Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava ve ıslah dilekçesi ile dosya kapsamına göre dava, sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir. 1. Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve uyulan bozma ilâmında açıklandığı üzere işlem yapılıp sonucu dairesinde hüküm tesis edildiğine göre, davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2. Davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelemesine gelince; Sebepsiz zenginleşme, bir kimsenin mal varlığının geçerli (haklı) bir sebep olmaksızın diğer bir kimsenin mal varlığı aleyhine çoğalması (zenginleşmesi) demektir. Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talep edilebilmesi için borçlunun mal varlığından bir başkasının aleyhine olarak bir zenginleşme meydana gelmeli, zenginleşme ve zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır (TBK mad. 77/1) ....

    Dava geçersiz sözleşmeden kaynaklı alacak davası olduğuna göre “sebepsiz zenginleşme hükümleri”ne göre bir sonuca varılması gerekmektedir. Yargıtay 3.Hukuk Dairesi’nin 13.04.2015 tarih 2014/12435 E., 2015/6107 K.sayılı kararında da işaret edildiği üzere, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre; borçludan faiz talep edilebilmesi için zenginleşenin iyiniyetli ya da kötüniyetli olduğuna bakılmadan bir ihtar ile ya da aleyhine bir dava açılmak suretiyle temerrüde düşürülmesi gerekir. Borçlunun temerrüdü, borçluya gönderilen ihtarnamenin tebliğinden veya ihtarnamede ödeme için süre verilmişse bu sürenin bitiminden itibaren oluşur. İade talebinde bulunulmadan temerrüt faizi işlemez. Somut olayda davacının dava açılmadan önce davalıyı temerrüde düşürdüğü iddia ve ispat edilmediğinden hükmedilen alacağa dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacı istinaf talebinde haklı değildir....

    ettiği paraları uhdesinde tutması karşısında davacının ödediği tutarları davalıdan sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre istirdatını istemesi karşısında açılan davanın ticari ilişkiden kaynaklı bir dava olmayıp TTK'nun 818.maddesi atfıyla çekler için de uygulanan ve poliçede sebepsiz zenginleşmeyi düzenleyen 732....

      Kararı istinaf eden davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle;dava konusu alacağın taşınmaz alım-satımı kaynaklı olduğunu , mahkemece hukuki ilişkinin sebepsiz zenginleşme olarak nitelendirilmiş olmasının hatalı olduğunu , davacı tanıklarının beyanlarının hiç dikkate alınmadığını, davanın dayanağı olan sözleşme aslının davacıdan hiçbir surette istenmediğini ,sadece fotokopiye dayanarak ihtiyati haciz ve tedbir kararları verildiğini, davacı lehine dayanak ve hukuki karine olarak kullanıldığını , ancak müvekkili lehine aslı talep edildiğinde yok sayılarak,geçeriz bir sözleşme olarak kabul edildiğini ,müvekkilinin ödeme karşılığında bu belge aslını davacıdan aldığını ve dava konusu alacak verecek konusunu kapattığını, ancak yerel mahkemece bu hususun açıklanmadığını ve sadece ödemeye ilişkin belge olmadığından davanın sebepsiz zenginleşme nedeni ile kabulüne karar verildiğini, davanın dayanağı olan sözleşme her ne kadar hukuken şekil şartlarına aykırı bir belge olarak mahkemece kabul...

      Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talep edilebilmesi için borçlunun mal varlığında, bir başkasının aleyhine bir zenginleşme meydana gelmeli, zenginleşme ve zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır. Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan ve tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır. Geri verme borcunun konusu ve kapsamı; "Aynen Geri Verme İlkesi"ne göre düzenlenmiştir. İspat hususuna gelince; Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür....

      Bölge adliye mahkemesince; tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, davanın belirsiz alacak davası olarak kabul edilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş, hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2- Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) konuya ilişkin 77 ve devamı maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme;...

        Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun konuya ilişkin 77 ve devamı maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır. Öte yandan, hukuki işlemin borç doğurmasının nedeni irade açıklamasıdır. Sebepsiz zenginleşmenin borç doğurmasının nedeni ise, tam aksine, kişinin iradesi dışında malvarlığında bir eksilmenin meydana gelmesidir....

        Yani zenginleşme fakirleşmenin karşılığı olmalıdır. Başka bir anlatımla aralarında illiyet bağı bulunmalıdır. İade borcunun kapsamını belirlemede öncelikle fakirleşme ve zenginleşme zamanının tesbit edilmesi gerekir. Ekonomik yönden zenginleşmenin ve fakirleşmenin, taşınmazın şuyunun satış ücretiyle giderildiği anda gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Davacının, dava açtığı tarihte ortaklığın giderilmesi davası sonuçlanmamış, dava konusu taşınmaz satılıp davacının elinden alınmamıştır. Diğer bir anlatımla bu aşamada sebepsiz zenginleşme oluşmamıştır.Bu durumda, mahkemece; sebepsiz zenginleşme olgusu henüz gerçekleşmediğinden, davacının davasının temyiz eden davalı yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde davanın kabulüne ilişkin hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....

          Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talep edilebilmesi için, borçlunun mal varlığından bir başkasının aleyhine olarak bir zenginleşme meydana gelmeli, zenginleşme ve zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır. İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen dosyada, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunundan kaynaklanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve idare adına tesciliyle bir ihtilaf söz konusu olmayıp mirasçılar arasında yapılan taksim sözleşmesi, muhdesatın aidiyetinin tespiti ve nihayetinde sebepsiz zenginleşme olup olmadığı hususlarında uyuşmazlık mevcuttur. Kayseri Bölge Adliye Mahkemesinin iş bölümü Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 21/06/2019 tarih ve 678 sayılı kararı ile belirlenmiştir. Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4....

          Aksi takdirde, kısmi iade durumu oluşacak, iade dışındaki zenginleşme iade borçlusu yedinde haksız zenginleşme olarak kalacak, iade borçlularının iadede direnmelerine neden olacaktır. Ancak, burada denkleştirme yapılırken, iade alacaklısının geçersiz sözleşmenin ifa edilmeyeceğini öğrendiği tarihe dikkat edilmelidir. Zira geçersiz sözleşmenin artık ifa edilmeyeceğini bile bile haksız zenginleşmenin iadesini istemeyen alacaklı, zararının artmasına kendisi sebep olacağından bu artan zararını iade borçlusundan istenememelidir. Somut olayda, davacı tarafından davanın gerçek değerinin belirlenmesinden sonra yapacakları ıslahla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla toplam 33.000,00 TL maddi tazminatın taşınmaz satış sözleşmesi tarihinden başlayarak hesaplanacak ticari faizi ile tahsili talep edildiğine göre; bu talebin sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince ve denkleştirici adalet ilkesinin esas alınması suretiyle tahsili talebine ilişkin olduğu kabul edilmelidir....

            UYAP Entegrasyonu