açtığı tarihte ortaklığın giderilmesi davası sonuçlanmamış, dava konusu taşınmaz satılıp, davacının elinden alınmamıştır. Diğer bir anlatımla sebepsiz zenginleşme oluşmamıştır. Mahkemece bu gerekçe ile davanın reddi gerektiğinden, gerekçenin değiştirilerek hükmün ONANMASINA, 1.55.TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 22.2.2010 günü oybirliğiyle karar verildi....
-USD. karşılığı taşınmaz kaydının tapuda devrinin sağlandığını, bu esnada tapu kaydında ipotek olduğu bilinerek taşınmazın davacı tarafından satın alındığını, davacının zarara uğradığını ispat etse dahi taşınmazın ipotekli olduğu bilinerek satın alındığından meydana gelen zararın oluşmasında davacının da kusuru olması nedeniyle B.K.nun 44. maddesi gereği zararın tenkisi gerektiğini bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuş, ıslah talebini ise kabul etmediklerini, sebepsiz zenginleşme koşullarının varlığı halinde dahi alacak bir yıllık zamanaşımı süresinde talep olunmadığından, bu alacağa bağlı olarak ıslah talebinde de bulunulamayacağını ileri sürmüştür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava konusu uyuşmazlık taraflar arasındaki araç satış sözleşmesinden kaynaklı alacak ve menfi tespit talebine ilişkin olup, mahkemece gerekçeli kararında sebepsiz zenginleşme nitelendirmesinde de bulunmamıştır. 14.02.2011 gün ve 27846 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 09.02.2011 gün ve 6110 sayılı bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair Kanunun 8.maddesiyle Yargıtay Yasasının 14.maddesinde yapılan değişiklik uyarınca 01.03.2014 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanan iş bölümü kararının Yüksek 13.Hukuk Dairesi için Borçlar Kanunun ikinci kısmında yer alan sözleşmelerden (istisna akdi hariç akdin muhtelif nevilerinden) kaynaklanan davalar bakımından Sulh ve Asliye ayrımının yapılmadığı ve incelemenin bu nedenlerle Yüksek 13.Hukuk Dairesince yapılacağından uyuşmazlık konusu dosyanın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır....
Sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak iade isteminde bulunulabilmesi için bir tarafın malvarlığının diğer tarafın malvarlığı aleyhine çoğalması gerekir. Buna göre sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Zenginleşen, başkasının malvarlığından veya emeğinden haklı bir sebep olmaksızın elde ettiği zenginleşmeyi geri vermek zorundadır. (TBK m.77/1) Bunun için de, öncelikle iade borcunun kapsamı belirlenmeli, fakirleşme ve zenginleşme zamanı tesbit edilmelidir....
Davalı ... yönünden; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Davalı ... yönünden; Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için, bir taraf zenginleşirken, diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan ve tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır....
Dava geçersiz sözleşmeden kaynaklı alacak davası olduğuna göre “sebepsiz zenginleşme hükümleri”ne göre bir sonuca varılması gerekmektedir. Yargıtay 3.Hukuk Dairesi’nin 13.04.2015 tarih 2014/12435 E., 2015/6107 K.sayılı kararında da işaret edildiği üzere, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre; borçludan faiz talep edilebilmesi için zenginleşenin iyiniyetli ya da kötüniyetli olduğuna bakılmadan bir ihtar ile ya da aleyhine bir dava açılmak suretiyle temerrüde düşürülmesi gerekir. Borçlunun temerrüdü, borçluya gönderilen ihtarnamenin tebliğinden veya ihtarnamede ödeme için süre verilmişse bu sürenin bitiminden itibaren oluşur. İade talebinde bulunulmadan temerrüt faizi işlemez. Somut olayda davacının dava açılmadan önce davalıyı temerrüde düşürdüğü iddia ve ispat edilmediğinden hükmedilen alacağa dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacı istinaf talebinde haklı değildir....
Kararı istinaf eden davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle;dava konusu alacağın taşınmaz alım-satımı kaynaklı olduğunu , mahkemece hukuki ilişkinin sebepsiz zenginleşme olarak nitelendirilmiş olmasının hatalı olduğunu , davacı tanıklarının beyanlarının hiç dikkate alınmadığını, davanın dayanağı olan sözleşme aslının davacıdan hiçbir surette istenmediğini ,sadece fotokopiye dayanarak ihtiyati haciz ve tedbir kararları verildiğini, davacı lehine dayanak ve hukuki karine olarak kullanıldığını , ancak müvekkili lehine aslı talep edildiğinde yok sayılarak,geçeriz bir sözleşme olarak kabul edildiğini ,müvekkilinin ödeme karşılığında bu belge aslını davacıdan aldığını ve dava konusu alacak verecek konusunu kapattığını, ancak yerel mahkemece bu hususun açıklanmadığını ve sadece ödemeye ilişkin belge olmadığından davanın sebepsiz zenginleşme nedeni ile kabulüne karar verildiğini, davanın dayanağı olan sözleşme her ne kadar hukuken şekil şartlarına aykırı bir belge olarak mahkemece kabul...
Kişi konumunda olduğu, sebepsiz zenginleşme ve istirdat davalarının sebepsiz zenginleşen, dosya borçlusuna karşı açılabileceği, davacı her ne kadar icra dosyasındaki borcu cebri icra tehdidi altında ödediğini ileri sürse de eldeki davayı icra takip alacaklısına karşı açmış olduğu nazara alındığında; alacaklının alacağını tahsil etmesinden dolayı sebepsiz zenginleşmediği yani sebepsiz zenginleşme davası yönünden pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı kanaatine varılmakla davanın husumet nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis eidlmiştir....
Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talep edilebilmesi için borçlunun mal varlığında, bir başkasının aleyhine bir zenginleşme meydana gelmeli, zenginleşme ve zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır. Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan ve tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır. Geri verme borcunun konusu ve kapsamı; "Aynen Geri Verme İlkesi"ne göre düzenlenmiştir. İspat hususuna gelince; Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür....