Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava dilekçesinin içeriği davacı vekili tarafından verilen 14.02.2007 tarihli açıklayıcı beyanlarını içeren dilekçesi ve tüm dosya içeriğinden anlaşıldığı gibi davacı taraf, hem davalı ile aralarında yaptıkları 05.12.1994 tarihli gayrimenkul satış sözleşmesi nedeniyle davalıya murislerinden intikal eden taşınmazların davacılar adına tapuda intikal ettirilmemesinden doğan paylar yönünden oluşan alacak, hem de bu gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden sonra davacılar tarafından diğer hissedarlardan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesiyle alınan payların inanç sözleşmesi iddiasına dayalı olarak ve ayrıca vekaletname ile davalı adına tescil ettirmelerinden dolayı da alacak isteminde bulunmuştur. Mahkemenin, sadece taraflar arasındaki gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı olarak talepte bulunulduğu değerlendirilerek hüküm tesisi yerinde değildir....

    Noterliğinde 07.07.1970 tarihve 15145 yevmiye no'lu geçerli bir satış vaadi sözleşmesi düzenlendiği, sözleşmede taraflarca belirlenen bedelin davacılar murisi tarafından davalılar murislerine nakden ve tamamen ödendiği belirtilmiştir. Böylece, resmi sözleşmede ödendiği belirtilen bedelin ödenmediği ancak aynı değerde başka delil ile ispatı gerekeceğinden davacının satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan edimini yerine getirdiğinin kabulü gerekir. Öte yandan taşınmazın davalılar ... mirasçıları tarafından tapuda üçüncü kişilere devredilmiş olmasıyla satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davacılara devir şeklindeki ifanın artık imkansız hale geldiği açıktır. Bu nedenle, bir taahhüt muamelesi olarak geçerliliğini koruyan sözleşme gereği dava konusu taşınmazların Türk Borçlar Kanunu 77. ve 136....

      Maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706 ve Noterlik Kanununun 89.maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re'sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaad alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716.maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verilebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır. Davanın dayanağını oluşturan 19.04.2004 tarihli ve 16.12.2008 tarihli satış vaadi sözleşmesi ve devir ve temlik sözleşmesi biçimine uygun düzenlenmiş geçerli sözleşmelerdir. Satış vaadi sözleşmelerinde imar parselleri de satışa konu edilebilir....

        Somut olaya gelince, davacının dayanağı olan satış vaadi sözleşmesi ile satış vaadinde bulunan davalı tarafından tapuda murisi .....kendisine intikal edecek miras hak ve hisselerinin satışının vaadedildiği anlaşılmaktadır. Dava konusu taşınmazlar o tarihte muris .... adına kayıtlı iken intikalen yine mirasçıları adına tescil edilmiş ancak halen de mirasçıları adına elbirliği mülkiyeti şeklinde kayıtlı bulunmaktadır. Satış vaadi alacaklısı davacı ... elbirliği mülkiyetine dahil bulunmadığından taraflar arasında düzenlenen satış vaadi sözleşmesi halen geçerli olmakla birlikte satış vaadine konu taşınmazlar elbirliği mülkiyetinden paylı mülkiyete dönüştürülmedikçe sözleşmenin ifa olanağı bulunmadığından davacı adına tescile karar verilmesi mümkün değildir. .... Bu itibarla, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir....

          Somut olay incelendiğinde; taraflar arasında imzalanan satış vaadi sözleşmesinin düzenleme şeklinde noterde yapıldığı, sözleşme içeriğinde taşınmaz bedelinin nakden ödendiğinin ifade edildiği görülmüştür. Dolayısıyla taraflar arasındaki satış vaadi sözleşmesinin yasal maddi unsurları ihtiva ettiği ve geçerli olduğu noktasında bir tereddüt yoktur....

          Kaynağını Borçlar Kanunu’nun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanunu’nun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanunu’nun 706 (önceki Medeni Kanunun 634) ve Noterlik Kanunu’nun 89. madde hükümleri uyarınca noter önünde resen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaad alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Medeni Kanunun 716 (önceki Medeni Kanun 642) maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağının bulunması zorunludur....

            Her ne kadar davacı vekili tarafından satış vaadi sözleşmesinde satış vaadi borçluları tarafından murislerinden gelen veya gelecek hisselerin de satışlarının müvekkiline vaad edildiği belirtilerek belirtilen hisselerin iptali talebinde bulunulmuş ise de; satış vaadi sözleşmesinde satış vaadi borçluları tarafından gayrimenkuldeki hak ve hisselerinin tamamının satışının vaat edildiği, satış vaadi sözleşmesinde satış vaadi borçluları tarafından murislerden gelecek paylara ilişkin vaatte bulunulmadığı, satış vaadi tarihinde satış vaadi borçluları adlarına kayıtlı hisselerin Gaziosmanpaşa 2....

            Noterliğin’de düzenlenen 05.07.2004 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile kendisine ait taşınmazı diğer davalı ...’e satışını vaad etmesi nedeniyle davalı ... tarafından ... ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/296 Esas sayılı dosyasında dava açıldığını, bu dava açılana kadar satış vaadi sözleşmesinden haberi olmadığını ve davalı ... tarafından vekalet görevinin kötüye kullanıldığını ileri sürerek davalılar arasında imzalanan 05.07.2004 tarihli satış vaadi sözleşmesinin iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalı ..., diğer davalının eşi ile aralarında alacak-borç ilişkisi bulunduğunu, söz konusu 05.07.2004 tarihli satış vaadi sözleşmesini davacının vekili sıfatıyla ancak kendi şahsi borcuna teminat olarak diğer davalıyla imzaladığını,, daha sonra diğer davalı ...’in eşinin isteği ile aynı taşınmazın başka bir hissedarına ait hisseleri ......

              İşbu dosya için kesin hüküm oluşturmayacağı gibi, ortada geçerli bir satış vaadi sözleşmesi olup yine dava dışı Osman'ın satış vaadi ile aldığı taşınmazları yine geçerli bir noter sözleşmesi ile T1'e satışını vaad ettiği anlaşılmıştır. Satış vaadinin geçerli olabilmesi için satışa konu taşınmazın belirli yada belirlenebilir olması yeterlidir. Ayrıca dava konusu taşınmazlarda intikal işlemi de yapılmış olmakla ve iştirak halinde mülkiyet durumunda dahi, iştirakçilerden birisinin diğer hissedara yapmış olduğu satış geçerlidir. Bunun yanında mahkemenin kesin hüküm kabul ettiği önceki dava, satış vaadi sözleşmesinde ifa imkansızlığını da gerekçe gösterip ret kararı verilmiştir. Satış vaadinin ifa imkanının doğması ile bu tür davalar tekrar açılabilir....

              - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalı Müşerref'e ait taşınmazda yapılmak üzere çizilen ve...tarihinde onaylayarak ruhsatı alınan 6 ve 8 numaralı dükkanlara tekabül eden ... tarihli düzenleme şeklinde satış vaadi senedi düzenlendiğini, satış vaadi ile dükkanların zilyetliğinin müvekkiline teslim edildiğini, satış bedeli olan... peşin ödendiğini, satış vaadinde bulunanın satma vaadinden cayması halinde ...cezai şart ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, davalıların ..bedelli teminat senedi verdiklerini, davalılar ve ortaklarının kat irtifakı kuramadıklarını, davalı Müşerref'in satışını vaat ettiği 6 ve 8 numaralı cadde üzerinde bulunan 2 dükkanın yerini, yeni çizdirmiş olduğu ve belediyeye onaylattığı ...tarihli yeni projede pasaj içinde gösterdiğini, satış vaadi sözleşmesinin uygulanma imkanı kalmadığını, .. bedelli senedin takibe konulduğunu, davalıların takibe itiraz ettiklerini ileri sürerek gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin...

                UYAP Entegrasyonu