Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

in ise ayrı olarak 10.02.1995 tarihinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinde belirtilen peşinatı ve kalan bakiyeyi tamamen ve nakden aldıklarını belirttikleri ibranameyi imzaladıklarını, ayrıca davalıların gayrimenkul satış vaadlerinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmelerinin imzalandığı tarihten itibaren zilyetlik ve kullanma haklarını devrettiklerini, Kuşadası Kadastro Mahkemesinin 2002/1 E. ve 2002/1 K. sayılı dosyasında 17.07.2002 tarihinde satış vaadi sözleşmesine konu taşınmazın tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline karar verildiğini, bu kararın 06.10.2008 tarihinde karar düzeltme talebi olmaksızın Yargıtay tarafından onanıp kesinleştiğini, taşınmazın 8/128 hissesinin davalıların murisi ...adına ve 24/128 hissesinin ise ...ve Gülizar Kaya adına iştirak halinde tespit gördüğünü, daha sonra davalılar tarafından yargılamanın yenilenmesinin talep edildiğini, bu talebin değerlendirilmesi aşamasında dosya görev değişikliği nedeni ile Söke Kadastro Mahkemesine (2013/2 E.) gönderildiğini,...

    Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz satış vaadi sözleşmesiyle amaçlanan ileride bir taşınmazın satış işlemlerinin yapılmasıdır. Başka bir anlatımla taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesi yapılmakla vaad borçlusu ileride taşınmaz mal mülkiyetini vaad alacaklısına geçirme taahhüdünde bulunur. İleride yapılması taahhüt edilen akit ise taşınmaz mal satımıdır. O yüzden taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri ileride yapılacak taşınmaz satış sözleşmesinin esaslı unsurlarını ihtiva etmelidir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır....

    Ancak satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan “dürüst davranma kuralı” ile bağdaşmayacağından dinlenmez Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayanan tescil isteminin hüküm altına alınabilmesi için sözleşmede kararlaştırılan bedel ödenmiş olmalıdır. Ancak, bedelden ödenmeyen bir kısım var ise, bu bedel Borçlar Kanununun 81. maddesi uyarınca depo ettirilmelidir Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır....

      Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal tescil ve intifa hakkının tapuya yazılması isteğine ilişkindir. Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706 ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re'sen düzenlenmesi gereken bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyeti devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptal ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinin, Türk Medeni Kanununun 1009. maddesi uyarınca tapunun beyanlar hanesine şerhi mümkündür....

        Fakat elbirliği ortaklığına dahil paydaşlar arasında gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapılmışsa iştirak bozulmamak kaydıyla satıcı elbirliği ortağının payının alıcı elbirliği ortağının payına ilave edilmek suretiyle satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı vardır. Kişisel borç doğuran bir sözleşme olması nedeniyle satış vaadi sözleşmesinin geçerli olması için vaat borçlusunun satış vaadinin yapıldığı tarihte tapuda kayıtlı taşınmazın maliki olması gerekmez. Bir başka deyimle, borç doğuran bir sözleşmenin geçerliliği hiçbir zaman satıcının satış tarihinde veya daha sonra o şeye malik olması şartına bağlı değildir. Vaatte bulunanın satış vaadinin konusunu oluşturan taşınmaz üzerinde tasarruf yetkisinin varlığını aramak da gerekmez. Satış vaadi sözleşmelerinde, satış vaat eden sözleşmede devir tarihi olarak belirtilen tarihte sözleşme konusu taşınmazı satış vaadedilene devretmekle yükümlüdür....

        in birlikte davalı yüklenici ... ile sözleşmeler akdettiklerini, 18.06.1998 günü düzenlenen taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ve haricen düzenlenen adi yazılı sözleşme gereğince yüklenici tarafından kendisine zilyetliği teslim edilen ancak tapu devri yapılmayan 3. kattaki dairenin tapusunun iptâli ile davacı adına tescilini, sözleşmenin gereği gibi ifa edilmemesi sebebiyle kira kaybından kaynaklanan zarar nedeniyle şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın ve 500,00 TL manevi tazminatın tahsilini istemiştir....

          İddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre, dava, ön ödemeli konut satış sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulu'nun İş bölümüne ilişkin kararı gereğince "6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunda düzenlenen abonelik, eser, taşıma, sigorta, bankacılık sözleşmeleri dışındaki sözleşmelerden (devre mülk, devre tatil, paket tur, kapıdan satış gibi) kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar"a karşı istinaf inceleme görevinin 18., 19. veya 46. Hukuk Dairesi'ne ait olduğu belirlendiğinden, dairemizin bu istinaf başvurusunu incelemeye görevli olmadığı anlaşılmakla, aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. K A R A R : Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1- Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE 2- Dava dosyasının İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. 19. veya 46....

          Davalı Hasan Lafçı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; önceki savunmalarını tekrarla, 'Ceren Yapı İnşaat Daire Satış Sözleşmesi''nin adı ve içeriğinden anlaşılacağı üzere bir taşınmaz satış vaadi olduğunu, iş bu sözleşmenin adi yazılı olarak düzenlenmiş olup bir bağlayıcılığı olmayan geçersiz bir sözleşme olduğunu, taşınmaz mülkiyetinin devrini amaçlayan bütün sözleşmelerin geçerliliği resmi şekilde yapılmasına bağlı olduğunu, resmi şekilde yapılmayan gayrimenkul satış sözleşmeleri geçersiz olup taraflar arasında hiçbir bağlayıcılıkları olmadığını, Taşınmaz satış vaadi sözleşmesi de ileride taşınmaz mülkiyetinin tapuda devrini yapmayı taahhüt eden bir ön sözleşme olduğunu, taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinin de resmi senet şeklinde düzenlenmesi ve noter huzurunda iki tarafça imzalanması suretiyle geçerlilik kazanacağını, sözleşmenin şekil şartı kamu düzeni ile ilgili olup noter tarafından düzenleme şeklinde yapılması zorunlu olduğunu, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin noter...

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalıların murisi ... ... tarafından davalı mirasçı ... ...’a verilen vekalete istinaden ... 1. Noterliğince düzenlenen 19.06.2003 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile ... ... adına kayıtlı taşınmaz hisseleri bedelini ödeyerek satın aldığını, satın alınan taşınmazların tapu devrinin gerçekleştirilmesi açtığı tapu iptal ve tescil davasının reddine karar verildiğini ileri sürerek harca esas değeri 10.000,00 TL gösterip, satış vaadi sözleşmesine konu taşınmazlardaki ... ...’e ait hisselerin rayiç bedellerinin tespiti ile davalılardan tahsilini istemiştir. Davalılar, davanın reddini dilemiştir....

            Davalılar, dava konusu taşınmazların elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi olduğunu ve satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı bulunmadığını, ayrıca satış vaadi sözleşmelerinin teminat amacıyla düzenlendiğini ve geçerli olmadığını, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davalılar ..., ..., ..., ... ve ... aleyhine açılan davanın feragat nedeniyle reddine, diğer davalılar aleyhine açılan davanın ise dava konusu taşınmazların elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi olduğu ve elbirliği mülkiyeti çözülmeden satış vaadi sözleşmelerinin ifa olanağının bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiş ve reddi gerekmiştir. 2-Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verilebilmesi için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır....

              UYAP Entegrasyonu